Reaktif artrit hastalığı
En çok 20’li ve 40’lı yaşlarda görülmektedir. Barsak enfeksiyonunu takiben ortaya çıkan Reaktif artritte erkek ve kadınlarda eşit sıklıkta görülürken, urogenital enfeksiyonları takiben ortaya çıkan Reaktif artrit ise erkeklerde çok daha sıktır.
Dr. Hülya Vahedi
Genitoüriner sistemde ya da barsakta mikrobik bir enfeksiyonda ya da bu enfeksiyondan 1 ile 4 hafta sonra ortaya çıkan Romatolojik bir hastalıktır. Bu hastalıkta eklemlerde herhangi bir mikrop üretilememektedir.
İlk olarak bu hastalığı 1916 yılında Reiter bildirmiştir. Reiter hastalığı olarak da bilinen bu hastalıkta 3 tane belirti vardı: Artrit, gonokoksik olmayan üretrit ve konjuktivit.
Daha sonra bu 3 belirti birarada olmadan da bu hastalığın olabileceği görülmüş ve ismi Reaktif artrit olarak daha sık kullanılmaya başlanmıştır. Reiter hastalığı Reaktif artrit hastalığının bir türü olarak kabul edilmektedir.
HLA B27 isimli doku grubunu kanda taşıyan kimselerde bu hastalığa yakalanma riski artmaktadır ve bu doku grubu pozitif olanlarda hastalığın daha ağır seyrettiği kabul edilmektedir.
Hangi mikroorganizmalar Reaktif artrite yol açmaktadır;
1.Urogenital sistem: Chlamydia trachomatis, Ureaplasma urealyticum
2.Barsak sistemi: Shigella, Yersinia, Campylobacter jejuni
3.Diğer daha nadir ajanlar
Reaktif artrit hastalarının bir kısmında enfeksiyon ajanı saptanamamaktadır.
En çok kimlerde görülmektedir;
En çok 20’li ve 40’lı yaşlarda görülmektedir. Barsak enfeksiyonunu takiben ortaya çıkan Reaktif artritte erkek ve kadınlarda eşit sıklıkta görülürken, urogenital enfeksiyonları takiben ortaya çıkan Reaktif artrit ise erkeklerde çok daha sıktır.
İdrar yollarında, erkek ve kadın genital organlarında enfeksiyon geçiren ya da ishal olan hastalarda bir müddet sonra eklemlerinde rahatsızlık ortaya çıkarsa Reaktif artrit hastalığı akla gelmelidir.
Belirtileri nelerdir;
1.Artrit dediğimiz eklemlerde şişlik, ağrı ve hareket kısıtlanması. Bu hastalıkta tipik olarak alt ekstremitedeki eklemler tutulur. Dizler, ayak bileklerinde ve ayak eklemlerinde simetrik olmayan bir tutulum yapar ve en çok 4 eklemi tutabilir. Nadiren el bilek ve el parmakları ve diğer eklemlerde de tutulum yapabilmektedir.
2.Entezit denilen ayak tabanında, aşil tendonunda ve diğer tendon ve ligamanları tutabilir ve topuk ağrısı yapabilir.
3.Daktilit denilen el ve ayak parmaklarında sosis gibi şişlik yapabilmektedir.
4.Omurgada ve sakroiliak eklemlerde tutulum yapabilmektedir ve kalça ve bel, sırt ağrısına neden olmaktadır.
5.Hafif ateş ve nadiren kilo kaybı ve halsizlik yapabilmektedir.
6.Deride tipik bazı belirtiler yapabilmektedir: Circinate balanitis, keratoderma blenorhagicum, hiperkeratotik tırnak, ağızda ağrısız ülserler
7.Göz belirtileri: Konjuktivit, ön uveit
Hastalara idrar ve dışkı kültürleri ve jinekolojik muayene ve kültür yapılmakta ve geçirilen enfeksiyon ajanlarını saptayabilmek için bazı özel kan testleri yapılmaktadır. Fakat bazan enfeksiyon ajanı saptanamaz. Eklemlerde romatizma başladıktan sonra hastalara son 1 ile 4 hafta içinde geçirdikleri bir idrar yolu, genital bölge enfeksiyonu ya da ishal durumu olup olmadığı sorulmaktadır, deri bulguları aranmaktadır.
Eklemlerde romatizma aktifken kanda CRP, Sedimantasyon, Lökosit gibi iltihap testleri yükselmektedir.
Kanda otoantikorlar saptanmamaktadır.
Teşhis koyarken Sedef romatizması, ankilozan spondilit ve diğer Seronegatif spondilartropatiler dışlanmalıdır.
TEDAVİ
İdrar yollarında hastalığı başlatan ajanlardan özellikle Chlamydia enfeksiyon ajanı tesbit edilirse antibiyotik tedavisi hastaya ve eşine 1 hafta verilmektedir. Profilaktik olarak 3-6 ay antibiyotik verilmesi Chlamydia ile ilgili vakalarda tekrarlamaları önlemek için önerilmektedir. Barsak kaynaklı reaktif artritlerde böyle bir tedavinin faydası gösterilememiştir.
Eklem romatizma bulgularına ise Steroid olmayan antienflamatuar ilaçlar başlanmaktadır. Eğer yanıt alınamazsa Steroid başlanmaktadır ve düzelme olunca Steroid azaltılıp kesilmeye çalışılmaktadır. Bazı vakalarda eklem bulguları dirençlidir ve bu durumda Salazopyrin ve diğer bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar kullanılmaktadır.
Hastalık nasıl seyretmektedir;
Hastaların yaklaşık yarısında 2-6 ay içinde iyileşme olmaktadır. Diğerlerinde ise tekrarlayan ataklar devam etmektedir ve 100 hastanın 10-20’sinde ise hastalık kronikleşmekte ve devamlı ilaç tedavisi gerekmektedir.