Simge ÇERKEZOĞLU

Yıllar sonra yeni sergi için sanatçı Ruzen Atakan ile biraraya geliyoruz. Yıllardır atölye olarak hazırladığı, canlandırdığı Ruzen Art Studio bu kez yeni sergisine ev sahipliği yapıyor. Böylece daha bir anlam kazanıyor. Sanatçıya her daim ilham veren mekan, tarihi dokusu, kemerleri ve sarı taşlarıyla artık ziyaretçilerine de ilham veriyor. Ruzen Atakan'ın tabloları mekanda daha da büyüyor, canlanıyor, tuvalden çıkacak gibi hayat buluyor. Karmaşık, kalabalık biraz kaotik durumdaki figürler zaman zaman ifadesiz gözleriyle günümüz insanının yüzeysel, derinlikten uzak, yanyana ama yabancı dünyalarına sanki gönderme yapıyor. Kalabalık olduğumuz kadar yalnızlaştığımız hissini de hatırlatıyor. Elbette serginin detaylarını ev sahibi daha iyi anlatıyor.  

“İlham aldığım mekanda sergimi açtım”

Uzur bir aradan sonra yeni sergiye imza atan,  sanatçı serginin ve yeni sergi mekanı Ruzen Art Studio’nun detaylarını bizimle paylaşıyor. Tarihi dokusuyla mekan ziyaretçilerine ilham veriyor.   

“Kuzeyde uzun zamandır sergi açmamıştım ama güneyde iki kişisel sergim oldu. Karma sergilere katıldım. Atölyemle çok fazla ilgilendiğim süreç yaşadım. Surlariçi’nde bulunan bu atölyeye yerleşme, kurgulama, benimseme için uzun zaman geçti. Sonunda arkadaşlarımın yüreklendirmesiyle bu sergiyi açtım. Onlara da buradan teşekkür etmeliyim. Sergiyi açmaya karar verdiğimde mekan aramaya başladım. yaklaşık yetmiş adet bitmiş resmim vardı. Otuz tanesini en azından sergileyecek mekan aradım. Ancak özel mekanlarla bir türlü denk gelmedik. Atatürk Kültür Merkezi ise çok güzel mekan olmasına rağmen artık toparlanmaya, çağdaş bir yapıya kavuşmaya ihtiyacı var. Yatırım gerekiyor. Sonuçta arkadaşlarım bana atölyemi sergi salonuna dönüştürmem önerisinde bulundu. Ancak burası benim yaşam alanımdı. Çalıştığım, dersler verdiğim, arkadaşlarımla zaman geçirdiğim bir mekandı. Sergi salonu olması için çok emek gerekiyordu. Estetik bir aydınlatma yoktu. Zaman içinde ben de bu fikri benimsedim. Daha sonra profosyonel olarak bir şirketle görüştüm. Nasıl bir ışıklandırma yapabileceğimize ve sergi salonuna karar verdik. İlham aldığım mekanda, ilham aldığım insanlarla sergimi açtım. Elbette bu süreçte kaygılarım da oldu. Mekanı hazırlarken üretim sürecinden de koptum. Sonuçta baktığımda iyi ki yapmışım, çok doğru bir karar vermişim diyorum.”

“İnsanların değişmesi gibi, sanatçı da değişir”

Justa Glimpase isimli sergi  on yedi birbiriyle ilişkilendirilmiş, içiçe geçmiş tablolardan oluşuyor. Serginin anlamını Ruzen Atakan anlatıyor.

“Serginin ismi ‘Bir anlık bakış’ anlamına geliyor. İsim konusunda da kararsız kaldım. Resimler seçki olduğu için, biribirine dokunan etkileyen, biribiri ile zaman içerisinde buluşan resimlerin bütününü seçip sergiledik. Fiziki anlamda daha fazlasını kaldırmazdı. Eleme yaptık. Her zaman ben boyutları büyük işleri severim. Uzun süreli orada benimle birlikte, üzerinde çalışığım resimler olur. Konsantrasyonu tek resimde durabilecek bir sanatçı da değilim. Bir anda birkaç işi birlikte çalışmayı severim. Farklı şeyler yapmayı severim. O nedenle de bütünlüğü sağlamaya çalıştım. İnsanların değişmesi gibi, sanatçı da değişir. On yıl önce başka bir Ruzen’dim. Dünya da, toplumumuz da değişti. Adanın birçok şeyi farklılaştı. Tabii bu resimlerden sonra da üretmeye devam ettim. Hala da üretiyorum. Bu bağlamda da dönüp geriye, arkaya bakmak gibi bir isim vermeyi uygun buldum.”

Sergi yazısında Dilayla Çırak, sergiyi yozlaşmanın keskin etkilerine çizgi ve renklerle meydan okuma tanımlaması yapıyor. Beni etkileyense gözlerdeki etkisiz ifadeler. Adeta varolan ama olmayan insanlar gibi.

“Dialya sanat tarihi okuyor. Bu yıl mezun olacak. Benim atölyemden çıktı. Ben burada ürettiğim resimlerde dünya ve toplumdan, hayatımdaki değişikliklerden edindiğim duygu, düşünce birikimle bir süreci anlattım. Sorgulamaya ve sanatsal anlamda kendimi dönüştürmeye çalıştım. Sergiyi izleyenler de bunu anlayacaktır. Çok kalabalık, üst üste, yan yana içiçe geçen bir çok nesne ve figür var bu resimlerde…Gri baskın bir ton olarak kullanılıyor. Bunun yanında pek çok renk de var. Biçimsel anlamda bazı öğelerin yapısını da sadeleştirerek, etkisini aza indirmeye çalıştım. Gözlerin de etkisini azaltmaya çalıştım.

FOTOĞRAFLAR: BURÇİN AYBARS