1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Ramadan Ahmet’in ardından…”
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Ramadan Ahmet’in ardından…”

A+A-

1963 “kaybı” Ramadan Ahmet’in gömü yerini bulmamıza yardım eden Kıbrıslırum okurumuz, duygularını kaleme aldığı yazısını Türkçeleştirdi ve bizimle de paylaştı…

 

 

cenaze-001.jpg

1963 “kaybı” Ramadan Ahmet’in gömü yerini bulmamıza yardım eden Kıbrıslırum okurumuz, duygularını kaleme aldığı yazısını Türkçeleştirerek bizimle de paylaştı…

Okurumuz yıllar önce 1963 “kaybı”, Arodezli Ramadan Ahmet’in gömü yerini bulabilmemiz için bize çok yardım etmişti…

Kıbrıslırum okurumuzun daha önce HARAVGİ gazetesinde de yayımlanan ve Türkçeleştirerek okurlarımızla paylaşmamız için bize göndermiş olduğu yazısı şöyle:

“Ramadan’la tanışma şansım olmadı. Ancak onun yaşadığı yöreyi iyi biliyorum. Arodez, İnya, Druşa, Terra, Kritu Terra… Polem köyünde pek çok kuyunun başında bulundum. Onun kemikleri de bu kuyulardan birinde idi. Katiller onun cansız bedenini oraya atmışlardı. Öldürüldüğü yerden yaklaşık 20 kilometre uzakta.

Ramadan, seni öldüren katillerin pusu kurduğu yere kadar yolu yürüdüm. Senin kanlarını baban ve kardeşlerin orada bulmuşlardı. Lambası kırılmış motosikletini de… İsa’nın doğum yıldönümünden üç gün sonraydı. 1964 yılbaşından üç gün önce. Bu Kıbrıslırum katiller “iyi” Hristiyanlar diye bilinirlerdi. O zamanlar çocuklu aile reisleriydi, şimdi torunlu dedeler…

Kıbrıslıtürk Ramadan henüz 22 yaşındaydı. Katiller onun bir buçuk yaşındaki bir kızını yetim, Ramadan’ın karısını dul bıraktılar. Büyük bir ailenin hayatını kararttılar. Ramadan’ın ailesini aradım, buldum. Kızıyla, kardeşleriyle, torunlarıyla tanıştım. Kardeşi Beyit ve ailesiyle iyi arkadaş olduk. Yolu’dan Hristos ve ailesiyle de… Bu iki dostumun bazı ortak yanları var. İkisinin de kökeni Hirsofu yöresindeki köylerden. İkisi de toprakla, ağaçlarla ilgileniyorlar. Acı bir ortak yanları daha var: Ramadan ve Hristos’un babası aynı kişiler tarafından öldürüldüler.

Hristos’un babası Ramadan’ın öldürülmesinden dokuz ay sonra Kıbrıslıtürk iki kişinin öldürülmelerine tanık olmuştu. Bu kez kurbanlar bir yaşlı kadınla küçük bir erkek çocuğuydu. Onun ağzını kapatmak istediler ve onu öldürdüler. Bu kez bir kadını dul, küçük yaşta üç çocuğu yetim bıraktılar. Bir aileyi daha yasa bürüdüler.

Cenaze töreni sırasında Ramadan’ın eşini tanıyamadım. Camiden kabristana ve ardından da bir akraba evine gittik. Bir kadın yanıma geldi ve o zaman onun Ramadan’ın eşi olduğunu anladım. Tokalaştık, birbirimizi kucakladık ve o bana Kıbrısça dedi ki: “Kocamın bulunmasına yardım ettiğin için teşekkür ederim. Kabrini yapıp, biraz çiçek koyacağız. Ruhu huzur içinde olsun”.

Dilerim ki, yeni yılda Kıbrıs’ımızda bir çözüm bulunur ve bizim de ruhlarımız huzura kavuşur.”

(Ramadan Ahmet ailesinin bir arkadaşı).

2 ARALIK 2016’DA TOPRAĞA VERİLDİ…

Bu okurumuzun ve bir diğer okurumuzun yardımlarıyla gömü yerini 9 Temmuz 2010 tarihinde Baf’ın Polem köyünde (Polemi) Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermiş olduğumuz “kayıp” Ramadan Ahmet’ten geride kalanlar gösterdiğimiz kuyuda yürütülen kazılarda bulunmuş ve DNA testleriyle kimliği belirlenmişti.

2009 ve 2010 yılı boyunca “kayıp” Ramadan Ahmet’in Baf’ta nereye gömülmüş olabildiğini bulabilmek için bazı Kıbrıslırum okurlarımızla birlikte yoğun çaba harcamıştık, “kayıp” Ramadan Ahmet’in kardeşi Beyit Direkçi’yle birlikte iki kez bölgeye giderek bazı Kıbrıslırumlar’la görüşmüş ve sonuçta Ramadan Ahmet’in Polem’de nereye gömülmüş olduğunu bu okurlarımız aracılığıyla belirleyince, Kayıplar Komitesi’nin Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum yetkililerine bu gömü yerini göstermiştik…

Aradan üç yıl kadar bir zaman geçtikten sonra Kayıplar Komitesi Polem’de göstermiş olduğumuz alanda kazı başlatmış ve bir “kayıp”tan geride kalanlar söylendiği gibi kuyuda bulunmuştu. Birkaç yıl ardından da Kayıplar Komitesi’nin DNA testleriyle kimlik belirleme süreci tamamlanmış ve okurlarımızın yardımlarıyla ondan geride kalanların bulunduğu “kayıp” şahsın, Ramadan Ahmet olduğu yüzde yüz bir kesinlikle belirlenmişti.

Ramadan Ahmet, ailesi tarafından askeri bir törenle 2 Aralık 2016 Cuma sabahı Mağusa’da Canbulat Şehitliği’nde toprağa verilmişti.

beyit.jpg

HRİSTAKİS VRAHNU NELER SÖYLEMİŞTİ?

“Kayıp” Ramadan Ahmet’in gömü yerinin bulunmasında bize yardımcı olan Hristos Vrahnu – babası Ramadan Ahmet’i öldüren aynı katiller tarafından öldürülmüştü – Nisan 2010’da bize konuşmuş ve yaşadıklarını aktarmıştı… O günlerde bu buluşmayla ilgili bu sayfalarda şöyle yazmıştık:

“Druşa köyünde ziyaret edeceğimiz Hristakis’in babası Kirikos Savva Cirga, Yiolu köyündendi ancak biraz uzaktan da olsa, bu Kıbrıslıtürk kadın ve çocuğunun öldürülmesine tanık olup dehşet içerisinde kalmıştı... O kadar büyük bir şok geçirmişti ki, arkadaşlarından birine gördüklerini anlatmaktan kendini alıkoyamamıştı... Ancak bu arkadaşı gidip cinayetleri işleyen çeteye, Hristakis’in babası Kiriakos’un bu cinayetlerin görgü tanığı olduğunu yetiştirecek ve aynı çete, bu kez de Kiriakos’u susturmak üzere onun peşine düşecek ve onu da öldürecekti...

Druşa köyünden Hristakis Vrahnu’ya göre, Evretulu Aliye Hüdaverdi ile 13 yaşındaki oğlu Suphi Hüdaverdi’nin öldürülmesi üzerine, o dönem Makarios bu çifte cinayeti işleyenlerin derhal tutuklanarak en ağır biçimde cezalandırılması emrini vermişti. Böylece bu çifte cinayete imza atan çete, Hristakis’in babası Kiriakos Savva Cirga’nın konuşup kendilerini ele verebileceğini düşünmüş olmalıydı. Aliye Hüdaverdi ile oğlunu 21 Ağustos 1964 tarihinde öldürmüşlerdi... Eylül 1964’te ise bu kez Hristakis’in babası aynı tim tarafından öldürülecekti... Aynı çete, hem Ramadan Ahmet’i, hem Aliye Hüdaverdi’yi, hem Suphi Hüdaverdi’yi, hem de Hristakis’in babası Kiriakos Savva Cirga’yı öldürecekti... Savva’ya tam yedi kurşun birden sıkmışlardı..

Küçük Hristakis, bu korkunç cinayet karşısında yıkılacaktı... Çok yoksul bir aileydi onunkisi ve bu yoksulluğa, babası başında olmaksızın katlanmayı öğrenecekti... Ve ömrü boyunca emekçi bir insan olacak, sürekli çalışıp hayatta kalmaya çalışacaktı... Tıpkı Ramadan, Aliye ve Suphi gibi tümüyle masum olan Kiriakos Savva Cirga, aynı tim tarafından öldürülecek ancak iktidar çevrelerinin siyasi koruması nedeniyle hiçbir zaman bu cinayetlerin hesabını vermeyeceklerdi...

Druşa’da önce güneşte oturuyoruz, burası Hristakis Vrahnu’ya ait bir lokanta – Beyit Direkçi çok iyi Rumca konuştuğu için Hristakis Vrahnu’yla hemen sohbete girişiyorlar... Aynı katillerin sevdiklerini öldürmüş olduğu bu iki Kıbrıslı’nın sohbetine tanık olmak inanılmaz bir şey... Katillerden biri hala hayatta ve bölgede oldukça aktif...”

(YENİDÜZEN - NİSAN 2010).

 

 

 

Bu yazı toplam 2805 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar