1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. Rakamlarla ‘kadın’ olmak
Sami Özuslu

Sami Özuslu

Rakamlarla ‘kadın’ olmak

A+A-


Bugün ‘kutlama günü’ değil.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü, bir mücadeleyi anlatır.
En temelde ‘kadınların eşitlik’ talebini…
Eşit değildi çünkü kadınlar…
Ne iş yaşamında…
Ne sosyal hayatta…
Ne siyasette…
Ne kamuda…
Ne dini kurumlarda…
‘Eşit işe eşit ücret’ ilkesi dahil, kadınların aleyhineydi uygulamalar.
Ve yürekli kadınlar buna karşı çıktı. İsyan etti. Baş kaldırdı. Eylem yaptı.
Kanlı biçimde bastırdı egemen güçler kadın hareketini…
Her ‘hak arayışı’ gibi, kadınların ‘insanca yaşam’ talepleri de ‘düzen bekçileri’nin gazabına uğradı.
İnsanlık tarihi böyle bir tarihti işte…

***

Tarih aktı, gitti.
Durmadı hiç…
Biz de onun içinde yüzüyoruz bir bakıma…
Şimdi, yani 21’inci yüzyıla denk düşen bu tarih bölümünde ‘aktör’ ya da ‘figüran’ olarak varız yeryüzünde…
‘İyi aktör’ yahut ‘kötü aktör’…
‘Haklıdan yana figüran’ veya ‘ezenden, düzenden yana figüran’…
Tercih meselesi bu…
Yerkürede 180’den fazla ‘ülke’ var.
Her birinde aynı şekilde akıp gitmiyor hayat…
Dünyanın bütün zenginliklerinin yüzde 99’unu yüzde 1’lik azınlık yiyip tüketiyor. Geriye kalan yüzde 99’umuz ise yüzde 1’lik payı paylaşmaya çalışırken birbirimizi yiyoruz!
Dünya bu çağda bile hiç de ‘adil’ değil!..

***

‘Kadın hakları’, ‘insan hakları’nın yani ‘insan olma hakkı’nın kopmaz bir parçasıdır, kimileri “bir grup feministin yaygarasıdır” diye algılasa da…
Ve ‘ilerici’ olmanın gereğidir kadına değer vermek… Lafla değil ama… Kadını hayatın her alanında ‘eşit’ görerek, öyle davranarak…
“Bizde kadınların çok hakkı var, daha ne istiyorlar?” lafını pek sık duyuyoruz.
‘Ölçek’ olarak Anadolu görülüyor çünkü…
Türkiye’de kadına uygulanan şiddet, haksızlık, eşitsizlik, hatta ‘yok sayma’ o kadar yaygın ki…
Edebiyatı, sanatı, medyası, kültürü, siyaseti, sporuyla iç içe yaşadığımız Türkiye’ye bakınca kadın hakları bakımından ‘ileride’yiz, evet… Kıbrıs Türk kadını modernliğiyle, ilericiliğiyle, hayatın her alanına dokunuşuyla bu coğrafyada ‘iyi’ bir yerde duruyor.
Lakin bu yetmez…
Zira kadının adı hala birçok alanda yok...
1975’ten bu yana hiç KADIN CUMHURBAŞKANI’mız olmamış.
Sibel Siber’in ‘geçiş dönemi’ hariç, hiç KADIN BAŞBAKAN çıkaramamışız.
50 kişilik meclisimizde şu an KADIN MİLLETVEKİLİ sayısı sadece 4…
KADIN PARTİ BAŞKANI yok. Hiç olmadı da!..
28 beldemiz var ama bir tek KADIN BELEDİYE BAŞKANI’mız yok.
KADININ İŞGÜCÜNE KATILIM ORANI yüzde 35’te kalıyor.
Erkekler ortalama 79,6 yıl yaşarken KADININ ORTALAMA ÖMRÜ 83,1 yıl…
Rakamlar da kadının ‘olması gereken yer’de olmadığını söylüyor.
Ve ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü çiçek-böcek-demeç modundan uzak tutmak gerekiyor…

Bu yazı toplam 1570 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar