1. YAZARLAR

  2. Meltem Sonay

  3. Rengarenk gökyüzü, kapkara zihinler!
Meltem Sonay

Meltem Sonay

Rengarenk gökyüzü, kapkara zihinler!

A+A-

BİR ‘NEFRET’…

Bir süredir yeniden ‘sahiplenilen’ Lefkoşa Surlariçi’nin ‘renkleri’, ‘birilerini’ rahatsız etmiş görünen o ki…

Kafeler, barlar, çoğu el yapımı, el işi ürünlerin satıldığı dükkanlarla yeniden hayat bulan Lefkoşa Surlariçi sokakları, duvar resimleri, graffitilerle de süslendi adeta…

Bugün, ‘nereye gidelim’ diye düşündüğümüzde, tercih ettiğimiz bölgelerin başında yer alır hale geldi…

İşte böyle bir tercih sonucu da çocukluk arkadaşımla Surlariçi’ndeydim geçtiğimiz gün…

Tam da o sokaktan geçerken fark ettiğim ‘gökkuşağı bayrak’ yüzümü gülümsetmiş, renkleriyle daha da can kattığı sokağın fotoğrafını çekmeme neden olmuştu.

LGBTİ topluluğun sembolü haline gelen ‘gökkuşağı bayrak’, Lefkoşa Suriçi’ni süslerken, Genç Mücahitler Derneği’ni çok rahatsız etmiş nedense…

O kadar ki sosyal medya hesaplarından yaptıkları açıklama ile LGBT + bireyleri hedef göstererek nefret söylemlerinde bulunmuşlar…

Mesarya Kadınlar İnisiyatifi’nin işareti ile farkına vardığın Genç Mücahitler Derneği paylaşımında ötekileştirmeden, küfüre, hedef göstermeden, ağır suçlamalara, ne arasanız var…

“Anası babası belirsiz piç bir toplum hayal ediyorlar”

Genç Mücahitler Derneği’nin ne yazık ki onlarca da beğeni alan bu paylaşımını aynen aktarmak isterim o nedenle…

“Ay yıldızlı bayrağın gölgesinde yaşamayı kabullenemeyenler, bu paçavranın gölgesinde nesiller yetiştirmek istiyorlar. Kıbrıs Türkü'nden aile mefhumunu söküp almak istiyorlar. Kadına kadınlığını, erkeğe erkekliğini unutturmak istiyorlar. Anası babası belirsiz piç bir toplum hayal ediyorlar. Batı'nın kültürel, siyasi ve ekonomik boyunduruğu altında, ghettolara sıkıştırılmış bir Müslüman azınlık toplumu yaratmak istiyorlar Kıbrıs' ta. Tüm dertleri adanın tamamıyla birlikte, Anadolu'dan Ortadoğu'ya, Afrika'dan Asya içlerine kadar tek bir dünya devleti kurmak, tek tip insan modeli oluşturarak küresel sömürü düzenlerini sağlamlaştırmak. Bunun önündeki en büyük engel Müslüman Türk aile yapısı, anneler, babalar.

Fatih, Barbaros ve diğerleri Akdeniz'de mücadele verirken, ismini duymadığımız serdengeçtiler canlarını verirken, 60 yaşındaki bir adam günde 3 saat uykuyla çarpışırken, toprağın her köşesinden şüheda fışkırırken, Ömer, Ümmü Haram kıyılarda nöbet tutarken, mücahitlerin gazileri hayattayken bize düşen "yaşamaktır".

“Nefret suçları bağlamında değerlendirilmeli”

Mesarya Kadınlar İnisiyatifi,  ‘Kıbrıs'taki nefret grubu’ diyerek işaret ettiği paylaşımı “İnsanların ırk, dil, din, cinsiyet ve cinsel yönelimini bahane ederek ötekileştirmek amacıyla yapılmış bu paylaşım derhal nefret suçları bağlamında değerlendirilmelidir. Zihniniz renklenene kadar burada olmaya devam edeceğiz” notuyla paylaştı.

İnsiyatif’in de vurguladığı gibi bu paylaşımla açıkça işlenen ‘nefret suçu’ cezasız kalmamalı…

Ceza Yasamızın, ‘Cinsiyete, Cinsel Yönelime veya Cinsiyet Kimliğine Yönelik Zem ve Kadih’ başlıklı 171. Maddesine göre;  bir kişiye cinsiyeti ve/veya cinsel yönelimi ve/veya cinsiyet kimliği dolayısıyla bir kişiye veya o cinsiyete ve/veya cinsel yönelime ve/veya cinsel kimliğine sahip olanlara yönelik olarak ondan nefret edilmesini, onun aşağılanmasını veya küçük düşürülmesini sağlamak amacıyla zem ve kadihte bulunan bir kimse suç işlemiş olur.

Ceza Yasamız, bu fiili basın, yayın veya internet medyası dahil olmak üzere sosyal medya aracılığıyla yapılması halinde suçun ‘ağırlaştığını’ da düzenliyor…  Bu suçu işleyen kişinin, mahkumiyeti halinde dört yıla kadar hapislik ve ayrıca para cezasıyla cezalandırılabileceğini de söylüyor.

Hukukçu değilim ancak, bu söylemlerin Ceza Yasamız’da yer alan bu düzenlemeler çerçevesinde değerlendirilebileceğini söylemek için hukukçu olmaya da gerek yok sanırım.

“Bağnaz zihinler ateşe vermiş bile bizi…”

Genç Mücahitler Derneği’nin ‘nefret dolu’ bu paylaşımı üzerine, Lefkoşa Türk Belediyesi Meclis Üyeleri’nden Safiye Özlatıner ise, bayrakların söz konusu bölgede gerçekleştirilecek bir projenin parçası olduğunu açıklamak durumunda kaldı… Henüz tamamlanmadığı için duyurusu yapılmayan, fotoğrafları paylaşılmayan bir projenin…

Özaltıner, “Uzun bir süredir Surlariçi'nde yeni bir hayat kurmaya çalışıyoruz... 
İnsanlara dokunan, çevreye sahip çıkan, seven...
Henüz tamamlanmadı diye fotoğraflarını paylaşmadığımız bir projemiz vardı; kentimizin sokağını gökkuşağına boyamak…  Sevgili Hüseyin Özinal ve Pembe Birinci'nin projesini sokağımıza uygulamak.. 
Fakat biz daha heyecanlı haberleri veremeden, bağnaz zihinler ateşe vermiş bile bizi… Ne 'ahlaksızlığımız' kalmış ne de 'çocuklara kötü örnek olmamız'…

Oysa bilmiyorlar ki bizim bölge çocuklarıyla ilişkimizi... Bilmiyorlar bizim kurtardığımız köpeklerimizi kedilerimizi... Bilmiyorlar onlarca çiçek ekişimizi…

Ve sevgiyi, sevmeyi sevdiğimizi… Siz kara çalmaya devam edin…” dedi, “Ne demişti şair; Dünyayı güzellik kurtaracak…  Bir insanı sevmekle başlayacak her şey" dizelerini anımsattı.

                                                                            ***

Emek ve sevgiyle canlanan Surlariçi’nin kucaklayıcı renklerinden birilerinin bu kadar rahatsız olması, ‘ayrılıkçı, cinsiyetçi, ötekileştirici’ söylemlerle ‘çatışma’ körükleyecek işaretlerde bulunması, en basit tabiriyle ürkütücüdür.

Ama yüreklere su serpen şu ki, birilerinin renkleriyle güzelleştirmeye çalıştıklarını, ‘ırkçı, ayrılıkçı, ötekileştirici’ söylemlerle karartmaya çalışsa da birileri…

‘Zihinler renklenene kadar’ burada olacak diğerleri!..

 

ortaya-kupur_yan-001.jpg


BİR ALINTI:  …Bundan sonrası için talep edeceğiz, zorlayacağız roaming kalksın, yani bitmedi kavga sürüyor... Çözüme doğru, adanın yeniden birleşmesine doğru adım atmak değerli, bu nedenle bunu aldık, bir sonrası için yola koyulma zamanı... (Murat KANATLI)

 

 

Bu yazı toplam 5420 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar