CTP-BG’nin  çok konuşulan parti içi raporu ele alınıyor. Seçim döneminde yaşananlar hakkında rapor hazırlayan komitenin raporunun bir kısmı basına yansımıştı. Ancak yaklaşık 200 sayfalık rapor, partinin yetkili kurulları tarafından görüşülmemişti.
Oysa birçok kişi komiteye konuşmuş, çeşitli iddiaları ortaya atmıştı.
Ama raporun basına yansımasıyla birlikte tartışma, ‘raporun içeriğinden’ çok ‘nasıl sızdırıldığına’ yönelik olmuştu.
Ve rapor üzerindeki tartışma kurultay sonrasına ertelenmişti.
Önceki gece hem Merkez Yönetim Kurulu’nu hem de Genel Sekreteri’ni belirleyen CTP’de gözler yine raporun içeriğine döndü.
Dün Genel Sekreter Kutlay Erk, bir televizyon programında konu hakkında açıklama yaparak, “Rapor rafa kaldırılmayacak. Yoğun bir emek harcandı, birçok kişi konuştu. Bu raporun değer bulması gerekiyor. İlgileneceğiz” dedi.

---------------------

Denktaş’ın ikinci yenilgisi…

DP-UG’de önceki akşam müthiş bir şov sergilendi. DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş, her ne kadar Genel Sekreteri Bengü Şonya’yı ‘kucaklayıcı’ davransa da bu yaklaşım samimi gelmedi.
Şonya’nın görevden alınması için ilk denemesini ilçe başkanları düzeyinde geçtiğimiz aylarda yapan Denktaş bunu başaramamıştı. İlçe başkanları Denktaş’ın bu isteğine karşı gelmişti.
Geçtiğimiz hafta içerisinde Tüzük Kurultayı’nda yaşanlar ise halen hafızalarda…
Denktaş’ın Genel Sekreteri Bengü Şonya’yı görevden almak için ikinci kez düğmeye basışı, hemen Parti Meclisi’ni bu gündemle toplama girişimi…
Ancak önceki gün yapılan PM toplantısında her ne kadar birliktelik mesajı verilse de ve suç yine dış kaynaklara atılmaya çalışılsa da aslında, Denktaş ikinci yenilgisinin ilanını yaptı.

---------------

Tatar raporu neden açıklamıyor?

UBP’de rapor bilmecesi devam ediyor. Seçim döneminde yapılan harcamalar ile ilgili kurulan komite, raporu tamamladı, ancak rapor bir türlü partinin yetkili kurulları ile paylaşılmıyor.
İrsen Küçük’ün yetkisi ile seçim döneminde yapılan harcamalar mercek altına alınmıştı. Seçim dönemindeki harcamaların yanı sıra, satılan piyango biletlerinin neden çekilmediği, ne kadar gelir elde edildiği, bu gelirin nereye harcandığı da komitenin araştırmasındaydı.
Komite çalışmalarını tamamlamış, önemli sonuçlara ulaşmış. Ancak açıklamak için ‘ENGELLERE’ takılmış.
Raporun açıklanmamasına yönelik bazı tarafların baskı kurduğu UBP kulislerinde epeyce rahatsızlık yaratmış.
Komitenin Başkanı Ersin Tatar raporu hem açıklamak istiyormuş hem de yapılan baskılara karşı direnç gösteremiyormuş.

--------------------

Bir üniversite öğrencisinden Yorgancıoğlu'na teşekkür

“Dönüp aradı”

“Özkan Yorgancıoğlu'na teşekkür ederim. Bugün elime telefonu geçti, fakat Turkcell mi Telsim mi olduğunu bilmiyordum. Denemek için çaldırdım... Eğer başka birinden telefon beklemiyorsa, bir başbakan olarak telefonunda gördüğü bir cevapsızı dönüp aradı. Hem da kurultaydan 2 hafta sonra...
Açtım,’ sayın başbakanım iyi aksamlar’ dedim, ‘sizi burslar için rahatsız ettim. Bildiğiniz üzere Türkiye’de üniversitelerde okuyan arkadaşlarımızın devlet tarafından verilmiş bir burs hakkı var. Fakat bu burslar Haziran ayından beri yatmıyor. Şanslı olan bazı arkadaşların en azından yazda alacağı burs yattı, fakat bazıları 6, bazıları 3-4 aydır hiç burs alamadı. Maddi durumu olan var olmayan var. Bu burslara güvenip okumaya gidenler var. Sizi niçin aradigimi sorabilirsiniz tabi, Maliye Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı dururken. Aylardır bu daireler aranıyor, fakat sekreterler veya daire müdürleri çok da yetkili bir görüntü çizmediler bugüne kadar. Her bakanlık topu bir diğerine atıyor.’
Özkan Yorgancıoğlu: Şimdi yazda alınan burslar konuşulmaktadır, sonuçta öğrenciler yaz dönemi Türkiye’de değildir, dolayısıyla o bursların yatması tartışılabilir. Fakat diğer bursların yatmaması ile ilgili sorayım nedir durum da yatmaz.
Ben: Sadece sizin döneminizde olan bir şey da değil bu, yıllardır 3 hükümet değişti üçünde de yatmıyor bu burslar bir türlü, 4-5 ay geriden geliyor...
Yorgancıoğlu: Tamam.. Ben öğreneceğim nedir durumu, neden yatmaz..
Ben: oldu Başbakanım, teşekkür ederim döndüğünüz için, iyi aksamlar.

Kamil İpçiler 

--------------

FACEBOOK

“ÖNEMLİ NOT: İtina ile sanal alemde şikayet dinlenir. Tatmin olana dek yorum ve beğeni yapılır... Zam, Kıbrıs'ta Soğuk, Kadın hakları, Elektrik kesintisi, Doğa katliamları, Hayvan hakları, aşk mağdurları, candy crusch skorları, engellilerin yerine park edenler, süratli araba sürenler ve daha birçoğu için gerekli yer neresi??? Hep birlikte haykırıyoruz FACEBOOKKKKKKKKKKK”

Artun KORUDAĞ’ın profilinden

-------------------

YORUM

Sadakatsizlik Çağı

“Bu yeni çağda, sadakate yer yok... Bir yerlere ve bir şeylere bağlanıp kalmak yok...
Bu yeni çağda bitmek tükenmek bilmeyen, sınırsız bir bireysel özgürlük istenci, tavana vurmuş bir değişim, yenilenme ve keşfetme arzusu yanında, yeni sınırları henüz belirlenmemiş, geleneksel sınırları ise flulaştırılmış bir yaşam modeli talebi var...”
Sadakatsizlik çağında; aynı işe, aynı arkadaşlara, aynı sevgililere, aynı eşlere, aynı evlere, aynı ortamlara, aynı mekanlara, aynı markalara, aynı anlayışlara ya da aynı düşünce sistemlerine bağlılık yok.
Yüzeyselleşen ilişki biçimleri ile kuşatılmış, bireyin merkezine kendisini oturttuğu, veren değil alan olma stratejisini daha ön plana çıkaran, her şeyin daha fazlasını arzulayan ve arzulatan yeni anlayışı ile  bu yeni çağda, en önemli şey bireyin ta kendisidir...
Yeni çağın sloganı “"Ben bu dünyaya bir kez geldim”" olsa idi tam da yerine oturmuş olurdu aslında...”
ÖZDEMİR TOKEL (HABERKKTC.com)