“Rumların kadın basketboluna etkisi ne?”
Türkiye kadın basketbolunun aktif internet sitelerinden Just Women’s Basketball’un Haber Müdürü Sadi Soydan, YDÜ takımının saha dışı yaşadığı sorunları kaleme aldı
Türkiye kadın basketbolunun en aktif ve takip edilen basketbol internet sitelerinden olan Just Women’s Basketball’un Haber Müdürü Sadi Soydan, son günlerde gündem yaratan Yakın Doğu Üniversitesi’nin maçlarını KKTC’de yapamama durumu hakkında köşe yazısı yazdı. Soydan, YDÜ gibi güçlü takımların el üstünde tutulması gerektiğine vurgu yaparak, Kıbrıs temsilcisi üzerinde oynanan çirkin oyunları herkesin bildiğini söyledi.
Soydan ayrıca, Güney Kıbrıs’ın yaptığı itiraza da atıfta bulunarak, “Sporla alakası bulunmayan, sadece siyasi kanallarla Türk kesimine zarara vermeyi siyasi amaç edinen Rum tarafının basketbola etkisi nedir? En son esemeleri ne zaman okunmuştur? Kadın basketbolunda en son ne zaman Avrupa kupalarında mücadele etmiştir? Ligimizde oynayan sadece 2 Yunan oyuncu varken, hangi mantığa dayanarak, “Yunan oyuncuların ülkeye girişi problem yaratabilir” bahanesi öne sürülmüştür?” ifadelerini kullandı.
İşte Sadi Soydan’ın köşe yazısından bazı satır başları
“8’li final turunda, B.G.D. dışındaki tüm rakiplerini yenen Yakın Doğu Üniversitesi, final değerindeki son maçta, normal sezonda 2 kez mağlup ettiği MBK ile karşılaştı. MBK, maçın başında yine “Türk oyuncu kotası” gereğince takım kaptanı Gamze Türkoğlu ile masaya itiraz etti. Karşılaşma son çeyrekte koptu ve Yakın Doğu Üniversitesi mücadeleden 20 sayılık farkla galip gelen taraf olarak adını Türkiye Kadınlar Basketbol Süper Ligi’ne yazdırdı”
“TBF’nin önemli ihmali vardır”
“İtiraz etmek elbette her kulübün yasal hakkı ancak yapılan bu itiraz, 6 Türk oyuncuya lisans onayı veren TBF’nin de önemli bir ihmalini gözler önüne seriyor. TBF, aldığı kararlardan “Pardon yanlışlıkla oldu” diyerek sıyrılabilecek kadar ciddiyetsiz bir kurum elbette değil, bu durumda da her iki kulübü de mağdur etmeyecek bir kararın uygulanması beklenendir.”
“YDÜ’nün başarısı Türkiye’de sempati ve saygı kazandırdı”
“Bu takımı 2 sezon önce lige alıp, rekabeti doğrudan etkileyecek kurallar dayatılmasına rağmen Yakın Doğu Üniversitesi, önemli bir başarı hikâyesi ortaya koyarak 5 kişi ile adını bir üst lige yazdırdı. Aslında Kıbrıs halkının Yalova dönüşünde takımı hava alanında karşılayışı, oyuncuları, teknik ekibi ve yönetimi sahiplenişleri, yıllardır süre gelen bir hasreti ve hayali dindirmiş olmanın verdiği huzurun en önemli göstergesiydi. Yakın Doğu Üniversitesi’nin elde ettiği bu başarı, başta TBF olmak üzere Türkiye’de onlara karşı önemli bir sempati ve saygı duyulmasını da sağladı.”
“Kulübün ekonomik gücünü pasta olarak gören kişiler…”
“O halde soru: lig boyunca karşılarına çıkan tüm zorluklara rağmen başarılı olan bir takımın üzerine saha dışında bu denli gidilmesinin sebebi, bu takımın Türkiye sınırları dışından bir takım olması mıdır yoksa kulübün sahip olduğu ekonomik gücü bir pasta olarak gören kişi ya da kişiler midir? Bu sorunun cevabını bulmak lazım.”
“Rumların kadın basketbolunda en son esemesi ne zaman okundu?”
“Şimdi burada sorulması ve cevap aranması gereken bir kaç soru daha var. Sporla alakası bulunmayan, sadece siyasi kanallarla Türk kesimine zarara vermeyi siyasi amaç edinen Rum tarafının basketbola etkisi nedir? En son esemeleri ne zaman okunmuştur? Kadın basketbolunda en son ne zaman Avrupa kupalarında mücadele etmiştir? Ligimizde oynayan sadece 2 Yunan oyuncu varken, hangi mantığa dayanarak, “Yunan oyuncuların ülkeye girişi problem yaratabilir” bahanesi öne sürülmüştür? Türkiye Basketbol Federasyonu bir tarafa, FIBA Avrupa Başkanı Sayın Turgay Demirel’in bu davada herhangi bir söz-yorum-etki-yönlendirme hakkı yok mudur?”
“Türkiye’de bile YDÜ’ye köstek olanları görmek bizleri üzüyor”
“Hem finansal hem organizasyon hem de seyirci potansiyeli olarak ligimizin çok önünde olan ve bir kaç yıl içerisinde Avrupa’dan kupa getirmeyi kendisine hedef olarak koyan Yakın Doğu Üniversitesi Kadın Basketbol Takımı’nın bu haklı mücadelesine, öncelikle kadın basketbolumuzun gelişmesi için destek olmalıyız ancak bu mücadeleye daha kendi ülkemizden bile köstek olanları görmek bizleri açıkça üzüyor. Bu sezon kadrosuna 4 WNBA yıldızı katan (Tiffany Hayes, Kelsey Bone, Alyysa Thomas, Ana Dabovic) Kıbrıs ekibi, 2 kıta dışı oyuncu sınırlaması geldiğinden beri tüm yabancı oyuncularını WNBA’den getiren 2. takım oldu ki bu da altı çizilmesi gereken bir başarıdır.”
“Kapalı kapılar ardında yapılan hazırlıklar spor etiğine uymuyor”
“2014 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası’nın en iyi pivotu seçilen ve Avrupa’nın en kariyerli oyuncularından biri olan Belaruslu Yelena Leuchenka’yı 2. ligde oynamaya ikna etmek bile aslında Yakın Doğu Üniversitesi oluşumunun vizyonunu gözler önüne sermekte. Gerek geçen sene, gerek yeni sezon adına ülkemize getirdiği yabancı ve yerli oyuncularla ligin ismine değer katan Kıbrıs takımı, TBF Başkanı Sayın Harun Erdenay’ın açıklamasına göre maçlarını Türkiye’de oynamasını kabul etmesine rağmen, bu kulübü bir pasta gibi görenlerin kapalı kapılar ardında yaptığı hazırlıklar, spor etiği açısından hoşgörü ile karşılanabilecek türden işler değil.”
“Böylesine büyük bir yatırımı elimizin tersiyle neden itiyoruz?”
“Son olarak, İzmir’i temsil eden tek takım olan Konak Belediyespor’un finansal gerekçeler ile lige katılamadığını, yerine gelen Osmaniye Gençlik takımının transferde geç kalarak küme düştüğünü hepimiz biliyoruz. Yine bu sene Orduspor hakkında konuşulan ekonomik problemler bu seviyedeyken, hatta 2. ligi 4. bitiren Urla Edaspor kulübünün, TBF gerekliliklerini sağlayamadığı için kapı dışarı edildiği bir Türk kadın basketbolunda, böylesine büyük ve vizyoner bir yatırımı neden elimizin tersiyle itiyoruz? Bunun cevabını kendimize verebiliyor olmalıyız.”
“Türk kadın basketbolunun geleceği açısından endişe verici”
“Açıkça görüyoruz ki, Yakın Doğu Üniversitesi’nin kadın basketboluna yaptığı ve yapacağı yatırım, bazı kesimlerin iştahını kabartmakta. Burada kimseyi zan altında bırakmak istemeyiz ancak kapalı kapılar ardında, ellerini ovuşturarak bu pastadan ne koparabiliriz üzerine kurgulanan beyin fırtınalarının da farkındayız. Kıbrıs halkının büyük iştahına karşın, bu kulübün varlığı bile bir takım kesimleri rahatsız etmekte ve bu Türk kadın basketbolunun geleceği açısından endişe verici. Kıbrıslı dostlarımızın büyük bir onur ve gurur duyduğu Yakın Doğu Üniversitesi Kadın Basketbol Takımı, TBF ile FIBA’yı karşı karşıya getirmemek adına bu sezon maçlarını Türkiye’nin herhangi bir ilinde bile oynamayı kabul etmişken, hala bunu engellemeye çalışarak kendi çıkarlarını gözetenlerin asıl amacı Türk kadın basketboluna değer yaratmak mıdır, yoksa iştahlarını kabartan pastadan büyük bir dilim almak mıdır? Cevabını arayan esas soru bu.”