Psikolojik faktörlerin beslenme alışkanlıklarımız üzerindeki rolü
Yeme alışkanlıklarımız ile günlük duygu durumumuzun, bilinç altımızdaki mesajların, yeme alışkanlığımızla ilgili aldığımız veya çevremizde tanık olduğumuz olumlu veya olumsuz pekiştirenlerle doğru orantılı bir etkileşimi mevcuttur.
Toplumumuza genel olarak baktığımız zaman ebeveynler tarafından “ yemeğini ye ki büyüyesin”, “ yemeğini ye ki güçlenesin” ,”yemeğini yedin kollarını sık kaslarını göreyim“ söylemleriyle yetiştirilen çocuklara rastlıyoruz. Bu şekilde yetiştirilen bireyin kendini her güçsüz hissettiğinde yemek yemeye yönelmekte olduğunu çaresiz, mutsuz, yorgun, ruhsal yönden çöküntüde olduğunda aç olmadığı halde yeme davranışında artış gözlemleyebilmekteyiz.
Bununla birlikte kişinin karakteristik özelliklerine bağlı olarak yemeğini yemeyerek ebeveynlerine tepki gösteren bireylerin de öfkeli, kızgın oldukları zaman yeterli besin alamadıklarını da gözlemleyebilmekteyiz.
Bilişim çağında ise olay çok daha farklı boyutlara doğru taşınmaktadır. İnternet özellikle sosyal medya, akıllı telefonlar, televizyon gibi faktörler “güzellik” kavramını istediği gibi şekillendirmekte ve bu da bireyin yeme alışkanlıklarına bilinçsiz bir şekilde yön vermesine neden olmaktadır.
Örneğin bir dönem “sıfır beden” toplum içerisinde moda haline gelmiştir ve bu dönemde kişiler de “anoreksiya nervoza” (kişinin kilo alma kaygısı nedeniyle ciddi iştah kayıplarının olması, yoğun kilo alma kaygısı, vücut ağırlığında ciddi düşüş görülmesi, vücudun ihtiyacı olan kalori miktarını aldıktan sonra bunu kusarak çıkarması ve bunun daha sonra önlenemez hale gelmesi…) gibi psikolojik rahatsızlıklara daha çok rastlanmıştır.
Şimdilerde ise kadınlarda ince bel ve büyük kalça erkeklerde “six pack” ( vücutta altılı kas kümesi) toplum içerisinde benimsenmiştir ve kişilerin protein hatta dıştan hormon alımları yükselmiştir. Bireye nasıl görünmeyi istiyorsun diye sorulduğunda verdiği cevap vücudumun “x” kişi gibi olmasını istiyorumdur. Birey başka kişilere özenmekte ve kendine özgü bir seçeneği seçmemektedir.
Toplum tarafından “yemeğini yemezsen güçlenemezsin” şeklinde büyütülen çocuklarsa ergenlik çağından sonra kilo aldıklarında “ çok aldın kimse seni beğenmeyecek, yoldan geçen birine ne kadar kilolu biri diyerek kilolu olmayı yadırgayarak konuşmakla birlikte zayıf olan bir insan içinse çelimsiz, sıska gibi yorumlar yaparak kişinin yemek yeme güdüsünü psikolojik olarak etkilemektedir.
Bu gibi söylemler bireyin fizyolojik ve psikolojik sağlığını olumsuz olarak da etkilemektedir.
Yaşamımızda en önemli şey olan sağlığımızı korumak bizim elimizde ve sorumluluğumuzdadır. “ Neden sağlıksız
ve fazla yiyorum” yada “”Neden vücuduma yeterli kaloriyi sağlıklı besinlerle almıyorum” sorularını kendimize sormak, hayatımızda yeme alışkanlığımızla ilgili bir sorun olduğunu fark etmek, ileriye doğru bir adım atmamızı sağlayacaktır. Kendi kendimizi sorgulamamız, yardım almamız yaptığımız davranışın nedenlerini bulmamız, hatalı olanı yararlı olanla değiştirmemiz bize fayda sağlayacaktır. Sağlıklı günler dilerim…