1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Ruhsal sağlığımız da etkileniyor”
“Ruhsal sağlığımız da etkileniyor”

“Ruhsal sağlığımız da etkileniyor”

Uzman Psikolog Pembe Ardıç ile ‘corona virüs’ ile başlayan sürecin psikolojimize etkisini konuştuk

A+A-

Fayka Arseven KİŞİ

Uzman Psikolog Pembe Ardıç, “corona virüs tehlikesi fiziksel sağlığımız için bir tehdit oluşturduğu gibi ruhsal sağlığımızı da aynı oranda etkiliyor” vurgusunda bulundu.

Endişelerin arttığını ifade eden Ardıç, “İnsanoğlu doğası gereği belirsizliğe tahammül edemezken içinde bulunduğumuz dünya hiçbir zaman belirli olmadı aslında. Buradaki belirsizliğin tek farkı, bu belirsizliğin kaynağı ile daha önce hiç tanışmamış olmamız” dedi.

 “Kaygı bozukluğu olmayan kişiler bile kaygılı günlerden geçerken, özellikle kaygı bozukluğu olan kişiler bu süreçten en olumsuz etkilenen kısım sanırım” diyen Ardıç, “aşırı kaygı, korku ve depresif duygu durumları ile birlikte de depresyon gibi bozukluklarda artış olabilir” uyarısında bulundu.

Ardıç, “Nasıl ki ilk corona ile tanıştığımız dönem bizler için zor ve adaptasyonu güç gelmişti, tekrardan topluma karışma sürecimiz de karmaşık olacaktır” ifadesinde bulundu.

Bu hafta Uzman Psikolog Pembe Ardıç ile ‘corona virüsü’ sürecinin psikolojimize etkilerini konuştuk.

  “Corona virüs tehlikesi fiziksel sağlığımız için bir tehdit oluşturduğu gibi ruhsal sağlığımızı da aynı oranda etkiliyor. Hayati tehdidin olduğu bir ortamda zihnimize ‘’hayatta kal’’ mesajını veriyoruz. Bu durum sonucunda ise korku ve kaygı gibi duygular içerisine giriyoruz.”

 

  • YENİDÜZEN: Corona virüsü ile yaşantımızda bir çok önemli değişimler oldu. Bu süreci bize psikolojik açıdan değerlendire bilir misiniz?
  • Pembe ARDIÇ: Corona virüsünün hayatımızda bu kadar çok değişikliğe sebep vermesinin birden fazla sebebi var aslında. Öncellikle virüs ile baş etme yöntemleri hepimiz için sıra dışı olması, günlük rutinlerimizin baştan aşağı değişmesine sebep olması ve hayatımızı tehdit eden bir hastalık olması. Corona virüs tehlikesi fiziksel sağlığımız için bir tehdit oluşturduğu gibi ruhsal sağlığımızı da aynı oranda etkiliyor. Hayati tehdidin olduğu bir ortamda zihnimize ‘hayatta kal’ mesajını veriyoruz. Bu durum sonucunda ise korku ve kaygı gibi duygular içerisine giriyoruz. Yani kaygı ve korku gibi duygular bizi hayatta tutmak için oluşan duygular aslında.  Zaten bu süreçte psikolojik olarak da bu tür duyguların görülmesini bekliyoruz. Süreçte endişeli hissetmeliyiz ki, kendimizi tehlikeden koruma ile ilgili de motivasyon sağlayalım.
    Özellikle bu dönemde psikolojik süreçleri çokça konuşmamızın sebebi ise insanların büyük bir çoğunluğunun yaşamın sadece olumlu duygulardan oluştuğu yanılgısına kapılmasından dolayıdır aslında. Hayatımızda mutluluk, heyecan, sevgi gibi duyguların yanı sıra korku, endişe ve üzüntü gibi duygulara da aynı oranda ihtiyacımız vardır. Eğer sürekli neden korkuyorum veya neden endişeliyim diye kendimizle savaşırsak ancak bu duyguların daha fazla artmasına sebep oluruz.

 “Belirsizliğe tahammülsüzlük... Ben de bunu her duyduğumda aklıma başka bir soru geliyor hemen, ‘hayatımız ne zaman belirli olmuştu?’ Hiç düşündünüz mü, bir gün sabah işinize giderken yolda başınıza ne geleceği ne kadar belirliydi ki?”

 

  • YENİDÜZEN: Bu dönemde çokça duyduğumuz bir terim ise belirsizlikle baş etme oldu, peki gerçekten belirsizlik ile baş edebilir miyiz?
  • Pembe ARDIÇ: Bu durum bizlere de sıkça gelen problemlerden bir tanesi, belirsizliğe tahammülsüzlük aslında bunun sebebi. Ben de bunu her duyduğumda aklıma başka bir soru geliyor hemen, ‘hayatımız ne zaman belirli olmuştu?’ Hiç düşündünüz mü, bir gün sabah işinize giderken yolda başınıza ne geleceği ne kadar belirliydi ki?

  “İnsanoğlu doğası gereği belirsizliğe tahammül edemezken içinde bulunduğumuz dünya hiçbir zaman belirli olmadı aslında. Buradaki belirsizliğin tek farkı bu belirsizliğin kaynağı ile daha önce hiç tanışmamış olmamız.”

 

Bana göre bu süreç sadece ne kadar belirsizlik içinde yaşadığımızı fark ettirdi bizlere. İnsanoğlu doğası gereği belirsizliğe tahammül edemezken içinde bulunduğumuz dünya hiçbir zaman belirli olmadı aslında. Buradaki belirsizliğin tek farkı bu belirsizliğin kaynağı ile daha önce hiç tanışmamış olmamız.
Yani demek istiyorum ki neden yıllardır insan sağlığını fazlaca tehdit eden kanser, obezite, kalp rahatsızlıkları veya binlerce kişinin hayatını kaybettiği savaşlar kaygımızın bu denli artmasına sebep olmadı?
Çünkü hepimizin hayatları için büyük tehdit oluşturan bu durumlar belirsizlik içermiyordu. Daha önce duyduğumuz, bir yerden bir şekilde çevremizdeki kişilerin başına gelmiş kötü ama olağan kabul ettiğimiz bir durumdu. Sanırım süreç ilerledikçe ve bu duruma adapte oldukça corona virüsü de bizlere bu örnekler gibi olağan gelmeye başlayacaktır.

“Aşırı kaygı, korku, depresif duygu durumları, depresyon”

 

 “Kaygı bozukluğu olmayan kişiler bile kaygılı günlerden geçerken, özellikle kaygı bozukluğu olan kişiler bu süreçten en olumsuz etkilenen kısım sanırım. Bunun yanı sıra yine sık sık el yıkama, temizlenmemiş hissetme, musluğun kaynar kısmı ile yıkanma, sürekli dezenfektanlarla ortalığı temizleme durumu da birçoğumuzda ortaya çıkan yeni davranış ve düşünceler aslında.”

 

  • YENİDÜZEN: Bu dönemde bu korkularla birlikte tetiklenen başka psikolojik rahatsızlıklar var mı?
  • Pembe ARDIÇ: Corona süreci öncesinde, hali hazırda psikolojik rahatsızlıkları olan kişilerde bu süreçte daha da zorlandıklarını görüyoruz. Hali hazırda kaygı bozukluğu olmayan kişiler bile kaygılı günlerden geçerken, özellikle kaygı bozukluğu olan kişiler bu süreçten en olumsuz etkilenen kısım sanırım. Bunun yanı sıra yine sık sık el yıkama, temizlenmemiş hissetme, musluğun kaynar kısmı ile yıkanma, sürekli dezenfektanlarla ortalığı temizleme durumu da birçoğumuzda ortaya çıkan yeni davranış ve düşünceler aslında. Bir de bu durumu daha önceden gözlemlediğimiz obsesif kompulsif bozukluğu olan kişilerde ise bu durum daha da ilerilere gidiyor. Yine sürecin uzamasından dolayı, hayatımızı evlerde sosyal izolasyon içerisinde sürdürdüğümüz bu dönemde depresif duygu durumları da gözlemlediğimiz bozukluklar arasında. Aşırı kaygı, korku ve depresif duygu durumları ile birlikte de depresyon gibi bozukluklarda artış olabilir.
     
  • YENİDÜZEN: Yeni bir tanım hayatımıza girdi, ‘corona fobi’…  Corona fobi nedir?
  • Pembe ARDIÇ: Fiziksel ve psikolojik olarak varlığımızı tehdit eden durumlar karşısında duyulan korkular normal ve beklediğimiz duygulardır. Korku sayesinde, bizler bu tehlikelere karşı korunuruz.
    Fobi ise, bu tür durumlara verilen orantısız kaygı durumudur. Genellikle duruma karşı verilen tepkilerin abartılı ve mantıksız olduğunu bile bile o durumdan şiddetle kaçınma hali içerisine gireriz. Corona için de aynı şey geçerli.
    Özellikle bu durumu corona açısından tetikleyen şeylerden biri ise sosyal medya ve haber kirliliğidir. Sürekli günümüzü tehlikeyi düşünerek geçirir, bununla ilgili bulduğumuz tüm kaynaklardan bilgi toplamaya çalışırsak, bu tehdidi daha fazla büyütmüş oluruz. Bu sebeple önerim özellikle bu tür haberleri güvenilir kaynaklardan günde en fazla 2 kez maksimum 20 dakika ayırarak okuyup geri kalan vaktimizi verimli bir şekilde kullanılması.
     
  • YENİDÜZEN: Yaklaşık 50 gündür evlerde kapalı yaşıyoruz ve öyle görünüyor ki bu süreç biraz daha uzayacak. Bu süreç bir takım yasak ve kısıtlamalar sürüyor. Bu kısıtlamalar psikolojik  olarak bizleri nasıl etkiliyor?
  • Pembe ARDIÇ: Evet bir süredir birçok kısıtlama ile birlikte yeni oluşturulan hayatımıza adapte olmaya çalışıyoruz. Bana göre bu süreç içinde en zorlayıcı şeylerden biri, sevdiklerimiz ve yakınlarımız ile fiziksel mesafemizin artması. Hangimiz özlemedi sımsıkı hiçbir şey düşünmeden annemize, babamıza, sevdiğimize veya dostumuza sarılmayı? En stresli dönemlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz şeylerden biri de bu değil mi?
    Bunun yanı sıra istediğimiz zaman istediğimiz yerde olmanın da verdiği ayrı bir stres var aslında. Özledik pek tabi fakat her şey bir kenara, bir şeyin farkına varmalıyız, bu kısıtlamaların sebebi ne? Benim önerim başakları tarafından yasak ve kısıtlanmalara maruz kalan mağdur ve yasaklı taraftan bakmak yerine, bu önlemlerin hepimizin iyiliği ve fiziksel sağlığı için dikkat etmemiz gereken şeyler olduğunu düşünürsek, bu kısıtlamalara adapte olmak daha kolay gelecek.
     
  • YENİDÜZEN: Ada insanı olarak genelde daha rahat bir bakış açımız var, genelde ‘’ aman bize bir şey olmaz’’ düşüncesinde yaşayan bir toplum iken bu salgın ile birlikte artan kaygılarla nasıl başa çıkacağız?
  • Pembe ARDIÇ: Kaygılarla baş etmenin en iyi yolu öncelikle durumu ‘’kabul’’ etmekten geçiyor. Başımıza gelen durum alışılmadık olsa da, daha önce deneyimlemiş olsak da içinde bulunduğumuz şartları kabul edip ayak uydurmamız gerekiyor. Sürekli olarak durumu reddetmek veya yok saymak bizi ancak tehlikeye atar. Bu tehlike tabi ki hem fiziksel hem de psikolojik.
    Baş etmeyle ilgili bir diğer önemli nokta ise yeni rutinler oluşturmak. Düzenli uyku, düzenli beslenme ve eğer mümkünse haftanın en az 3-4 günü egzersiz yapmak kaygılarınız üzerinde mutlaka olumlu etkileri olacak.
    Burada da yenilemek istediğim en önemli noktalardan biri olan sosyal medya gibi haber kirliliği olan mecralardan olabildiğince kendimizi uzaklaştırmakta işe yarayacaktır.
    Bir diğer değinmek istediğim nokta ise bu durumu bir fırsata çevirme şansı. İçimize dönmek ve uzun zamandır yapmayı ertelediğimiz şeyleri yapmak için güzel bir fırsat olabilir. Buradaki kastım illa üretken, yaratıcı olmanız değil. Yine sosyal medyada çok fazla üretken ve sürekli vaktini dolu dolu geçirenlerin fotoğraflarını görüyoruz. Bunların belki de sadece fotoğraftan ibaret olduğunu unutmayalım ve bu dönem içinizden eğer bir şeyler üretmek ve yapmak gelmiyorsa bunun da normal olduğunu anlayalım.

“Ayak uydurmada zorluklar yaşayacağız”

 “Nasıl ki ilk corona ile tanıştığımız dönem bizler için zor ve adaptasyonu güç gelmişti, tekrardan topluma karışma sürecimiz de karmaşık olacaktır.”

 

  • YENİDÜZEN: Salgın sonrası toplum arasına karışmada insanların endişeleri, uzmanların uyarıları var. Ama bir taraftan da hayat devam edecek.  Kendimizi buna nasıl adapte edeceğiz?
  • Pembe ARDIÇ: Nasıl ki ilk corona ile tanıştığımız dönem bizler için zor ve adaptasyonu güç gelmişti, tekrardan topluma karışma sürecimizde karmaşık olacaktır. Fakat insanoğlu içinde bulunduğu her konuşula adapte olabilen bir varlıktır. Hele ki daha önce deneyimlemiş olduğu bir şey ise. Pek tabi ilk dönem ayak uydurmada zorluklar yaşayacağız, belki bir süre güvensizlik duyacağız. Bana göre bu duruma hazırlık gibi bir şey çok anlamlı değil, karşılaşacağımız senaryolar çok farklılaşabilir çünkü. Süreç değişip geliştiğinde bizler yine ona göre hareket etmeyi öğreneceğiz.
     
  • YENİDÜZEN: Hem manevi  hem de maddi boyutta bu süreç psikolojimiz üzerinde etkili olacak. Bu duruma kendimizi nasıl hazırlamalıyız?
  • Pembe ARDIÇ: Uzmanlık alanım olmaması rağmen ekonomik koşulların belli bir süre hepimizi zorlayacağı açık.  Hali hazırda bunu hissetmeye başladık zaten, bu yüzden ekonomik olarak hayatımızı buna göre planlamakta fayda var. Öyle görünüyor ki dışarıya çıkmaya başladığımızda da eski alışkanlıklarımızı bir süre değiştirmemiz gerekecek. Bu yüzden bu durumu fark edip bunun sadece bizim değil tüm toplumun ve hatta tüm dünyanın yüzleşeceği bir gerçek olduğunu kabul etmek gerekiyor. En azından yalnız olmadığımızı bilmek bize iyi gelecektir.

“Rutin çocuğu güvende hissettirir”

 “Kaygılarımız gündelik hayatınızda yapmanız gereken şeylere engel oluyorsa, uyku düzeninizde bozulma, iştahta azalma veya artış gözlemliyorsanız, yani kısacası hayat kalitenizi düşüren bir durum içerisine girmişseniz bir uzmandan yardım almanız gerekebilir. Ruh sağlığımızın, fizyolojik sağlığımız kadar önemli olduğunu unutmamız gerekiyor.”

 

  • YENİDÜZEN: En az bizler kadar çocuklar da bu süreçten çok fazla etkilendi. Özellikle bu konuda size gelen şikayetler nelerdir? Ailelere tavsiyeleriniz nelerdir?
  • Pembe ARDIÇ: Çocukların, ebeveynlerinin aynası olduğunu hiçbir süreçte unutmamalıyız. Onlar evde duygusal olarak biz ne yansıtırsak onu alırlar. Buradaki kastım durumu onlardan gizlemek ve söylememek değil. Basit bir dil ile onlara durumu aktarmak şart. Fakat sonra bu durum ile ne yapacakları, bizim bu durum ile ne yaptığımızla doğru orantılı.
    Yine sosyal medya mesafesinin uygulanması durumu onlar içinde çok geçerli.
    Ailelere yapabileceğin en etkili önerilerden biri ise tıpkı kendimizde de yapmamız gerektiği gibi çocuklarımıza da bir rutin, düzen oluşturmak. Rutin çocuğu güvende hissettiren ana etmendir ve bu süreçte güvende hissetmeye hepimizin ihtiyacı var.
     
  • YENİDÜZEN: Bu süreçte hemen herkes demoralize oldu ve ‘psikolojimiz’ bozuldu.  Bireyler hangi noktada uzman desteğine ihtiyaç duymalıdır?
  • Pembe ARDIÇ: Psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğumuzu, özellikle yukarıda anlattığım noktaları aşmakta zorlanıyorsak, kaygılarımız gündelik hayatınızda yapmanız gereken şeylere engel oluyorsa, uyku düzeninizde bozulma, iştahta azalma veya artış gözlemliyorsanız, yani kısacası hayat kalitenizi düşüren bir durum içerisine girmişseniz bir uzmandan yardım almanız gerekebilir.
    Ruh sağlığımızın, fizyolojik sağlığımız kadar önemli olduğunu unutmamız gerekiyor. İnsanların bu konuda yardım almakla ilgili maalesef hala bazı önyargıları devam etmekte. Bu konularda yardım almaktan çekinmemek gerekiyor.
    Bu süreçte biz klinik psikologlar görüşmelerimizi, yüz yüze yöntem kadar etkili olan ve Avrupa’da çok uzun süredir uygulanan online (Skype) görüşme yöntemi ile sürdürmekteyiz.
Bu haber toplam 5073 defa okunmuştur
Etiketler :