1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. Referandum’un 9. yılında Eroğlu ve Anastasiadis…
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

Referandum’un 9. yılında Eroğlu ve Anastasiadis…

A+A-

Kıbrıs sorunu için ‘BM Çözüm Planı’nın referandumu üzerinden dokuz yıl geçti; o günden bugüne, çözüm yönünde bir arpa boyu yol gidilmedi.
Çözüm için çok gayretler konuldu, Talat – Hristofias görüşmeleri umutla başladı, hüsranla bitti. Her iki lider de başarısız görüşme sürecinin politik cezasına uğradı. Referandumda Güney de “evet” demiş olsaydı, Kıbrıs’ın ve Kıbrıslıların bugün hangi ileri aşamadan olacağı Annan Planında var; hiç kuşkusuz, şimdiki durumdan çok daha ileride olacaklardı.

Şimdi iki farklı lider var, aynı sorunu aynı çerçeve içinde çözmek için BM onları masaya çağırmaya hazırlanıyor. Güney lideri ekonomik bunalımdan dolayı, Kuzey lideri ise mevcut statükodan mutlu olduğu için nazlanmada… Ama Türkiye kendince iddia sahibi; görüşmeler hele bir başlasın, Kıbrıs Türk tarafı çözüm sürecinin ilerlemesi için yapıcı olacakmış. Yeter ki, Rum tarafı da katılımcı olsun ve Nisan 2004 referandumunda BM çözüm planına “Evet” diyen Anastasiadis aynı tavrını sürdürsün… Türkiye kendisi de her türlü desteği vermeye hazırmış… Dolayısıyla, ‘mutlu son’ ufukta…

2004 referandumunda tüm politik risklerine rağmen BM çözüm planına “evet” diyen Anastasiadis’in politik tutarlılık ve güvenirlik açısından, dokuz yıl öncekine benzer bir çözüm planını şekillendirme, onaylama ve halkına da onaylattırma sorumluluğu var. Türk tarafı ve üçüncü taraflar bunu ondan bekliyor. Kendi muhalifleri dahi böyle yapacağını düşünerek onu eleştiriyor. Bu doğru ve haklı bir beklentidir; süreç çalışmaya başlayınca Anastasiadis’in bu beklentiyi ne kadar gerçekleştireceği veya nasıl ve niçin yan çizeceği görülecektir.
Peki ya Kıbrıs Türk lideri Eroğlu, o ne olacak? Çifte standard olmazsa, Anastasiadis’ten beklenen politik tutarlılık Eroğlu’ndan da beklenmeli…. 2004 Referandum’unda “Hayır” deyip, en acımasız karşı kampanyayı yürüten ve çözüm olursa KKTC Meclisi’ne Yunan bayrağı dikileceğine dair bildiriler bile dağıtan Eroğlu ne yapacak?!.

Eroğlu şimdilerde çözüm için üçüncü taraflara hitabeden beylik laflar söylüyor ama Hristofias ile görüşmelerinde yaratıcı öneriler yapmadığı gibi Talat’tan kalan önerileri de etkili olarak kullanmadı… Çözmeye niyeti yok, niye uğraşsın…
Ancak Türkiye hükümetinden gelen açıklamalara bakılırsa, Eroğlu bir adım önde olacakmış. Türkiye, Anastasiadis’ten 2004 referandumundaki tavrını sürdürmesini beklerken, Eroğlu’ndan o dönemki tavrını sürdürmeyeceğini ve hatta tam tersini yapacağını neye dayanarak umuyor? Denktaş’ın 2004 referandum sürecine giderken Türkiye’nin AKP hükümetini yanılttığı ve sonunda kendi bildiğini yaptığı halen unutulmadı. Hem de halkının çözüm için yaptığı büyük mitinglere rağmen… O günlerde AKP’nin hükümette yeni olması mazaret olarak düşünülebilir. Yenisi – eskisi fark etmiyor, Kıbrıs Türk liderinin sonucu belirleyecek tavrını değiştirmek olası değil; görüşme masasındaki Eroğlu sırf AKP istedi diye Annan Planı benzeri bir çözüm planına evet diyecek değil.

Annan Planı benzeri bir çözüm planına Anastasiadis gene “evet” diyecek mi? Tüm politik risklerine rağmen “evet” diyecek, bu onun için hesaplanabilir ve alınabilir bir risk olacak…Güvendiği dağ da Eroğlu olacak… Geçen defa Rum lider Papadopulos TV’de ağlayarak, “Annan Planı’nı kabul edemem, Devlet aldım, toplum olarak devredemem” demişti, hem de Yunanistan hükümetine ve AB’ye rağmen… Bu defa da bu rolü Eroğlu oynayacak…

Dolayısıyla, Türkiye hükümeti Anastasiadis’den 2004 referandumundaki tavrını sürdürmesini isterken, Eroğlu’na da aynısını yapma hakkını verdiğini bilmelidir. Amaç sonuç elde etmek değil de “suçlama oyunu” oynamaksa, bu oyunun bumerang gibi gelip Türk tarafını vuracağını da hesaplamak gerek.
KKTC’nin 2015’teki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar bugünkü durumdan ileri gidiş olacak değil. Görüşme sürecini komada tutmak için BM gerekli gayretleri gösterecek. 2015’te Kuzey’in liderliğine çözüm yanlışı biri seçilirse, her iki tarafın lideri de 2004 referandumunda “evet” demiş siyasiler olacağı için umutlar güçlü ve haklı olur…

Kıbrıs Türk çözüm ve barış güçleri de bu arada kendini toparlar, 2014 genel seçimlerinde UBP’yi ve benzerlerini ağır bir yenilgiye uğratırsa, 2015’in ve Kıbrıs adasının geleceğinin önü açılır…

Bu yazı toplam 2189 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar