1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Rant kavgaları ve Plansızlık…
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Rant kavgaları ve Plansızlık…

A+A-

Başbakan Ersin Tatar, “Gazi Mağusa, İskele, Yeni Boğaziçi İmar Planı Yasası’nı yasal sürecin doğru işletilmemesi, Plan üzerindeki teknik tartışmaların halen sürmesi, toplumsal bir uzlaşı sağlanamaması nedenleriyle resmi gazetede yayınlatmayacağını, dolayısı ile Plan’ın yürürlüğe girmeyeceğini” açıkladı.

Söz konusu İmar Planı süreci oldukça uzadı ve uzadıkça da yürürlüğe girmesi istenen Plan’ın yararlılığı konusunda kuşkular oluşmaya başlamıştı zaten…

Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları (KTMMOB) da son yaptığı basın açıklamasında sürecin siyasallaştığını ve yapılan ortak çalışmalardan ve yapılan bazı düzenlemelerden sonra bazı itirazların yapıldığını ama bu itirazların bilinmediğini ve sürecin belirsizleştiğini belirtmişti.

Ve sonunda UBP Genel Başkanı Ersin Tatar, Plan’ın yürürlüğe girmeyeceğini söyleyiverdi.

UBP’nin hükümet ortağı HP ile de arasında bu konuda anlaşmazlık olduğu biliniyordu.

***

Peki şimdi ne olacak?

Bölgede İmar planı yoksa plansız yapılaşma devam edecek?

Başbakan, Savcılık’tan gelecek yanıta göre sürecin belli olacağını söyledi.

Bu süreç uzarsa Girne’deki içinden çıkılmaz durum İskele, Mağusa bölgesinin başına da gelir mi?

***

Bir İmar Planı’nın yürürlüğe girmesini ne engelleyebilir ki!

Tatar, “Toplumsal uzlaşı sağlanamadığı” gerekçesiyle Planın yürürlüğe girmeyeceğini söyledi ama bu uzlaşıyı sağlamak yine hükümetin görevi değil mi! Bu uzlaşıyı sağlayana kadar çalışılması gerekmez mi! Ülkenin yararına kararlar alınması gerekirken Planı yürürlüğe sokmamak neye, kime hizmet eder?

cc-053.jpg

Bir bölgedeki plansızlık, fotoğrafta da gördüğünüz gibi durumlara neden olur. Yıllardır her yağmur yağdığında Lefkoşa’da ortaya çıkan durum işgal edilen, önleri kapanan, suyunu akıtacak yer bırakılmayan dereler nedeniyle böyle durumlara neden oluyor. Bir tarafta hâlâ nereden geldiği belli olmayan paralarla yapılan dört minareli camiler ve ilahiyat okullarını da içine alan doğanın intikamı ama oralara akıtılan paralarla yapılması çok mümkün olan alt yapılarının eksik kalması ve sonuç.

Şimdi sıra Mağusa, İskele, Yeni Boğaziçi bölgesinde…

Siyasi kaygılar, rant kavgaları söz konusu bölgenin de Plansız kalmasına ve geri dönülmez sonuçlara varılmasına neden oluyor.


 

Çocuklar aç kalmayacak!

İngiliz Kraliyet ailesinden Prens Harry ve eşinin Kraliyet ailesinin görevlerini bırakacakları ve kendi gelirlerini karşılamak için de çalışacakları açıklanmıştı. “Aman çocuklar nasıl geçinecekler!” diye herkesin derdi oluşmuştu ya… İşte bu çocukların nasıl geçineceklerine dair bilgileri paylaşalım ki herkesin içi rahat etsin; Öncelikle Prens Harry’nin babası Prens Charles'tan kaynaklanan hatırı sayılır sabit bir geliri var. Prens Charles'ın bağlı olduğu fondan yıllık 2 milyon pound geliri almaya devam edecek Prens Harry.

Bu arada Prens Harry'ye annesi Prenses Diana'dan kalan 20 milyon pound, Kraliçe 2 Elizabeth'in annesi Ana Kraliçe'den kalan 7 milyon pound değerindeki mirası da yabana atmamak gerek. Bu arada Prens, 10 yıl boyunca orduya hizmet ettiği için 450 bin pound değerinde bir de maaşı var.

Bunlara ek olarak Prens Harry ve eşi Meghan Markle'ın gelecekte sosyal medya ve reklam anlaşmaları yaparak hatırı sayılır bir servet kazanma ihtimalinin de yüksek olduğu söyleniyor. Hatta bazı uzmanlara göre Markle ve Prens Harry gelecek 10 yılın en çok kazanan ünlü çifti olmaya aday.
Bunun yanı sıra Kraliçe'nin düğün hediyesi olarak verdiği ve 2.4 milyon pound harcanarak dekore edilen Frogmore House da çiftte kalacak.

Yani çocuklara üzülmenin gereği yok. Onlar oldukça rahat olacaklar, Kraliyet ailesinin katı kurallarına uymak zorunda kalmadan kendi yaşamlarını yaşayacaklar ama yine Kraliyetin nimetlerinden oldukça yararlanmaya devam edecekler gibi görünüyor. Akıllıca gibi görünüyor. 


Trump ödülü istedi

ABD Başkanı Trump, Nobel Barış Ödülü’nü kendisinin hak etttiğini söylemiş. Neden, hangi konuyla ilgili böyle bir konuşma yaptığını bilmeden dahi bunu okuyan insanın dudaklarında acı bir gülümsemenin olduğunu bilmek için ille de görmek gerekmez. Komşusu Eritre ile savaşı bitiren Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmet Ali’nin ödülüne Trump talip olmuş, isim vermemiş ama “o savaşı ben bitirdim” demeye getirmiş. Gülünmez mi!


Ya bizim suyumuz?

Türkiye’den gelen suyun deniz altındaki boruları yerinden çıkmış, Ada’ya su akışı kesilmiş. Tarım Bakanı “10 aylık su stokumuz var, merak etmeyin” demiş… “Su tasarrufu yapmalıyız” diyenler de var, Bakanın bunu istememesini eleştirenler de… Tamam da Türkiye’den su gelmese bizim yer altı kaynaklarımız yok muydu? Uzun süre sürse de borunun tamiri bizim yeraltı su kaynaklarımız nerde? Bu ülkede hiç mi su yok! Hepsini tutamasak da hele son yağmurlardan sonra!..


 


Doğa hiçbir zaman bizi aldatmaz. Birbirlerini aldatan her zaman insanlardır.

Jean Jacques Rousseau

 

Bu yazı toplam 1600 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar