Reuters: Lira fırtınada ilerliyor
Reuters: Lira kusursuz fırtınada ilerliyor; ekonomi üst üste iki defa küçülebilir
Covid-19 salgınında son birkaç ayda TC Merkez Bankası’nın (MB) elindeki döviz rezervlerinin yaklaşık dörtte birini tükettiğini öngören analistler, lira üzerindeki baskının nedenlerini beş maddede inceledi.
MB’nin net uluslararası rezervleri bu yıl 40 milyar dolardan yaklaşık 25 milyar dolara indi. Öte yandan TC Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye’nin yeterli olandan da fazla döviz rezervi olduğunu söylemiş, sermaye kontrolleri getirilmesi gibi bir planları olmadığını belirtmişti.
‘Aylar içinde tükenebilir’
Reuters ajansının görüşlerine başvurduğu bazı analistler mevcut gidişat devam ederse, rezervlerin aylar içinde tükenebileceğini öngörürken, bazıları ise durumun bu noktaya gelmesine izin verilmeyeceğini düşünüyor.
Rezervler ise dün açıklanan verilere göre marttan beri ilk kez artış gösterdi.
‘İkinci resesyon’
Analistler, Türkiye’nin iki yıldan kısa bir süre içinde ikinci resesyonunu yaşayabileceğini söylüyor. Uluslararası Para Fonu’na (IMF) göre ise ‘corona’ etkisi nedeniyle ekonominin yüzde 5 daralması bekleniyor.
Kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global, bütçe açığının bu yıl milli gelirin yüzde 5’ine çıkarak rekor seviyeye ulaşacağını öngörürken, bu senenin turizm için büyük ölçüde kayıp bir sezon olacağını tahmin ediyor.
Ekonomi üzerinde oluşan baskılara rağmen, uluslararası petrol fiyatlarındaki düşüş enerji ithal eden Türkiye’ye yardımcı olabilir. Fakat liradaki değer kaybı enerji fiyatlarındaki düşüşün faydalarını da azaltıyor.
Faiz enflasyon altında kaldı
MB’nin neredeyse bir yıldır faizleri düşürmesine rağmen, hızlı düşüş mevcut enflasyon seviyesinin altında kaldı.
Dolayısıyla yatırımcılar lira cinsi varlıkların taşıdığı riskleri göz önüne alarak, bunların yeterince yüksek getiri sağlayıp sağlamadığını sorgulamaya başladı.
Kredi sıkışıklığı
S&P Global’in çarşamba günü açıkladığı tahminlere göre, Türkiye ekonomisinin önümüzdeki 12 ay içinde 168 milyar dolara yakın, yani milli gelirinin yaklaşık yüzde 24’ü kadar borcu çevirmesi gerekiyor.
Ayrıca Türk lirasının tarihi dip seviyeleri görmesi devletin ve şirketlerin dolar cinsi borçlarının geri ödemesini daha da maliyetli hale getiriyor.
Türkiye’nin 168 milyar dolar kısa vadeli dış borca karşılık sadece 85 milyar dolar brüt döviz rezervine sahip olması, ülkenin borç çevirme karşılama oranının yüzde 50 ile gelişmekte olan ülkeler arasında en düşük oranlardan birine sahip olduğunu gösteriyor.
‘Siyasi yönlendirme’
Ekonomi politikalarını etkileyen siyasi meseleler de yatırımcılarda endişe yaratıyor.
Ekonomiyi etkileyen siyasi meseleler arasında Rusya’yla yapılan S-400 anlaşmasıyla birlikte ABD ilişkilerinde gerilimin tırmanması, Suriye’de devam eden savaş, Avrupa ülkeleriyle yaşanan göçmen krizi ve yine Avrupa ülkeleriyle Doğu Akdeniz’de Kıbrıs adasının yakınlarında petrol ve doğalgaz arama hakları konusunda yaşanan sorunlar yer alıyor.
Analistlere göre bu uluslararası meselelerin yanı sıra, faizlerin düşürülmesi ve lira üzerinde daha fazla kontrol sağlamaya yönelik siyasi bir yönlendirme de söz konusu.
Yatırımcıların umutlu yaklaştığı konulardan biri olan Türkiye ile ABD Merkez Bankası (Fed) arasında dolar takas (swap) hattı kurulması beklentisi ise, Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin’in “Karşılıklı güven gerek, her ülkeyle olmaz” yorumuyla birlikte zor hale gelmiş görünüyor.