1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. Protokol’un Programı; Ana ve Çirkin Kızkardeşler…
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

Protokol’un Programı; Ana ve Çirkin Kızkardeşler…

A+A-

Mevcut Ersin Tatar (ET) Hükümeti Türkiye ile Mali Ekonomik Protokol imzalamak için kurulmuş… Kendileri öyle dedi, anavatanları sadece onları seviyormuş… Öyle olsun; zaten benzer kanatlı kuşlar beraber uçarmış…

Alayla valayla ve fakat hükümet kurulduktan ancak iki ay sonra ve yalvar-yakar ptotokolü imzalamayı başardılar; «Bu ne sevgi ah, bu ne ızdırap» şarkısını sessizde söyledi ET Hükümeti… Protokol 1 milyar 215 milyon TL’lik olacak gibi reklamlar yaptılar, 750 milyon TL’ye (mTL) imza attılar… Sıra para akışına geldi… Ana çok severdi ya onları, para şipşak akacak… İdi… Öyle dedilerdi… «Yaz tahtaya, bak haftaya» oldu, şarkının devamı olan «Zavallı kalbim ne kadar harab» dizesi ET Hükümeti’nin dilinde pelesenk oldu; haftalar aylar geçti… AKP Hükümeti’ne gene rica minnet, yalvar yakar; protokol imzalandıktan iki ay sonra para geldi ama 750 mTL de değil, eksiltildi…

Paranın aslında gelmediğine dair söylentiler de var ama tutun ki geldi… Gelen paranın 330 mTL kadarı askeri harcamalar için, bunun 200 mTL kadarı da Dörtlü Koalisyon Hükümeti’nin, askerin harcamaları için ödediği (yani TC’yi borçlandırdığı) meblağ… Dörtlü Koalisyon, Türkiye’den para alamadığı bir yana, bulmuş buluşturmuş, mükellefiyetlerini yerine getirmiş, üstüne üstlük bir de Türkiye’nin mükellefiyetleri için de ödeme yapmış… Türkiye’ye yalvar yakar olmamış, ağlamamış da; sadece, kendi ayakları üzerinde durabilmenin başarısı ile geleceğe dair gülümsemiş. Galiba ananın canı buna çok sıkıldı ki, ateşi maşa ile tuttu… «Enkaz devraldık» edebiyatı yapan ET Hükümeti, Dörtlü Koalisyon’un Türkiye’ye verdiği borcu aldı aslında… Bu durumda «Mirasyedi» olan hükümet, bayram çocuğu gibi sevinip, ‘ölen’e değil de ‘öldüren’e teşekkür etti…

Gelen paranın bakiyesi de, hakedişlerini almadıkları için yüklendikleri işleri askıya alan müteahhitlere ödenecek… Daha para ne zaman diye merak edenlere «Yaz tahtaya, bak gelen yıla» olur cevap… Ve Türkiye’nin de kendini haklı çıkaracak mazareti var çünkü ET Hükümeti Protokol’ün programına uymadı. Somut veriler :

  • Ağustos ayı içinde Koop Bank yeniden yapılandırılacak, Yönetim Kurulu profesyonelleşecek, iştiraklar elden çıkarılacak, devletin Koop Bank’a borçlarını geri ödeme planı çıkarılacaktı
  • Eylül ayı içinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı OECD ortalamasına getirilecek, kırsal kalkınma için mikro kredi programları yapılacak, turizm teşvikleri tüzüğünün denetim ve kapsam kısımları yenilenecek, Yüksek Öğrenim Strateji Belgesi ve YÖDAK Denetim Tüzüğü Bakanlar Kurulu kararı ile yürürülüğe girecek, üniversitelerin stratejik planı yapması için yasa hazırlanacak ve mezbaha kriterleri belirlenecekti… (Acaba Kurban Bayramı’nda bir evde yerde kurban kesimini ziyaret eden ve sosyal medyada boy boy resimleri yayınlanan Sağlık Bakanı bu amaç için mi bayram günü de olsa mesai yapıyordu ?!)
  • Ve bir de 2019 yılı içinde başlatılıp yıl süresince yapılacak işler vardı, örneğin: Toplu İş Sözleşmesi düzenini alt-üst edecek yasal değişiklik yapılacaktı; Kıb-Tek’te personnel maliyetleri azaltılacak, Kamu İhale Yasası değiştirilecek, 2019-2010 eğitim yılında okul öncesi eğitiminde tam gün eğitim yapılacak, ara insan gücü yetiştirmek için eğitimler uygulanacak, TC ile ticaretin TL cinsinden olması için çalışmalar başlatılacaktı…

Türkiye, «Ne kadar ekmek, o kadar köfte» düsturundan hareketle, «sizden ekmek yok; bizden köfte hiç yok» diyecek çünkü ve aslında Türkiye’de de köfte kalmamış… ET hükümeti de kendisini kuran anasına «Şükran» edebiyatı donanımı ile yalvar yakarına devam edecek… Külkedisi/Sinderella masalının ‘Ana ve çirkin kız kardeşler’i gibi Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar durumu idare edecekler, ayaklarına uymayan o ayakkabıyı ısrarla giymek için zorlayarak devam edecekler… Sonrası mı?! Ana ve çirkin kız kardeşler kavgası belki kamuoyu önünde olmayacak ama gürültüsü ve kokuları etrafı saracak… Ana, çirkiz kızları ile birlikte evin tüm işlerini üstlenen ‘üvey’ kıza ne yapsa, ne kadar horlasa, nereye kapatsa, sonuçta ayakkabıyı bir Külkedisi giyecek…

Hiç olmazsa, bu ana ve çirkin kız kardeşler biraz kendilerini ‘toparlasa’… Nikos’a bile kandılar; adam Crans-Montana’da bir ayak oyunu çekti, o gün bugündür yedikleri golü çıkaracaklar diye nafile uğraşıyorlar… «Ama sen bana böyle böyle demiştin» deyip duruyorlar da adam inkar ediyor ve öyle dediğinin ıspatı da yok,… İşin kötü tarafı da, Kıbrıslı Türkleri aptal sayıp kandıracağını sananların zekasının, Nikos’un yazdığı senaryodaki rollerini kestirememesi…

Sonuç: Protokol uygulanmayacak, yenisi de uygulanmamak üzere imzalanacak, mali katkı Türkiye’den serum gibi seyrekleştirilmiş damlalar olarak gelecek, ‘Ana ve çirkin kızları’ Nikos’un ‘kandırıkçılığına’ kurban gitmenin anlı-şanlı anaya ve ellerinden tuttuğu çirkiz kızlarına yakışmadığının hicabı ve vebali ile Külkedilerine saldıracak… Ama murada eremeyecekler…           

Bu yazı toplam 1692 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar