Zekai ALTAN

Kentleşmenin getirdiği, slow food yerine fast food akımı. Bunlar arasında yok olan sandüviççiler ve küçük mekânlar... Bunların olması gerekir mi. Evet olması gerekir. Yeni çağdaş ve halk ihtiyacını karşılayacak mekânlar kurulurken diğer taraftan da bu mekânlar bir şekilde korunmalıydılar. Ben çok küçükken, yani sekiz on yaşlarında Babam ile şehere (Lefkoşa’ya) geldiğimizde Girne Kapısı’ndan Saray Otel’e kadar sıralı farklı küçük mekânlar hizmet veriyordu. Şimdi tamamen değişti. Rant ve milli politikanın yanısıra ekonomik sıkıntılara bir de master plansız yatırım ve gelişmeler  başlayınca tablo bu. Bu değişim yaşandı ve bunun da önü alınamaz hale geldi. Bu işin başta sorumlusu bence Belediyeler... Sonra bu ülkeyi yöneten ve planlayan yöneticilerdir. Bir taraftan değişim olurken bu mekânlar da bir şekilde kendi mimari yapıları içerisinde korunmalıydılar. Yeni modern gungri binalar fazla bir katkı sağlamaz. Çevre kirliliğinden başka. Özellikle Lefkoşa’nın o zengin tarihi ve dokusu allem gallem edildi. Ve halen daha buna bakan yok. Lefkoşa’nın o güzelim dokusu yerini gecekondu gibi olmasa da o kalitede düşük kalitede yaşam sürdürülen bir kent oldu Lefkoşa. Aldıran da yok. Koruyan da yok. Ama ahkam kesen de övünen de çok. Lefkoşa’nın kıymetini kimse bilmedi ve farkında değil. Kaldı ki o güzelim mekânlar sokak satıcıları ile organize edilip doku ve yaşam korunsa idi bugün durum çok daha farklı olurdu. İşte Turizm o zaman olurdu. Kimse Adanalı kotçudan kot almak için buraya gelmez. Kimse büyük beton binalara girmeyi cazip bulmaz. Bunlar gelen turistlerin ülkesinde daha çoktur. Bugün kenarda köşede kalanlar da vardır. Kendi yağı kendi ciğerini kavuran mekânlar halen var. Saray Otel’in yan tarafındaki Posta sokakta çok eski olmasa bile yaklaşık yirmi beş yıldan beridir hizmet veren çok küçük bir mekân. Rıfat’ın Yeri. Sunduğu basit ve lezzetli mönüsü ile biraz da nostaljiyi sunuyor.

ESKİ LEFKOŞA’DA AYAKTA BİR MEKÂN

Rıfat Ağa’nın Yeri Posta sokaktadır. Eskiden Avukat Hasan Hasiboğlu’na ait büro idi. Şimdi de basit ve gidilebilecek küçük bir mekân. İki odadan oluşmakta. Odanın biri ocak, mutfak ve bango olarak kullanılıyor. Diğer küçük oda da on beş kişilik bir kapasitede. Muşamba örtüler ile sade bir görüntü sağlandı. O kadar çok büyük ve eğlenceli bir mekân değildir. Daha çok gündüz mekânı. Ancak sürekli çalışan bir mekân. Hem masa hem de paket servisi veriyor. Restaurantın bulunduğu mekân binası da eski yapılardan. Buradaki o doku benim hoşuma gidiyor. Hem nostalji hem de kültürel bir olay. Dış alanı yok. Ancak kaldırım üstü oturulabilecek bir iki masa. Daha çok paket servis almak isteyenlerin de oturup bekleyebileceği yerler. Sunduğu mönü de pek o kadar çok zengin değildir. Az ve öz. Yalnız Kıbrıs mutfağı tadı. Spesiyal olarak şeftali kebabı. Buna ilaveten de et, tavuk şiş. Humus salatası. Bu güzelim mönüyü önemli ve saygın kişilerin de tattığına şahit oldum. Kısa süreli bir öğlen yemeği için ideal bir mekân. Hatta buraya öğle arası geniş bir kitlenin de geldiğini söyleyebilirim. Rıfat Ağanın Yeri’nde çok kaliteli bir mekân bulamazsınız. Böyle ünüformalı personel de. Ancak burada damak tadınıza uygun Kıbrıs Mutfağı kebapları ile sade ve klasik bir hizmet bulabilirsiniz. Lefkoşa’da öğle arası veya sabah saatlerinde uğrayabileceğiniz küçük bir mekân.

TEL: 227 43 81 – 851 76 06
ADRES: POSTA SOKAK NO: 1-2 LEFKOŞA
KAPASİTE:
İÇ ALAN: 15
SERVİS SAATLERİ: 07.00-20.00
KAPALI GÜNLER: CUMARTESİ ÖĞLEDEN SONRA VE PAZAR GÜNÜ