RUM’UN MALINI DAĞITIRKEN KİME SORDUNUZ?
Türkiye’den para alamayacağını anlayan hükümet elini sürekli vatandaşın cebine sokuyor.
Şimdi de ‘emlak vergisi’ni fahiş biçimde yükseltmeye karar verdiler. Daha doğrusu Ankara’nın bu yöndeki taleplerine daha fazla direnemedi UBP-HP ortaklığı ve Taşınmaz Mal Komisyonu’nun bütçesini gariban vatandaşın üç kuruşluk kazancından keseceği vergilerle oluşturma yoluna gitti.
Yasa tasarısı mecliste görüşülürken nasıl bir şekle bürünecek göreceğiz.
Lakin 1974’teki savaşta ‘ele geçirilmiş’ Rum koçanlı malları fütursuzca dağıtanların ve de uluslararası hukukun gün gele kafamıza ‘dank’ edeceğini bile bile iskan meselesini içinden çıkılmaz hale getirenlerin kabahatini niçin toplum ödesin?
Bunu anlamak mümkün değil.
Kuzey’deki yaklaşık 1,5 milyon dönüm Rum koçanlı mülkün kimlere, nasıl dağıtıldığını hatırlamakta fayda var.
1. Güney’den göç etmiş, ‘eşdeğeri’ olanlara…
2. Kuzey’den (Türkiye’den) göç etmiş, ‘tahsisten hak sahibi’ ilan edilenlere
Önce KTFD, sonra KKTC döneminde ‘Rum malları’nın esasen dağıtıldığı iki kalem bunlardı.
‘Devlet’ kimi arazileri ‘hali’ olarak sakladı, bir kısmını paketlere koymadı, sivil toplum, spor kulübü, muhtarlık ve benzeri kurumlara Devlet Emlak malzeme Dairesi ya da Evkaf gibi kamu birimleri vasıtasıyla kiraladı, kullanım izni verdi. Hala da öyle yapıyor.
* * *
Tüm bu işlemleri yaparken, halka soran olmadı.
1974’te Kıbrıs’ın bölünerek kuzeyinin ‘Türk kontrolü’ne geçtiğinin ilanı sonrasında oluşturulan ‘ganimet düzeni’ gün geldi ve uluslararası mahkemelere taşındı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) ‘davalı’ olan Türkiye’ydi. KKTC’yi ‘Türkiye’nin alt yönetimi’ diye tanımlayan Strazburg’taki mahkemenin muhatabı Ankara’ydı.
Loizidou davasının emsal teşkil etmesinin önüne geçmek adına önce adı Mal Tazmin Komisyonu olan ve sonra da ‘Taşınmaz Mal Komisyonu’na dönüşen ‘iç hukuk yolu’ gündemde geldi.
Tazmin Komisyonu bir kısım müracaatı görüştü, karar bağladı, bazı Rumları tazmin etti.
Ancak para suyunu çekti!
Nasıl çekmesindi?
1,5 milyon dönüm arazi ‘potansiyel tazminat’ konusuydu!
Vakt-i zamanında Rum koçanlı malları ‘ganimet’ olarak gören ve bugünlerin hesabını yapmadan ‘kapişari düzeni’ni kuran ‘fetihçi’ siyasetin iflas etmesidir şimdi yaşadıklarımız…
* * *
Şimdi diyorlar ki topluma, ‘pamuk eller cebe’…
Kim diyor bunu?
UBP-HP hükümeti…
Kimdir UBP?
‘Kapişari düzeni’nin kurucusu, mimarı, savunucusu ve uygulayıcısı…
Kimdir HP?
‘Çözümsüzlük çözümdür’ siyasetinin takipçisi, ‘iki devletli çözüm’ün seslendiricisi…
Çok soruldu ‘mülkiyeti nasıl çözeceksiniz iki ayrı devlette’ diye…
Cevap veremediler.
Yok öyle bir cevap çünkü…
İşte bakın, ellerini cebimize attılar yine…
Ankara’yı yönetenler ile birlikte…
Oysa soran olmamıştı 1974’ten sonra ‘ganimeti ne yapalım’ diye…
45 sene önce çizilen yanlış, uluslararası hukuktan kopuk, ‘çözümsüzlük çözümdür’, yani ‘taksim’ politikalarının faturasını şimdi gariban insanlara ödetecekler.
Yazıklar olsun!