Resim, şiir, müzik… Bu başlıklar, Şirin Gazi’nin hayatında farkındalık yaratan, nefes almasını sağlayan sanat dalları…

Didem MENTEŞ

Hayatı sanatın bir parçası… Sanat olmadan nefes alamayacak bir beden… Sanatın renklerini dünyasıyla süsleyen bir yetenek…  “Sanat her zaman bebeklikle yetişkin olmanın arasında bağlayıcı halkaydı” diyen bir sanat insanı… Resim, müzik ve şiir sanatıyla uğraşan, dünyasını en tatlı hale getiren renkli bir kişilik… Şirin Gazi…

Boyaları tanıdığı gün resim başlar…
25 Kasım 1981 Akdoğan’da dünyaya gelen, ilk ve orta eğitimini burada tamamlayan Şirin Gazi, yüksek eğitime gitmeyerek hayat okulunda kendini geliştirmeyi tercih edenlerden. Babasının yeteneği kendisinde de bulunan Şirin Gazi, resim dünyasıyla 2 yaşında tanışır. “Boyaları tanıdığımdan beri resim hayatımdır” diyen Gazi, çocukken hayvanlara şarkı söyleyerek müzik dünyasına da giriş yapar. “Resim hayatımda bir ihtiyaç, müzik de bir aşk” diyerek ileriki yaşamında iç içe olacağı bu sanat dallarına ortaokulda şiir ve kompozisyonu da katan Şirin Gazi, iş hayatına atıldıktan sonra şiir ve resme devam ederken, müzikten kopmak zorunda kalır.  Sanatın bu dört boyutunu karakterinde yaşayan genç sanatçı, özellikle resim sanatıyla birbirinden harika eserler yaratarak bambaşka bir dünya yaratmış durumda. Şirin Gazi, özellikle resim konusunda ufkunu açan öğretmeni Mehmet İlkerli’ye minnet duyarken, İlkerli’nin farkındalığını göstermekte büyük yardımı olduğunu aktardı.

Kendine bir dünya oluşturuyor…
Resim çalışmalarında yağlı boya, grafik marker, kuru pastel ve kara kalem ile birçok eser yaratan Şirin Gazi, doğa ve insan temalarıyla eserlerine hayat veriyor. Şirin Gazi, “mümkün mertebede hayal ürünü (soyut) karakterler üzerinde çalışmalar yapıyorum. Bu karakterleri birleştirerek bir dünya oluşturdum. Bu dünyanın ismi “Gitolanya…”  Zarar gören insanın yaşadığı farklılık neticesinde gittiği yerdir Gitolanya… Farklı bir dili var, herkes farklı bir dil konuşur. Çalışmaların hepsi bir bütünün parçasıdır ve bunları Gitolanya adı altında bir yerde topladım.  Kendi kendimi yetiştirerek, okulda ve insanların farkındalıklarını kendi farkındalıklarımla pekiştirerek, psikoloji ve felsefeyle ilişkilendirip resimlerin bugünkü noktaya ulaşmasını sağladım” dedi.

Resim ve fotoğraf…
Şirin Gazi, sadece bu üç sanatın yanında hobi olarak da fotoğrafçılık ile uğraşıyor. Fotoğrafçılığın farklı bir dünyası olduğunu, resme de katkısı olduğunu belirtiyor… “Fotoğraf çekerken arkadaşların makro fotoğraflarından etkilenip ‘mantis’lerin insan uyarlamalarını çizmeye başladım. İşte bunlar ‘Gitolanya’lardır. Zarar gören varlığın gittiği yerdir” diyor. Sergi açacak kadar bir çok resim çalışması olduğunu söylüyor Gazi ve aklında olan da “Gitolanya”lardan oluşan bir sergi projesi… “Farklı bir şey olduğunun bilinmesiyle, güzel ruhlu insanları bu projeye çekmeyi düşünüyorum. Resimlerimi sadece kendim için yaparım ve bir projeyle bütünleştirmeye çalışıyorum” diyor. Aslında en büyük sıkıntısı ise imkânsızlıklar içerisinde olması. Çalışmalarını sürdürecek bir atölyesi olmamasından ya da bu gibi kişilerin gidip kendi çalışmalarını yapabilecek bir yer bulunmamasından yakınıyor.
“Gitolanya…”
Şirin Gazi şöyle özetliyor “Gitolanyalar” dünyasını: “Gece yine makinelerin iş bırakım haliyle uzanır yolca/ Görüşüm  şarap rengi/ Gitolan’ın  acısından/ Yüklendim garipsi, duygudan bozmalarım yeni/ Hem de iki yüzlü  kimliksiz uzaylı bozuntusu/ Kendine yeni bir isim takmış/ Dolanır başka  dilenci   kalfaları insan gibi/ Siz terkedenler ve gidenler maestrosu/ İyi yönetin bak, fırsatını bulmuşken  yalnızlıkları/ Ne kadar koyu sövse de az/ Valsi  duysa da kaç para/ Paylaşımsız aşk  ormansız ağaç/ Bir uzaylıdır, Gitola/ Sır arasında  gidip gelir zamana/ Orada  dağ kadar haberli siz/ Canınız yanmadı mı hala/ Bir Mesih  dönüşüyor gitolmalardan/ Sessiz durulabilir mi…”
Ve şiir…
Şirin Gazi’nin hayatının olmazsa olmazlardan biri de şiir… İlkokul sıralarında tanışıyor şiirle genç yetenek. İlk şiirini ise orta ikinci sınıfta kağıda döktü. Ve ilk şiirleri çocuk saflığıyla çiçek, böcek, doğa üzerine olduğunu aktarıyor. Aslında resim ile birlikte yürütüyor şiir çalışmalarını Şirin Gazi. Ve yaşı ilerledikçe daha çevresinden ve okuduklarından etkilenerek aşk ve barış şiirleri de yazmaya başlıyor. Müzik de şarkı sözü yazarak yeniden hayatına bir soluk getiriyor Şirin Gazi’nin… İki toplumlu müzik etkinliklerinde de başarılı bir şekilde boy gösteriyor. “Cumhuriyet Gazetesi’nin sanat ekini okuduğum dönemlerde oradaki yazarların eserlerinden çok etkileniyordum. Aslında karamsarlaşarak aşk şiirleri, ülkemin durumunda da etkilenerek barış şiirleri yazmaya başladım”

Ve müzik… Ve Mima Sound
Şiirin yanı sıra şarkı sözleri de yazıyor Şirin Gazi. “İlk şarkı sözümü lise 2’de yazdım. Ama ilk olarak çocuk korolarında yer aldım. İki yıl boyunca da iki toplumlu koralarda yer aldım. Daha sonra Kıbrıs Türk Filarmoni Korosu’na katıldım ama özgür olan ruhumun korada yer alamayacağını hissederek ayrıldım. Ve kolektif çalışmalara yöneldim”. Son olarak iki toplumlu bir müzik grubunda vokalistlik yapmaya başlıyor. Mima Sound isimli grubun içinde aktif rol alarak, şarkılar seslendiriyor. 3 Kıbrıslı Türk’ten biri olan Şirin Gazi, Mima Sound müziğinin doğaçlama olarak seslendirildiğini ve stüdyo kayıtlarının bulunduğunu aktarıyor.

Teşekkürler…
Aslında Gümrük Komisyonculuğu yapsa da,  o gelecekte güzel müzikler yaparak bir müzik grubunda vokal yapmayı hayal ediyor. Tüm diğer sanat çalışmalarını da sürdürerek…
Şirin Gazi, ilk röportajını verdiği ADRES KIBRIS editör ve ekibine,  verdikleri  destekten ötürü  Uygar Erdim ve Çamay Çiçekseven’in yanında  ailesine de teşekkür etti. İlgilenen sanatseverler, www.facebook.com/sirin.gazi.3 adresinden Şirin Gazi’ye ulaşabilirler.