Psikoloji
Cihangir- Mağusa Türk Gücü maçı…
Tek cümleyle “Bu sezon izlediğin en güzel maç.”
Hani maç gibi maç derler ya asıl öyle.
Tam yedi gol.
Sarı kartların havada uçuştuğu, bir topun direkten döndüğü, bir Telsim Süper Lig mücadelesi…
Bunların da ötesinde “futbol oyunun”, ne kadar sürprizlerle dolu olduğunu, “futbolcu psikolojisinin” ne kadar renklilikler içerdiğini bir kez daha “kanıtlayan” bir karşılaşma.
Maça iyi başlayan taraf olan MTG, “zorlu bir deplasmanda” bir anda 3-0 gibi bir skoru yakaladı. Oynadığı oyun bunu hak ettiğini gösteriyordu.
Sağda Uğur, solda Erol kulvarlarını ofansif açıdan çok iyi kullanmakla birlikte, istekli oyunları takım arkadaşlarının “psikolojilerine” pozitif etki yaptı.
Orta sahada “görünmez kahraman” konumdaki Nurettin’in iyi mücadelesi, Diallo’nun topla üretkenliği MTG’nin “emeğinin” skora yansıtan unsurları oldu.
Cihangir teknik patronu Ahmet Dedekorkut’un kadroda yaptığı “anlamsız” değişikliklerin de tutmaması ve bir bakıma “macera arayıp”, Sezer gibi bir orta saha “dinamosunu” kanatta oynatması, MTG’nin de işini kolaylaştırdı doğrusu…
İlk devrede “kanatsız” oynayan bir Cihangir karşısında her iki kulvarı inanılmaz etkili kullanan MTG’nin yakaladığı 3-0’lık skor avantajı, bu devrenin son dakikasında ikiye indi.
Kendi evinde oynayan ve devre arasına 1 gol atarak, ikinci devreye baskılı başlamak isteyen bir Cihangir’in çıkacağı doğaldı.
Doğal olmayan, MTG’nin ikinci devrenin ilk 20 dakikasında sergilediği anlamsız oyundu.
Orta alanda pas yapamayan, “kanatları bir anda kırılan” MTG kalesinde ikinci golü görünce panik başladı.
Rakip 10 kişi kalmasına rağmen istekli ve arzulu oyununa devam etmesi meyvesini verdi ve skor bir anda 3-0’dan 3-3 geldi.
MTG’nin konsantrasyon eksikliği, kalesinde 2 gol görmesini getirirken, “aynı olay” 3-3 yakalayan Cihangir’in de başına geldi ve beraberlik sevinci 4 dakika sürdü.
Şimdi buraya kadar olanları futbolun doğası ve psikolojisi içerisinde değerlendirmek mümkün.
MTG teknik adamı açısından masaya yatırılıp üzerinde kafa patlatılması gereken nokta ikinci devrenin ilk 20 dakikasında sergilenen “mahalle futbol” anlayışıdır.
Yoksa ilk devrede oynanan futbolun yüzde 70’ü geriye kalan maçlara yayılsa, MTG şampiyonluğa bile oynar derim.
Cihangir bana göre maça çıkmadan maçı kaybetti.
Çünkü orta sahada topla oynayan, adam basan, top kazanan Sezer’in kanatta oynatılması “intihardı.” Bir kere bu oyunun direkt kaleye gitme özelliği yok, topla çizgiye inip orta yapma özelliği de yok.
Orta sahadaki meziyetleri takıma daha büyük katkı yapar.
Nitekim Ahmet Dedekorkut, ikinci yarıya alışılmış kanat oyuncuları olan Hasan Yaşinses ve Fırat’ı alarak başladı ve golleri buldu.
Kendi açımdan ise sonuç ne olursa olsun, nefes kesen, heyecan veren keyifli bir karşılama izledim. İki takıma da teşekkür ederim.
Cihangir seyircisinin, sahaya attığı ve yardımcı hakemin yüzüne geldiği şişeyi atan seyirciyi bir sporsever olara kınarım.