Resmi Tarih
Kendi yaşadıklarım ve bildiklerim vardı. Yetinmedim. Bilmediklerimi öğrenmek için okumaya devam ediyorum. Ama okudukça sinirlerim geriliyor. Gerildikçe kahroluyorum... “Bu kadar yıldır, nasıl kandırılmışız ? Nasıl yalanlar, yanlışlarla doldurulmuşuz... Çocuklarımızın, gençlerimizin kafalarını safsatalarla doldurmuşuz ?” diyorum kendi kendime... Uyanıyor ve fark ediyorum ki, -sadece bizde değil- dünyanın çoğu ülkesinde ‘Resmi Tarih’ yanlışlar, yalanlar, abartılarla dolu. Büyük ‘eksikler’ de ayrı....
Tekrar vurguluyayım.... ‘Hastalık’ sadece bizde değil. Dünyanın çoğu ülkesinde durum aynı. Belli ki, benimsenmiş bir eğitim (!) bir beyin yıkama yöntemi bu. Ve sonunda diyorum ki: “Boş ver diğer ülkeleri. Kendi ülkene, kendi ülkende olup bitenlere bak...”
***
Kıbrıs’ımızda ‘düğüm’ yeni atılmış değil. Daha 1950’li yıllardan başlayarak düğüm üstüne düğüm atılıyor... Birileri yangını körüklüyor. ‘Bizimkiler’ de – Rum’u Türkü- bilerek veya bilmeyerek yangının büyümesi için her şeyi ama her şeyi yapıyor. 50’li yıllarda da böyleydi, 60’larda da 70’lerde de... Şimdi de öyle...
Perde arkasında kimler vardı ? ENOSIS kıvılcımı nasıl ve kim tarafından atıldı ? ENOSIS çığırtkanlığı nasıl başladı ? EOKA nasıl ve kim tarafından kuruldu ? Buna karşılık Türkler nasıl örgütlenmeye başladı ? TMT’yi kim, neden kurdu ? Rumlarda-Türklerde, işlenen cinayetlerin emrini kimler, neden verdi ? EOKA kaç ‘Vatan Haini Rum’ (!!!) öldürdü ? TMT, kimlerin emriyle, kaç ‘Vatan Haini Türk’ (!!!) öldürdü ? Komünist avı nasıl başladı ? 60’lara ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ne nasıl gelindi ? 63 Aralık’ta neler oldu ? Ardından gelen her bir taraftaki çarpışmaları kim ve neden başlattı ?
İşte size sorular... Kaçına, kaçımız düzgün ve doğru cevaplar verebiliriz ?
Yaşayanlar, bildiklerini parçacık parçacık da olsa paylamaya başladılar bunca yıl sonra. Ama Resmi Tarih kitapları –her iki tarafta da- hala, hamaset, kin, öfke ve çoğunlukla da yalanlarla dolu. Beyinleri bunlarla doldurulan gençler, her iki tarafta da bol bol...
Peki ne olacak ? Ne olacağını bir bilen varsa beri gele....
Aynı biz !!!
İsveç’te,
• Başbakan ile eşini bir AVM’de alış-verişte veya sinemada, tiyatroda görmek mümkün...
“Aynı bizdeki gibi !!!”
• Bakanların, makam araçları, şoförleri yok...
“Aynı bizdeki gibi !!!”
- Sadece Başbakan’ın ‘Makam Aracı ve Şoförü’ var....
“Aynı bizdeki gibi !!!”
• Makam Aracı, sadece ve sadece ‘Resmi Ziyaretler’ + ‘Resmi Törenlerde’ görülebiliyor
“Tıpkı bizdeki gibi !!!”
• Parlamento’nun sadece üç adet makam aracı var...Sadece ve sadece Resmi Ziyaretler için kullanılıyor...
“Aynı bizdeki gibi !!!”
• Trafikte ‘Kırmızı Işık’ta geçen araç görmek neredeyse mümkün değil...
“Aynı bizdeki gibi !!!”
• Yerlere izmarit, çöp atmak çok ama çok ayıp. Büyük tepki gösteriliyor...
“Aynı bizdeki gibi !!!”
Sokak Ağzı
“Öyle bir hale geldik ki çevremizdeki herkese kuşkuyla bakıyoruz artık. Hırsız mı ? Dolandırıcı mı ? Katil mi ? Tecavüzcü mü acaba ? diye.”
***
“Kıbrıs’ta bir çözüm bulunacak mı ? Hiç umudum yok... KKTC tanınacak mı ? Hiç umudum yok... Ekonomimiz düzelecek mi ? Hiç umudum yok... Devlet Dairelerimize bir düzen gelecek mi ? Hiç umudum yok... Hiçbir şeyden umudun yoksa ne arıyorsun hala bu memlekette ? demeyin sakın.”
***
“Şu İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi bitse de kurtulsak. Kusma geldi artık.”
***
“Hırsız bir eve girmiş on iki şişe şampanya çalmış. On iki şampanya patlatacak neyi kutlayacaktı çok ama çok merak ettim.”
***
“Koşun koşun, 34’üncü Uluslararası (!) Fuarı’mız resmen açıldı. Uluslararası (!) Fuarımıza bu yıl KKTC ve Türkiye katıldı. Ama ne Uluslararası ya !!!”
***
“Mağusa açıklarında köpek balıkları görülmüş. Bir bu eksikti... Karadaki köpeklerden sonra şimdi bir de denizdekiler...”
Anlayana
“Dünyanın asıl sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken, aptalların daima kendilerinden emin olmalarıdır.” (Bertrand Russell)