“Rant için, hukuksal engelleri kaldırmayı amaçlıyorlar”
Şehir Plancıları Odası Başkanı Gizem Caner, İmar Yasası’nda kapalı kapılar ardında değişiklikler hazırlandığını, bu değişikliklerin amacının da rant çevrelerinin çıkarlarını engelleyen her türlü hukuksal engeli ortadan kaldırmak olduğunu vurguladı.
Ödül AŞIK ÜLKER
Şehir Plancıları Odası Başkanı Gizem Caner, kapalı kapılar ardında hazırlanan değişikliklerin amacının rant çevrelerinin çıkarlarını engelleyen her türlü hukuksal engeli ortadan kaldırmak olduğunu söyledi.
Caner, söz konusu değişikliklerin, üzerinde tartışılacak bir zemin içermediğini kaydederek, İmar Yasası’nda yapılmaya çalışılan değişikliğin katılımcılığa, çoğulculuğa, yetki paylaşımına, şehir ve ülke planlaması bilimine, hukuka ve demokrasiye aykırı bir girişim olduğunu ifade etti. “Değişiklik tasarısını reddediyoruz” diyen Caner, “KTMMOB Yasası’nda yapılmak istenen değişiklikler, hepimizin farkında olduğu gibi, denizaşırı bir talepti. İmar Yasası’nda yapılmak istenen değişikliklerdeki tehlike ise bunların içten gelen bir taleple yapılması ve hukuk tanımazlığıdır” diye konuştu.
Başsavcılık’tan gelen olumsuz görüşe rağmen, Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı’nın söz konusu değişiklikleri Bakanlar Kurulu’na sunduğunu belirten Gizem Caner, değişiklik önerisinin Bakanlar Kurulu’ndan geçtiğine dair duyum aldıklarını ancak resmi gazetede konuyla ilgili bir şey yayınlanmadığını söyledi.
Caner, İmar Yasası’nın tüm toplumu ilgilendiren bir yasa olduğunu söyleyerek, “Bilinçli bir sistematik içerisinde felakete doğru gidiliyor. Buna hep birlikte dur demeliyiz” dedi.
“Bizimle temas edilmeden, çalışılmadan ortaya konulan değişiklik önerileri”
Soru: KTMMOB Yasası ile ilgili değişiklik önerisi tartışmalara neden oldu ve sonrasında hükümet geri adım atım değişikliği geri çekti. Şimdi de Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı tarafından Bakanlar Kurulu’na İmar Değişiklik Yasa Tasarısı sunuldu. Bu değişikliği bekliyor muydunuz? Haberiniz var mıydı?
Caner: İmar Yasası’nda değişiklik uzun zamandır söz konusu olan bir şeydi. Bu konuda çeşitli çalışmalar var. Gerek Avrupa Birliği Mekansal Planlama Mevzuatı’na uyum için yapılmış İmar Yasası Değişikliği Politika Çerçevesi Raporu, gerekse Ülkesel Fizik Plan Komisyonu’nun yasaya ilişkin değişiklik önerileri 2015’ten beri masada. Bu kapsamlı raporlar yokmuş gibi, ilgili tarafların görüşü alınmadan, idare, yani Şehir Planlama Dairesi, bir değişiklik tasarısı ortaya koydu. Evet, bu değişiklik bekleniyordu ama önerilenlere baktığımızda sadece içerik olarak değil, hukuki ve bilimsel anlamda da kötü ele alınmış, neyi murad ettiği konusunda kendi içinde çelişkileri olan, alelacele hazırlanmış bir değişiklik önerisi olduğunu görüyoruz. Bunlar, kesinlikle bizimle temas edilmeden, çalışılmadan ortaya konulan değişiklik önerileri...
“Rant çevrelerinin çıkarlarını engelleyen hukuksal engelleri ortadan kaldırmak amaçlanıyor”
Soru: İmar Yasası’ndaki değişikliklerle sizce ne amaçlanıyor?
Caner: Değişikliklerin amacı çok açık. Son 7 yıldır attığı her yanlış adımı, her gayri yasal kararı mahkemeye taşınarak durdurulmuş idare, rant çevrelerinin çıkarlarını engelleyen her türlü hukuksal engeli ortadan kaldırmak istiyor. Tasarıyla hem Şehir Planlama Dairesi, hem şehir plancıları, hem de bölge halkı, sivil toplum ve meslek odaları kent planlamasında devre dışı bırakılmak isteniyor. Ana yetki ve söz sahibi paydaşların sürecin dışında tutulması amaçlanıyor.
Soru: Şehir Plancıları Odası olarak çok sayıda dava açtınız. Sizin davalarda atıfta bulunduğunuz maddelerle ilgili bir değişiklik söz konusu mu?
Caner: 2016’dan beri, oda olarak çok sayıda dava açtık. Dava konusu olan tüm maddelerde değişiklik öngörülüyor. Yani idarenin amacı, olası davaların önünü kesmek ve kendi önünü açmak...
“Katılım süresi daraltılıyor”
Soru: Değişiklik önerileri nelerdir?
Caner: İmar Yasası Değişiklik Tasarısı idare tarafından hazırlanarak Başsavcılık’a görüş için gönderildi. Başsavcılık’ın görüşünde de açıkça belirtildiği gibi tadilatlar kamu yararı için yapılır ancak bu değişiklikle kamu yararına ne şekilde hizmet edileceği belli değil.
Öncelikle, İmar Yasası’nın mevcut durumunda katılımcılık önemli bir ilkedir ve geniş bir şekilde düzenlenmiştir. Bu değişiklikle birlikte katılım süresi daraltılıyor, 42 günden 21 güne düşürülüyor. Dünya daha kapsayıcı ve sürdürülebilir yaşam alanlarının planlanabilmesi için katılım süreçlerinin nitelik ve niceliğinin artırılması yönünde adımlar atarken, değişiklik tasarısında tam tersi bir yaklaşım sergileniyor.
“Planlama makamı sekreterya rolüne düşürülmüş”
İkinci önemli nokta, yine Başsavcılık görüşünde de vurgulandığı gibi, değişiklik önerisinde, İmar Yasası ile “planlama makamı” olarak adlandırılan Şehir Planlama Dairesi çok büyük oranda, Ülkesel Fizik Plan ve bakana yapılacak itirazlar dışında, “sekreterya” rolüne düşürülmüş, işlevsizleştirilmiş. Dairenin en önemli görevi olarak nitelenebilecek olan plan yapma ve hazırlama işi, yetki devriyle belediyelere aktarılıyor. Dairede çalışan şehir plancılarının yasayla tanımlanmış görevlerinin tanımsız hale geleceği görülüyor.
“Herhangi bir alandaki mühendis, kentlerin planlamasının denetiminde yetki sahibi olacak”
En önemli değişikliklerden bir diğeri, şehir ve bölge planlaması yönetimi ve sorumluluğu, bu alanda üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun olmuş uzman şehir plancılarının devre dışı bırakılması yoluyla, mimar ve/veya herhangi bir alandaki mühendislere verilmek isteniyor. Yani herhangi bir alandaki mühendis, makine mühendisi, bilgisayar mühendisi, kentlerin planlamasının denetimi konusunda yetki sahibi olacak.
“Kaygı uyandırıcı”
Önerilen kimi değişiklikler, detay gibi görünse de kaygı uyandırıcıdır. Mesela, mevcut yasaya göre, alan planlarının yürürlükteki imar planlarının esas kararlarını değiştirmeyecek şekilde hazırlanması zorunluluğu vardır. Değişiklik önerisinde planların hiyerarşik yapısına aykırı bir şekilde, öncelikli alan planlarının imar planlarında yer alan arazi kullanım, nüfus ve konut yoğunluğu gibi esas kararları değiştirecek şekilde hazırlanmasının önü açılıyor. Halka danışma ve Birleşik Kurul onayı da ortadan kaldırılmak isteniyor. Yani örneğin, İmar Planı kapsamında konut alanı olarak öngörülen bir bölge öncelikli alan planı adı altında merkeze dönüştürülebilecek ve/veya yoğunluklar artırılabilecek, yani esasa ilişkin tüm değişiklikler yapılabilecek ve bu ne halka danışılacak, ne de Birleşik Kurul onayına tabii olacak. Bu, İyi İdare Yasası’na da doğrudan aykırı bir düzenleme önerisidir.
“İyi İdare Yasası’nı ihlal eden bir düzenleme”
Kısacası neresinden baksanız bakın, ortada çelişkili ve İyi İdare Yasası’nı da ihlal eden bir düzenleme var. Başsavcılık, Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı’na Eylül ayında öngörülen değişikliklerle ilgili olumsuz görüş verdi ve yapılmak istenen değişikliklerin kamu yararına aykırı olduğunu söyledi. Buna rağmen bakanlık, değişiklikleri aynen, hiç değiştirmeden Bakanlar Kurulu’na sundu. Başsavcılık görüşü, yasayla belirlenmiş planlama makamı ve kadrosunun zayıflatılmaya çalışıldığını açıkça ortaya koyuyor.
Soru: Bu konuda hükümet yetkilileriyle temas ettiniz mi ve değişiklik önerileri şu anda nerede?
Caner: Henüz temas etmedik. Değişiklik önerisinin Bakanlar Kurulu’ndan geçtiğine dair duyum aldık ancak resmi gazetede yayınlanmadı. Meclise de ulaşmadı, meclisin yasa değişikliği önerileri sayfasında yer almıyor.
Olmazsa olmazlar...
Soru: Şehir Plancılar Odası olarak sizin olmazsa olmazlarınız nelerdir?
Caner: Öncelikle, kent planlarının, Şehir Planlama Dairesi ve/veya belediye kadrosundaki KTMMOB’ye kayıtlı şehir plancılarının gözetim ve denetiminde oluşturulacak mimar, mühendis ve planların gerektireceği sosyolog, ekonomist ve diğer ilgili meslek disiplinleri ile birlikte kurulacak teknik planlama ekiplerince hazırlanması şarttır.
Plan yapım ve onay süreçlerinin, 2015 yılında Bakanlar Kurulu onayı ile yürürlüğe giren Ülkesel Fizik Plan’da önerildiği şekliyle, “şeffaf, hesap verebilir, katılımcı, kapsayıcı ve bilimsel temellere bağlı kalınması” ilkelerinden yola çıkılarak geliştirilmesi gerekir ve çağın gereksinimilerine uygun olarak iklim değişikliği, enerji verimliliği gibi konulara yasalarda yer verilmelidir.
Merkezi yönetimle, yerel yönetim arasında yetki ve sorumluluk paylaşımına dayalı mevcut düzenlemeler genişletilip çağdaş demokratik bir anlayışla, ortak sorumluluğa, şeffaflığa, hesap verebilirliğe uygun bir şekilde genişletilmelidir.
“Değişiklik tasarısını reddediyoruz, tartışılacak bir zemin içermiyor”
Soru: Sizin talebiniz nedir?
Caner: İmar Yasası’nda yapılmaya çalışılan değişiklik katılımcılığa, çoğulculuğa, yetki paylaşımına, şehir ve ülke planlaması bilimine, hukuka ve demokrasiye aykırı bir girişimdir. Şehir plancıları olarak, söz konusu değişiklik tasarısını reddediyoruz. KTMMOB Yasası’ndaki değişiklik önerilerinde olduğu gibi, İmar Yasası’ndaki değişiklik önerileri de kapalı kapılar ardında hazırlanmıştır, her iki tasarı da üzerinde tartışılacak bir zemin içermiyor. KTMMOB Yasası’ndaki değişiklik önerileri geri çekildi, İmar Yasası’ndaki değişiklik önerisi de ülkemize, mesleğimize, toplumumuza, kültürümüze sahip çıkmak adına ivedilikle geri çekilmelidir.
“Tehlike, bunların içten gelen bir taleple yapılması ve hukuk tanımazlığıdır”
KTMMOB Yasası’nda yapılmak istenen değişiklikler, hepimizin farkında olduğu gibi, denizaşırı bir talepti. İmar Yasası’nda yapılmak istenen değişikliklerdeki tehlike ise bunların içten gelen bir taleple yapılması ve hukuk tanımazlığıdır.
Biz değişiklikle ilgili görüş ve önerilerimizi sunmak üzere her zaman hazırız. Bu konunun en yakın takipçileri olmaya devam edeceğiz ama tüm toplumumuzu da bu değişikliğin takipçisi olmaya davet ediyoruz. Çünkü bu sadece bizimle ilgili değil, hepimizle ilgili bir değişiklik önerisidir. Yani İmar Yasası sadece şehir plancılarını ya da oda ve birlik üyelerini değil, tüm toplumu ilgilendiren bir yasadır. Bilinçli bir sistematik içerisinde felakete doğru gidiliyor. Buna hep birlikte dur demeliyiz.