"Sadece iki bölgede yüksek kat talebimiz var"
Gürcafer, Mağusa Kent ve Ekoloji Platformu, Biyologlar Derneği ve Şehir Plancıları Odası ile sadece küçük bir noktada ters düştüklerini belirtt
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, binlerce dönümlü araziyi kapsayan Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi İmar Planı’yla ilgili çalışmaların sadece çok küçük bir kısmında devlet yetkilileri ve bazı örgütlerle ters düştüklerini belirterek, planda sadece iki bölgede yüksek kata izin verilmesini savunduklarını açıkladı.
Gürcafer, üzerinde çalışmaların devam ettiği Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi İmar Planı’yla ilgili yazılı açıklamasında, Mağusa Kent ve Ekoloji Platformu, Biyologlar Derneği ve Şehir Plancıları Odası ile sadece küçük bir noktada ters düştüklerini belirtti.
Üç örgütün açıklamalarına atıfta bulunan Gürcafer, Mağusa Kent ve Ekoloji Platformu adına Erol Emin, Biyologlar Derneği Başkanı Hasan Sarpten ve Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu’nun imar planı hakkındaki ifadelerini desteklediğini ancak birliğinin imar planlarına karşıymış gibi bir algı yaratmaya çalışıldığını, bunun haksızlık olduğunu kaydetti.
“SADECE İKİ BÖLGEDE YÜKSEK KAT TALEBİMİZ VAR”
Gürcafer, şunları ifade etti:
“Binlerce dönümlük bir alanı kapsayan Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi İmar Planı çalışmalarında, sadece çok küçük bir kısmında devlet yetkilileri ve bazı örgütlerle görüşlerimiz ters düştük. Bu alanla ilgili olarak bizim görüşümüz, toprak fakiri bir ülke olmamızdan hareketle, ihtiyaç doğrultusunda ve dokuyu bozmadan yüksek kat yapılması yönündedir. Bu talebimiz sadece söz konusu iki bölge için geçerlidir. Ters düştüğümüz diğer nokta ise tazminat konusudur. Bu örgütler tazminatla ilgili görüşlerini kamuoyu ile paylaşmalıdır.”
Gürcafer, örgütlerle ters düştükleri konuların bilinçli bir şekilde farklı yerlere çekilmeye çalışıldığını da iddia etti.
Birliğin, planlı bir şekilde kalkınmayı ve bunu yaparken de orman alanları, sahiller, göl ve göletler, verimli tarım toprakları, tarihi sit alanları, çevre koruma bölgeleri, sulak alanlar, eski eser alanları, dereler ve aküfer alanlarının korunması gerektiğini savunduklarını ifade etti.