Cumhurbaşkanlığı makamı, devletin yönetim biçimi cumhuriyet olan bütün ülkeler için farklı anlamlar taşır kuşkusuz .

Başbakanlık gibi değildir.

Devletin başıdır elbette ama hem anayasal yetkilerine (ki bu ülkeden ülkeye farklılık gösterir) ve hem de ülkenin kendi iç ve dış dinamiklerine göre şekillenir biraz da bu makamın misyonu.

Üzerinde yaşadığımız adanın ‘özel’ durumu nedeniyle, bizim cumhurbaşkanımızın üstlendiği görevlerden biri ve en önemlisi de görüşmeciliktir.

Yani Kıbrıs sorunudur.

Dolayısıyla kim ne derse desin, cumhurbaşkanı seçmek için sandığa gittiğimiz zaman, sadece devletin başı değildir seçtiğimiz.

Müzakere/çözüm sürecine ilişkin bir tavır da ortaya koymuş oluruz.

***

Cumhurbaşkanlığı seçimine yaklaşık 8 ay var.

Matematiksel olarak henüz erken olsa da, içinde bulunulan şartların bir ürünü olsa gerek, seçime ve bu seçimde yarışacak isimlere ilişkin tartışma çoktan başlamış durumda.

Kimi isimler aday olacaklarını açıkladılar.

Kimi isimler partilerinin alacağı kararı beklemekte.

Kimileri ise niyet beyan etmiş durumda.

Ve tüm bu isimler, kamuoyunca enine boyuna konuşulmakta, değerlendirilmekte.

Ve hatta daha şimdiden, çeşitli anketler dahi yapılmaya başlandı.

Bu anketlerin özellikle internet ortamında yapılanlarının bilimsel değeri nedir, toplumun genelinin tavrını ne oranda yansıtır, bu soruların yanıtı elbette konunun uzmanlarında.

Seçmenin genelinin internet kullanıcısı olmadığı gerçeğinden hareketle, bu tür kamuoyu yoklamalarının sonuçlarının yanıltıcı olabilme ihtimalinin yüksekliğini bir kenara not etmekle birlikte, en azından belirli çevrelerin eğilimini yansıtıyor olabilirler.

Son günlerde gündemimize dahil olan söz konusu anketlerin bende uyandırdığı ‘dolaylı’ meraka gelince...

Adanın ‘özel’ durumu nedeniyle Cumhurbaşkanlığı makamı ve Kıbrıs sorunu birbiriyle doğrudan ilintili olduğuna göre...

Ve müzakere masası tek taraflı değil, çift taraflı bir platform olduğuna göre...

Çözüme inanan Kıbrıslı Rumlar’ın da cumhurbaşkanı adaylarımıza ilişkin ne düşündüklerini ben şahsen bilmek isterdim.

Kıbrıslı Rumlar, çözüme en yakın aday ya da aday adayı olarak kimi görüyorlar?

Onlara göre kim müzakere masasında olursa, o masadan bir çözüm çıkma ihtimali yükselir?

Bence bu soruların yanıtları da çok önemli.

Dolayısıyla gerek bizim cumhurbaşkanlığı seçimlerimiz, gerekse güneyde yapılan başkanlık seçimleri öncesinde, ‘diğer toplumun’ nabzının da tutulması faydalı sonuçlar doğurabilir.