Fehime ALASYA

Yıllardır kağıt sanayi sektöründe, temizlik kağıtları, peçete, tuvalet kağıdı, rulo ve bunun gibi birçok ürün ile hizmet veren Atensa Kağıt Sanayi, çeşitli zorluklarla mücadele eden onca firmadan biri…

Sektördeki zorlukları değerlendiren şirket direktörü Tağmaç M.Cantay, farklı ülkelerden verdiği örnek uygulamalarla, çözüm önerileri sundu.  

Kağıt sanayi ticaretine ilk başladıkları yıllarda birçok şirket olduğunu kaydeden Cantay, bu sayının giderek azaldığını, birçok üreticinin kepenkleri indirdiğini dile getiriyor.

“İhracat için küçük deneyimlerinin olduğunu anlatan cantay, yapılan desteklerin arttırılması gerektiğine dikkat çekerek, devlet ayaklı bazı prosedürlerinin, hammadde destekli alanlarda arttırılması halinde tamamen ihracata yönelebileceklerini belirtiyor.

“Rekabet Kurulu, haksızlıklara müdahale etmeli, ceza kesmeli, birçok alanda engel olmalı. Bizim ticaret hayatımızda bir firma hem inşaat alanında, hem de tuvalet kağıdı alanında çalışabiliyor, üstelik inşaat sektöründe güçlü olan firma, o gücünü tuvalet kağıdı sektöründe kullanarak bizi batırmaya çalışıyor”

“Bu yaptığımız çılgınlık!”

Üretimdeki en büyük kolaylıklardan birinin de yerli malı kullanımının teşvik edilmesi ve çoğu zaman da belli oranlarda zorunlu kılınmasının olduğunu anlatan Cantay, “Lütfen artık bu üreticilerin sesini duyun, biz ufak tefek görülen bu aksaklıklara kulak versinler. Bu yönde bazı çalışmalar yürütülüyormuş, umarız biran önce hayata geçer” diyerek yetkililere seslendi.

Cantay, “Bu ülkede üretirken çok ciddi bedeller ödüyoruz, bu yaptığımız çılgınlıktır. Bu işe başladığımız zaman 12 işletmeci vardı, 13. De biz olduk, Annan Planı döneminde bir hava yakalayarak bu piyasaya yatırım yaptık. Yanlış politikalardan dolayı tüm bu üreticiler kepenkleri indirdi. Yanlış politikalar sonucu sektörün altına dinamit koydular” diyor.

“Bu ülkede üretirken çok ciddi bedeller ödüyoruz, bu yaptığımız çılgınlıktır”

“Çalışır bir rekabet kurulu şart…”

Ülke ticaretinde yıllardır uğraş veren Atensa Kağıt Sanayi Ltd. Direktörü Tağmaç M.Cantay, iç piyasada rekabetin zorluklarına olduğuna değiniyor. Cantay, Türkiye firmaları ve buradaki yerli distribütörlerin (dağıtıcı şirketlerin) güçleri ile marketlerde olan rekabetin çok güç olduğuna değiniyor. Rekabet kurulunun önemine değinen Cantay, bazı örnekler vererek çağdaş bir sistemin oturtulması gerektiğini ifade etti.

“Çağdaş gruplarda bunu yapma hakkınız yoktur”

Cantay şöyle devam etti; “Büyük ve küçük olan firmalar, ekonomik gücü daha zayıf firmaları çok rahat devre dışı bırakabiliyor. Bizim ülkemizde demokratik yapı, insan hakları, sosyal hak kazanımları tam olarak olmadığından dolayı, yapılan mevzuat ve teşhirler, küçük firmaların geriye gitmesine neden oluyor.  Çağdaş gruplarda bunu yapma hakkınız yoktur, Türkiye’de rekabet kurulu vardır. Örneğin Türkiye’de bir içki firması tüm Migros marketleri satın aldı. Diğer içki firması gidip devlete rekabet kuruluna şikayet etti, bu firma piyasanın yüzde 15’ine sahiptir ve bizi raflardan atıp Pazar payımızı küçültecek, bu rekabete aykırıdır, bizim için çok kötü sonuçlar doğurabilir dedi ve rekabet kurulu şikayette bulunan firmayı haklı buldu. İki yıl boyunca Migros’un diğer içki firmasına geçmesini önledi. En son bu firma gidip rekabet kurulunda ‘biz diğer firmanın hiçbir yerini almayacağız, Pazar payını küçültmeyeceğiz’ diye imza verdi ve bundan sonra rekabet kurulu Migros’u bünyelerine geçirmelerine izin verdi. Bu çağdaş bir uygulama, adil bir uygulama…

“Popülist yaklaşımlarla yaklaşıp iş üretmiyorlar...”

Bizde rekabet kurulu var fakat işlevi tamam değil, sistem çalışmıyor. Popülist yaklaşımlarla yaklaşıp iş üretmiyorlar... Rekabet kurulu, haksızlıklara müdahale etmeli, ceza kesmeli, birçok alanda engel olmalı. Bizim ticaret hayatımızda bir firma hem inşaat alanında, hem de tuvalet kağıdı alanında çalışabiliyor, üstelik inşaat sektöründe güçlü olan firma, o gücünü tuvalet kağıdı sektöründe kullanarak bizi batırmaya çalışıyor.

Hâlbuki rekabet kurulu bu firmaya gücünü adil kullanması için müdahale edebilmeli, caydırıcı cezalarla onu durdurabilmeli…”