Feminist Atölye (FEMA)
[email protected]

13 Haziran pazartesi günü yapılan meclis oturumunda TC Koordinasyon Ofisi anlaşmasına yapılan itirazlara kulak asmayan, meclis önünde saatlerce bekleyip “bu anlaşmayı onaylamayın” diye eylem yapan yüzlerce genci duymayan ve Cumhurbaşkanının istişare çağrısına olumsuz yanıt veren UBP-DP azınlık hükümeti, tüm topluma emrivaki yaparak,  sözleşmeyi oy çokluğu ile meclisten geçirdi.  Gençlik Dairesi ve Sosyal Hizmetler Dairesi başta olmak üzere, KKTC’nin birçok kurumunun yürütme yetkisini Türkiye Cumhuriyeti tarafından atanan bürokratlara devreden bu sözleşme, Anayasa’ya aykırı olduğu gibi, Kıbrıslı Türklerin iradesini ve egemenliğini bir başka devlete devrettiği için bir utanç belgesi niteliği taşımaktadır. Bu utanç belgesi, gençlik politikalarının artık Lefkoşa’da değil, Ankara’da üretilmesini öngörürken, AKP hükümetinin Türkiye’de yürüttüğü muhafazakâr gençlik yaratma projesinin bir uzantısını Kıbrıs’a taşımayı amaçlamaktadır. Gençlik kamplarından spor tesislerinin işletilmesine, engelli bireyler için verilecek hizmetlere kadar birçok plan ve projenin TC’den atanacak bürokratlar eliyle yürütülmesini içeren Anlaşma, daha yürürlüğe girmeden spor kulüplerimiz ve gençlik derneklerimiz üzerinde baskı kurulmaya başlanmıştır. Sosyal medyadan görebildiğimiz kadarı ile İslami muhafazakârlardan olan Semattin Öztürk isimli bürokratın eli ile yürütülen çalışmaları reddediyoruz!
FEMA aktivistleri olarak Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’dan talebimiz Sözleşmeyi onaylamaması ve hukuki gerekliliklerin yerine getirilmesi için Anlaşmayı Anayasa mahkemesine göndermesidir. Yıllardır kendi kültürü ve değerleri ile, demokratik, barışçıl ve adil bir yaşam sürmek için mücadele eden bir toplumun üyeleri olarak dışarıdan gelen dayatmalara boyun eğmeyeceğiz ve mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz.
Reddetmeye devam ediyoruz…  Reddediyoruz!

REDDEDİYORUZ PLATFORMU
“BİZ ÇOCUKLARIMIZA ONURLU BİR GELECEK BIRAKACAĞIZ, YA SİZ?”

Reddediyoruz Platmormu; TC Koordinasyon Ofisi Anlaşması’nın Meclis’in gündemine gelmesi ile bir araya gelen 71 paydaş örgütten oluşuyor. Kültür ve folklor derneklerinden, sivil toplum örgütlerine, feministinden LGBT bireyine kadar geniş bir tabana yayılmış durumdadır. Reddediyoruz Platformu TC Koordinasyon Anlaşmasının Meclis’ten olumsuz oylanması amacı ile, söz konusu anlaşmaya dair hem farkındalık hem de kamuoyu yaratmayı amaçlayan birdizi etkinlik gerçekleştirdi. Ezber bozan bisikler eylemi ile başlayan süreci, büyük bir yürüyüş ve gece eylemleri takip etti. TC Kooordinasyon Ofisi Anlaşmasının oylandığı gün bağımsız gençlerin katılımı ile büyük bir kalabalık Meclis önünde buluşarak, oylamanın bitimine kadar kollektif mücadele örneği teşkil etti. Gençler kol kola folklor dansı etti, yerel şarkılar söyledi, sloganlar eşliğinde oylama bitimine kadar sesini Meclis’in içine kadar duyurmayı başardı. “Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız, ya siz?” sloganı akılda kalan en çarpıcı sloganlardandı. Sözleşme oy çokluğu ile meclisten geçmiş olmasına rağmen, Reddediyoruz Platformu geleceğine sahip çıkmaya devam ediyor, eylemliliklerini sürdürüyor. 17 Haziran Cuma günü Citroen ışıklarında başlayan ve Meclis önünde sonanlanan yürüyüşe, katılımın çok fazla olması ise dikkatlerden kaçmadı.

CADI SÜPÜRGESİ:
TC Koordinasyon Ofisi anlaşmasına karşı gece- gündüz demeden eylem yapan, adeta bir varoluş mücadelesi veren gençlere “paranoyak ve ezik” diyen Serdar Denktaş’ı süpürmek istiyoruz.

MOR KİTAPLIK

Cinsiyet ve Millet
Nira Yuval-Davis
Çeviri: Ayşin Bektaş       İletişim Yayınları
Toplumsal cinsiyet ilişkilerinin milliyetçi projelerdeki yeri son derece önemlidir. Bunu görmek için herhangi bir ulus-devlet yaratma sürecine bakmak yeterli olur. Buna rağmen milletler ve milliyetçilik konusundaki yaygın kuramlar bu alanı ihmal edip kadınlık ve erkeklik rollerinin milletin kuruluşundaki hayati rolünü gözardı etmişlerdir. Kadın ve milliyetçilik alanındaki çalışmaları ile tanınan Nira Yuval-Davis, pek çok yabancı dile çevrilen bu kitabında, cinsiyet ilişkilerinin milliyetçi projelerin bazı temel boyutlarına olan katkısını sistematik olarak incelemekte ve yeni mücadele yolları önermektedir. Bu temel boyutlar, milli yeniden üretim, milli kültür, milli vatandaşlık ve savaşlardır. Yuval-Davis, kadınların, milletlerin yalnızca biyolojik, kültürel ve sembolik yeniden üretimindeki rollerine değil, vatandaşlık hakları ve yükümlülükleri yoluyla milletin sivil oluşumundaki konumlarına de eleştirel bir gözle bakmaktadır. Ayrıca kadınların, gayriresmî kurtuluş mücadeleleri ve modern ordulara katılmalarının, toplumdaki yerlerine yönelik sonuçlarını da inceler. Siyaset kuramının cinsiyet körlüğüne meydan okuyan bu kitapta, toplumsal cinsiyet ilişkilerinin milli ve etnik süreçleri etkileme ve bunlardan etkilenme biçimleri, Türkiye dahil pek çok ülkeden örnekle ele alınmaktadır.