1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. S. Denktaş: “Bıkıp usanmakla bir yere varılmıyor”
S. Denktaş: “Bıkıp usanmakla bir yere varılmıyor”

S. Denktaş: “Bıkıp usanmakla bir yere varılmıyor”

Denktaş: "Artık politikacı değilim. Dümdüz doğruyu konuşuyorum"DP Lefkoşa Milletvekili Serdar Denktaş günlerinin “düşünerek, üzülerek zaman zaman da gülerek” geçtiğini söyledi.

A+A-

DP Lefkoşa Milletvekili Serdar Denktaş günlerinin “düşünerek, üzülerek zaman zaman da gülerek” geçtiğini söyledi.

BRT’de 14. Saat programına konuk olan Serdar Denktaş, ülke siyasetinden, ekonomiye, Kıbrıs konusunda açıklamalarda bulundu.

İşte Serdar Denktaş'ın söylediklerinden öne çıkan başlıklar....

“Böyle devam ettiğimiz sürece hiçbir şey değişmeyecek”

Denktaş, “Gülecek çok şey yok diye düşünüyorsunuz ama bazen kararlara yönelik vatandaşın yaptığı yorumları görünce gülmemek elde değil. Sanırım artık zamanı geldi vatandaşın kendi kendini de sorgulaması gerekir. Suçlu sadece siyasi olarak atadıkları değil. Sadece siyasilere saldırarak bu ülkede birşeyin değişeceği yok. Onun için gerçekten vatandaş oturup biz acaba seçimlere giderken neyi göre karar veriyoruz? Ne hedefliyoruz? Herşeyden önce var mı bir hedefimiz kendi kendimizi kurtarmaktan öte. Böyle devam etttiğimiz müddetçe ister sistem değişelim, ister Meclis’teki 50 milletvekili ismi değişsin hiçbirşeyin düzeleceği yok. Seçen kim? Vatandaş. Vatandaşın önüne konan alternatiflerin içinde seçebilecekleri insanlar var mı? Evet var. Seçiyor muyuz? Hayır. O anlamda diyorum”.

“Ne zaman gerçekten seçim yapacağız”

“Kendi kendimizi idare etmek diyenlere bakıyorum kimisi Türkiye’den şikayet eder, kimisi Rum’dan ve federasyondan ümit görür. Kimisi bunun bir intihar olacağını söyler. Ne zaman gerçekten toplumsal bir konsensusa kendi kendimizi kimseye biyat etmeden kimseye muhtaç olmadan nasıl yöneteceğimize karar verip, ona göre seçimler yapacağız ben bunu merak ediyorum”.

“Ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olanlar karar vermeli” 

“Bu ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes gelecekleri bu ülkede mi? Değil mi? Ona karar vermeli. Biribirimizi ötekileştirmek, suçlamak yerine nasıl birlikte bir gelecek oluşturabiliriz bunun hayallerini kurmalıyız. Bunun peşine düşmeliyiz diye düşünüyorum artık”….

“Bıkıp usanmakla bir yere varılmıyor”

“Evet hepimiz bıktık, usandık. Ama bıkıp usanmakla da bir yere varmıyor. Ben de bıkıp, usandım ve elimi ayağımı siyasetten çektim.

DOĞRU MU YAPTINIZ? Sorguluyorum bunu zaman zaman. Benim yaklaşımlarımın vatandaşta karşılık bulmadığını gördükten sonra inat etmenin bir anlamı yok. Vatandaşın beklediği gibi siyaset yapacaksam da onu ben yapamam. Dolayısıyla geri durup ama konuşmaktan da kaçınmamak gerekiyor. O konuşmama kararımı biraz gözden geçirmek durumundayım.Konuşacağım başka çare yok. Eleştiri yapmayacağım ama önerilerimi, yanlış birşey görüyorsam da bize günün sonunda ne getireceğini anlatmaya devam edeceğim”….

“Hükümet bireylerine, başbakana ne söylersem söyleyim kaale alınmıyorum” 

“Önerilerimi hükümete iletiyorum ama dinleyen yok, dikkate alan yok, kaale alan yok. Belki bu önerileri vatandaşla paylaşmak daha doğru. Çünkü işin ilginç tarafı birşeyi önerdiğimde 10-15 yıl sonra aynı konu tekrar gündeme geliyor ve yürürlüğe sokmaya çalışıyorlar. Bunu yıkmanın yolu daha çok vatandaşla bu düşüncelerimi paylaşmaktan geçecek. Aksi takdirde hükümetin bireylerine, Başbakana ne söylersem söyleyim ister Meclis’te yazılı isterse sözlü kaale alındığı yok”. 

“Kamplaşma kökleşiyor. Ötekileştirme yaygın hale geliyor”  

 “Meclis’teki arkadaşlara da söylüyorum. Ya oturalım hiç olmazsa Kıbrıs konusunda artık çok yakınlaşmış fikirleri bir ortak noktaya taşıyalım. Aksi takdirde kimse bizi dinlemeyecek, gün gele biri bir taraftan bize bir empozede bulunacak ve bunun altından yine kalkamayacağız. Herkes evet yapmamız gerekir falan der ama bir türlü o gerçekleşmiyor. O nedenle diyorum hep benden olmayanı karalayayım benimkiler puan kazansın düşüncesi ile hareket ediyoruz. Ve bu gittikçe çok daha fazla derinleşiyor. Gittikçe kamplaşma daha fazla kökleşiyor. Ötekileştirme daha bir yaygın hale geliyor. Bunun bizi götüreceği hayırşı bir nokta yok”.

“Hükümetin ortağı DP’dir. Ben ise doğru kararlar için oy destekçileriyim”

 “Ortada vizyon, hedef, plan maalesef şuan yok. Çünkü biz başka şeylerle uğraşıyoruz. Şuan gündemde seçim bile yok. Gündemde kurultay var. Kurultay üzerine bütün hesaplar yapılıyor. DP hükümetin ortağıdır. Ben oy olarak doğru karar ve yasa getirdikleri müddetçe destekçileriyim.  Ama yanlış birşey olduğunda da çıkıp bunu söylüyorum. Yanlış bir yasa getirdiklerinde de ret oyumu muhalefet partileri ile birlikte kullanıyorum”….

“Meclis’te geçmişte çok kaliteli insanlar var idi”

“Meclis’te geçmişte çok kaliteli insanlar var idi. Şimdi de yok demiyorum. Yine var ama tecrübe ile belli bir birikimi ile Meclis’e gelmiş. Kimisi İngiliz döneminden yetişmiş. Kimisi bilahare kendi kendini yetiştirmiş insanları da dinlemiş biri olarak onlardan da birşeyleri kendi bilgi darcığıma eklemiş biriyim….

 "Düşmanlar yaratarak yürüyüş benim işim değil"

“Erhan Arıklı’nın Kıb-Tek’in üzerine gitmesi doğru bir hamledir ama bu adımlar doğru yönde mi atılıyor? Ondan emin değilim. Kendisi ile bir şey konuşmuş değilim. İsimlere baktığımda yok canım bu değil diyebileceğim noktalar da var. Kıb-Tek’in kendi içinde yanlışlar var mı? Elbette her yerde olduğu gibi vardır. Düzeltilmesi gereken unsur var mıdır? Evet vardır. Sendikanın kendi içinde daha reformist hareket etmesi gerekir mi? Evet gerekir. Ama böyle düşmanlar yaratarak yürüyüş açıkcası benim işim değil. Benim yapacağım birşey değil. Umarım birgün Arıklı’nın aklına gelir de oturur konuşur benimle”.

Hükümetin performansını nasıl buluyorsunuz?

“Performanstan bahsetmek için bir şeyler görmek lazım. Maalesef yok”.

“Protokolde bir şey yok”

“İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolünü inceledim çok birşey yok. Yani birşey yok. Normal zamanlarda imzalanan protokollerin bir benzeri. Peki normal zamanlarda mı yaşıyoruz? Hayır. O zaman normal olmayan bu zamana yönelik bir protokol beklerdim ben. O yok. Protokolde sağlığın nasıl daha düzgün hale getirilebileceği sadece pandemi ile ilgili değil. Diğer sağlık hizmetlerinin de daha düzgün rahat çalışabileceği, kamu sağlık hekimlerinin yorulmadığı bir düzeni nasıl oluşturabiliriz o’na yönelik birşeyler görmek isterdim. 1 yıldır çökmüş ekonopmik yapının ayağa kaldırılması için yapılması gerekenleri görmek isterdim. Evine ekmek parası girmeyen insanlar var. Böylesi bir dönemde onları da sistemin içerisine alabilecek bir yapıyı görmek isterdim. Bunların hiçbiri yok. Yol yapacağım, Ankara’da ihaleleri açacağım oradaki şirket gelecek burada Türkiye’den veya Afrika’dan işçileri almak suretiyle burada işleyecek. Piyasaya ne faydası olacak bunun? Ha benim yolum olacak. Eyvallah. Ama şimdi ihtiyacım o değil”.

“Hep birlikte büyük bir uçuruma düşeceğiz”

 “2003 yılında donuk krediler ile ilgili geçirdiğimiz bir yasa var idi. 2020 yılına onu uyarlamak ve 2020 yılında doğan gelirsizlik nedeni ile donuğa düşen hesaplara yönelik bir kurtarma operasyonudur bu. Faydası sınırlıdır. Benim söylediğim ve ısrarla üstünde durduğum belli bir süre mevduat ve kredi faizlerine bir dondurma işlevidir. Bunu yaparken ama devletin hakkaten kendi harçlarını aşağa çekmesi gereken, kiraları dondurması gereken bir dönem gerekir. Bu 3 aylık revize edilebilecek birşey olur. Buna ne Maliye Bakanlığı ne Hükümet maalesef yanaşmıyor. Bu yapılmazsa bileceğiz ki hep birlikte büyük bir uçuruma düşeceğiz. Ayağımız kırılacak ve kalkamayacağız. Bu kararı ısrarla hükümet kanadı reddediyor, buna yanaşmıyor. Yanaşmamalarının sebebi seçimdir. Bunu çok iyi biliyorum. Seçimde oy kaybedecekler korkusudur. Seçimde oy kaybetmesinler diye vatandaş ve reel sektör kaybetmektedir”.

“Masanın kurulmasını erken görüyorum. ok yaydan çıktı”

“5+1’e gitmeyi kabul ettiğimizden BM parametrelerinde oluşan bir masada konuşacağımızı kabul etmiş durumdayız. Orada gidip farklı birşeyler anlatacağız dendiğinde şuana kadar konuşulanlardan gördüğüm uzlaşmaz taraf Türk tarafıdır imajı yine canlanacak. Canlansa ne olur canlanmasa ne olur o başka birşey. 5+1’i erken kabullendik. Oraya gidinceye kadar daha yapmamız gereken çok şey var idi. 5+1 sonucudur müzakerelerin. Gittik, sona erdi. Şimdi bir taraf diğer oradan bıraktığımız yerden başlayalım. Diğer taraf diyor ki “bitti o” . Peki nereye varılacak? Göreceğiz. Şimdi çok mülayim bir yaklaşımla gidecek Rum tarafı  o masaya. Ben o masanın kurulmasını erken görüyorum. Yanlıştır. Ama ok yaydan çıktı. Yaşanacak olanları göreceğiz”.

Bu haber toplam 2686 defa okunmuştur
Etiketler :