Saçma şeyler…
Bir garip Oğuzhan Hasipoğlu.
Söylediklerini çok düşünerek mi söylüyor acaba yoksa “çok da düşünmeye gerek yok, salla da gitsin” gibi bir söylem politikası mı var?
Özgür Özel’in bir soruya karşılık “Türkiye müdahale etmezse oradaki (KKTC) seçimler farklı sonuçlanabiliyor. Muhalefet Başkanı Tufan bey önde görünüyor” açıklamasına “CHP, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahil mi olmak istiyor?” diye sorup tepki gösteren Hasipoğlu, şimdiye kadar UBP ve Tatar lehine AKP’nin, Türkiye’nin yaptığı müdahaleler yokmuş gibi davranmasının ne kadar komik olduğunun farkında değil herhalde!..
Doğuş Derya’nın da hatırlattığı gibi 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Faiz Sucuoğlu’nun Başbakanlıktan alınması, UBP vekillerinin Beyaz Ev’e çağrılması, hatta kendisinin Bakanlık’tan iki haftalıkken görevden alınması, Villa Fırtına toplantılarını unutmuş gibi konuşması Hasipoğlu için büyük gafın dışında çok traji-komik bir görüntü de oluşturuyor.
Meclis Başkanlığı seçiminde verilen üç çift mühürlü oyun geçerli sayılmasını, “vekillerin iradelerini güçlü bir şekilde göstermeleri” olarak da yorumlayan yine Hukukçu Hasipoğlu’nun olması da ne yazık ki henüz çok yeni bir siyasi komedi olarak hatırlardadır.
Yazık etti aslında Oğuzhan Hasipoğlu bu yorumlarıyla siyasi kariyerine... Çünkü herşeye karşın UBP içindeki isimlerden saygı duyulan bir isim olarak görülüyordu UBP dışındakiler tarafından da ama son zamanki bu komik açıklamalar bu saygınlığa oldukça gölge düşürdü gibi görünüyor.
***
Meclis Başkanlığı demişken, hani de üç çift mühürlü oy geçerliydi! İradenin güçlü gösterilmesiydi! Hukukçuların geçersizdir demesi öyle olduğunu göstermezdi!
Öyle idiyse Öztürkler neden istifa etti? Neden tekrar seçim yapılması gereğini duydular?
Efendim; önünde 29 Ekim ve 15 Kasım törenleri varmış da Meclis ‘başsız’ kalmasın diye beklemiş. Vah garibim… Yasadışı olduğunu bile bile koltukta kalmış, KKTC Cumhurbaşkanlığına vekalet de yapmış o dönemde, yani o da yasadışı. Yani, Hasipoğlu gibi Öztürkler’in de açıklaması siyasetimiz için trajik olduğu kadar komik de…
İşte böyle açıklamalar ama yine de hiçbir şey olmamış gibi pişkin pişkin tavırlar…
***
Pişkinliğin ve utanmazlığın bir belgesi de Külliye’nin giderleri… Bütçeye ağır bir yük gelmiş Külliye daha açılmadan... Sami Özuslu açıkladı bütçeye giren Külliyenin giderlerini ve sadece elektrik, temizlik ve sigorta masraflarının bir yıllık toplamının 160 milyon TL'yi bulduğunu söyledi. Miktarın daha iyi anlaşılması için yine Özuslu’nun saptamasıyla “Bu rakam Ombudsman bütçesinin 5 katı, Kamu Hizmetleri Komisyonu bütçesinin 2 katı, ayrıca Sayıştay bütçesinden de fazla” açıklamasını da buraya alalım.
***
“CHP seçimlere müdahale ediyormuş”, “çift mühürlü oylar iradenin güçlü ifadesiymiş”, “milli bayramlar için yasadışı da olsa koltukta kalmışlar”, “Tatar’ın Külliye’si çok acilmiş!”
Çok saçma değil mi tüm bunlar!... Ve de acı acı gülümseten şeyler…