Reform Nedir? Nasıl Yapılır?
Fransız kökenli bir kelime olan reform, yeniden biçim vermek, yenilemek, düzeltmek, ıslah etmek anlamlarını taşır. Reform kavramıyla insanoğlunun ilk tanışması 16. yüzyılda başlayan ve Katolik Kilisesine karşı yapılan dinsel bir yenilik hareketi ile olduğu bilinir. Bu hareket Avrupa’nın değişim ve dönüşüm hareketi olmuştur. Bu nedenle de köklü bir değişim ve dönüşüm gerektiren konularda “reform” kavramı sıklıkla karşımıza çıkar.
Ne var ki, sırf adında “reform” kelimesi vardır diye, ortaya atılan her şey de reform değildir. Albert Einstein, “problemi ortaya çıkaran zihniyetle o problemi çözemezsiniz” der. Kısacası ortaya çıkan sorunları çözmenin, yeni bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirmenin birinci kuralı, mevcut durumu oluşturan aylayışı değiştirmektir.
Lafı, son günlerde en önemli gündemimiz olan Belediyeler Reformuna getirmek istiyorum. Belediyelerin ekonomik anlamda ciddi darboğazda olduğu gerekçesinden hareketle sadece belediyeleri birleştirerek içi doldurulmamış bir zeminle hatta ciddi zafiyetler içeren anlayışlarla reform yapmak mümkün değildir. Dahası;
- Belediyelerin gelirlerindeki artışı sadece vatandaştan toplanacak vergi ve harçlara yapılacak zamlara bağlamak,
- Ortak havuzla, nitelikli gelir toplayan belediyelerin elde ettiği gelirlerden, çalışma performansı düşük belediyelere katkı sağlamak,
- Mevcut Belediye başkanlarına “rüşvet” sayılabilecek danışmanlık/müşavirlik hakkı tanınırken, belediye çalışanlarının işsiz kalmasına neden olacak hükümler içeren bir anlayışla, Einstein’ın dediği gibi problemi de çözmezsiniz, reform da yapamazsınız.
Yerel yönetimlerde reform denildiğinde ilk akla gelen şey; yerel yönetimlerin ekonomilerinin yanında yetki kullanımı, karar alma, uygulama ve yürütme işlemlerinde güçlenmesidir. Örneğin o bölgedeki eğitim, sağlık ve benzeri kamusal hizmetlerden birinci derecede sorumlu olma, karar alma mekanizmalarında bulunma, o bölgedeki eğitim, sağlık ve benzeri kamusal hizmetlerin kalitesinin artırılmasında yetki ve söz sahibi olmasıdır. Yoksa belediyeleri birleştirip coğrafi sınırlarını büyütmek fayda sağlamayacağı gibi hizmetlerin aksama ihtimalinin ortaya çıkmasıyla zarar vermesi daha yüksek bir olasılıktır.
Eğitimi tartıştığımız bu sayfada yerel yönetimlerle ilgili daha fazla söze gerek yok. Ancak tıpkı yerel yönetimlerde olduğu gibi eğitimde de reforma ihtiyacımız vardır ve tıpkı bugün yaşananlar gibi eğitim yapılacak reformda da sadece adının reform olup ama gerçekte yarardan çok zarar getirmesi de muhtemeldir.
Bu nedenle yapılması gereken ilk ve en önemli şey; anlayışımızı değiştirmektir. Eğitimde bugün yaptıklarımızın aynılarını hatta daha iyilerini yapmanın bir işe yaramayacağı aşikardır. Artık;
- Öğretim için teknolojinin getirdiği uygulamaları kullanmak artık lüks değil, temel ihtiyaç, hatta zorunluluk olduğunu bilmeliyiz.
- Yeni becerileri, yeni kazanımları sistemimize dahil etmeliyiz.
- Alternatif ölçme-değerlendirme yaklaşımlarına daha çok vurgu yapmalıyız.
- Öğretmenin bilgi, beceri, tutum ve değerleri bakımından yeterliklerini güncellemeliyiz.
- Veriye dayalı eğitim politikalarını hayata geçirmeyi öğrenmeliyiz.
Reform; gerçekten yeni ihtiyaçlara, ortaya çıkan ya da çıkması muhtemel problemlere çare olacak uygulamaları içeriyorsa yeniliktir, değişimdir, dönüşümdür. Eğer bunlar yoksa sadece adında reform olan bir statükodan başka bir şey değildir.
Buraya Dikkat
Eflatun’dan Bugüne
Platon ya da diğer ismi ile Eflatun’un kurduğu “Akademia” (Akademi) bilinen ilk uzman yetiştirme kurumudur. Günümüzde “Akademia” yeryüzündeki ilk üniversite olarak kabul görür. Eflatun'un öğrencisi ve uzmanlık eğitimi öncesindeki baz eğitimin yetersiz olduğunu öngören Aristo (Atistoteles) ise bir dönem sonra Eflatun ile yollarını ayırarak "Lyceum"u (Lise) kurar. Lise eğitimin o dönemdeki başlıca amacı, öğrenilmiş olması varsayılmasına rağmen baz eğitimi tekrar sunmak ve hatırlatmak, uzmanlık öncesinde genel kültür dersleri vermektir.
Aristo kurduğu bu liselerde; politika da başta olmak üzere birçok alanda konuyu düz mantık ile açıklamış ve halen uzmanlık adayları için müthiş bir eğitim kaynağı olmuştur. Bu yapı günümüzdeki geleneksel eğitim yapılanmasının da temellerini oluşturmuştur.
Anlayana Gülmece
Size İkram Edilene Dikkat Edin
Tur otobüsü şoförünün omzuna dokunulunca adam hafifçe başını çevirmiş, bir bakmış ki elinde bir avuç badem, yaşlı bir kadın durmakta.. Teşekkür ederek almış bademleri ve yemiş… 15 dakika sonra yaşlı kadın tekrar şoförün omzuna dokunup bir avuç daha badem vermiş ve bu ikramı 5 kere daha yapınca, saygılı şoför dayanamayarak;
- Zahmet ediyorsunuz efendim, hep bana yedirdiniz... Biraz da kendiniz yesenize…
Yaşlı kadın hemen yanıtlar;
- Çiğneyemiyorum evladım, dişlerim yok…
Şoför biraz şaşkın bir tavırla hemen sorar;
- Niye satın alıyorsunuz o zaman?
- Evladım ben sadece üzerindeki çikolatayı emmesini seviyorum…