1. YAZARLAR

  2. Erdinç Gündüz

  3. Reklamın iyisi kötüsü yoktur
Erdinç Gündüz

Erdinç Gündüz

Reklamın iyisi kötüsü yoktur

A+A-

 

Avrupa Türkiye’yi  günlerdir yakından izlemekte. İstanbul’u, Ankara’yı, İzmir’i, Adana’yı, Hatay’ı v.s. Her bir yanını. İlgiyle.  Hem izliyor hem öğreniyor.
Türk polisinin  ‘üstün kalite polis’ olduğunu izliyor ve öğreniyor.  Çapulcular sahneye çıktı mı ‘asayiş’ için canlarını dişlerine nasıl taktıklarını,  asayiş için,  nasıl canla başla görevlerini yapmaya çalıştıklarını  görüyor, öğreniyor. 
15 yaşındaki bir çocuğun –polis tarafından da olsa- öldürülmesini provoke edenlerin nasıl bertaraf edildiğini görüyor, izliyor.

‘Reklamın kötüsü yoktur’....

Türk polisinin,  sadece ve sadece asayiş uğruna, TOMA’yı, biber gazını, plastik mermi silahlarını,  hatta başka başka en modern silahları nasıl maharetle (!) kullandığını görüyor, izliyor...
Yöneticilerin,  Türkiye’de asayişin sağlanması için ne kadar azimli ve kararlı olduklarını görüyor izliyor...
Batı medyasının gözü kulağı Türkiye’de. Türkiye’nin dört-bir yanından bol bol resimlerle, görüntülerle... Naklen, canlı yayınlar bile var...

Söyleyen ne güzel söylemiş. “Reklamın iyisi kötüsü yoktur.”

      ***
TS-FB maçı... Manşetler, köşe yazıları, yorumlar v.s. gırla. Hem yazılı hem görsel basında. Trabzonspor-Fenerbahçe karşılaşmasında, öncesinde, sırasında ve sonrasında olup bitenler.

‘Reklamın iyisi kötüsü yoktur.  Reklam reklamdır’ (!)... Merak etmeyin, sıkça Türkiye ve Trabzon şehrinden söz ediliyor.

Çoğunluğu,  belki bilmiyorlardır, yahut bu güne kadar duymamışlardır diye, Türkiye’de futbol’un ne kadar çok sevildiğini (!), yöneticiler için futbolun ne anlama geldiğini (!), futbolcuların  futbol oyununa bakış açılarını (!) ve en önemlisi,  futbol seyircisinin takımlarına nasıl çılgınca bağlı (!) oldukları’nı anlatmaya çalışıyorlar okuyucularına ve izleyicilerine.

‘Reklamın iyisi kötüsü yoktur’ (!)... Türkiye’den söz ediyorlar  ya sıkça...

Resimler de bol bol...  Sahaya atılan sis bombalarından, tribünlerdeki rengarenk meşalelerden,  çılgın renklere bezenmiş stad görüntüleri;  gözleri korku dolu stad içindeki futbolcular;  gözlerinden ateş fışkıran tribündekiler;  koşarak canını kurtarmaya çalışan sporcular v.s.  her şey var.  Daha bitmedi. Çakmak, taş, tuğla, bıçak, kapı kolu v.s.  resimleri de var.
Ama  ‘reklamın iyisi kötüsü yoktur’.  Merak etmeyin. Bütün bunların Türkiye’de, Türkiye’nin en şirin illlerinden biri olan Trabzon’da olduğu da sıkça vurgulanıyor. “Hayatınızda bir değişiklik, biraz heyecan istiyorsanız işte sizi uygun bir mekan”  dercesine..
    
      ***

Yarın obür gün, özellikle dört büyükler (!!!) arasında oynanan her futbol karşılaşması öncesinde stad dışında seyyar satıcılar,  pala, bıçak, döner bıçağı, ‘özel’ taş,  tuğla, kapı kolu, mızrak, çakmak,  ‘özel’ imal edilmiş cep telefonu, biber gazı, plastik mermi atan tabanca,  hatta ve hatta gerçek mermi atan tabanca satmaya başlarlarsa hiç şaşırmayın...
Örneğin bir Galatasaray-Fenerbahçe maçının, 40 bin seyirci 40 bin de polis huzurunda oynandığını görürseniz şaşırmayın...
Bir karşılaşma sırasında 12 adet TOMA’nın stadda hazır bekletildiğini, polis helikopterlerinin karşılaşma boyunca stadın üzerinde fır döndüklerini görürseniz şaşırmayın...
Dört büyüklerin (!!!) bir karşılaşma sırasında futbolculardan birkaçının, uzun namlulu bir silahla vurulup öldürüldüğünü  görürseniz şaşırmayın....
Kulüp yöneticilerinin  toplu basın toplantısı düzenleyip “Vallahi de billahi de kabahat bizde değil” açıklaması ile karşılaşırsanız sakın şaşırmayın...
TV kanallarındaki uzmanların (!!!) katıldığı spor pogramlarının karşılaşma öncesinde başlayıp, sabahlara kadar sürdüğünü ve herkesin ‘Neden acaba ?’ sorusuna cevap aradığına tanık olursanız şaşırmayın...
En büyük Avrupa televizyon şirketlerinin, Türkiyedeki futbol karşılaşmalarını naklen yayınlamak için kuyruğa girdiklerini görürseniz şaşırmayın.

Ne demiş adamın biri ? “Reklamın iyisi kötüsü yoktur” demiş...

Bu yazı toplam 2706 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar