“Sadece şanslıyız, şimdilik!”
İktisatbank Yönetim Kurulu Başkanı Mete Özmerter’den, siyasetin, sağlık ve ekonomi üzerinde yarattığı etkilere yönelik çarpıcı açıklamalar
“Sık sık bir seçimden başka bir seçime koşmak üzerine kurulmuş bir siyasi düzen her zaman olduğu gibi özellikle yaşamakta olduğumuz bu kritik zamanda hayati sorunları çözmekte yetersiz kalıyor. Siyasetin Devlet kaynaklarını ve imkanlarını ekonominin çarklarını güçlendirmek yerine seçimler uğruna harcadığı ülkemizde acil durumlarda gereken tedbirleri alacak kaynak olmadığı bir kenara, odak bir kez daha seçim olduğu için doğru kitlesel siyasi irade de yetersiz.”
“Ali’nin külahı Veli’ye giydirilerek iki ileri bir geri gittiğimiz bu dönemde, geçmiş yıllardan farklı olarak ülkemiz ekonomisi çok kısa zamanda çok ciddi zafiyete uğramıştır, zaten eksik olan sağlık altyapımızı tamamen çökertmiştir. Ekonominin acısı ileriki yıllarda aheste aheste çıkacağı bir kenara, sağlık açısından büyük bir kriz yaşamadığımız için sadece şanslıyız. Şimdilik.”
“O günleri göreceğiz. Yapılan istihdamların şeffaf, adil ve verimliliğe yönelik olmasının seçim kazandırdığı, ayrıcalıklı kişileri seçim haftası almanın seçim kaybettirdiği anlaşıldığı gün şeffaf bir düzene geçebileceğiz. Oy getirdiğine inanıldığı sürece sistem sadece ayrıcalıklı kişilere hizmet etmeye devam edecektir.”
“Yönetenlerin önceliği ekonomimizi güçlendirmek olmadığı sürece Devlet ancak bireylerden kaynak çekerek ayakta durabilecek, hizmet edeceği vatandaşlarıyla rekabet edecek. Hafif, yük olmayan bir Devlet’in bütün imkanlarını sadece vatandaşına seferber etmesi gerekirken, Devlet yönetimine her gelen ekstra yük bindirip gidiyor.”
Fayka Arseven Kişi
Pandemi döneminde tıbbi malzeme tedariki için yaptığı uçuşlarla, pilot kimliğiyle ön plana çıkan İktisatbank Yönetim Kurulu Başkanı Mete Özmerter, adil, toplumu bölmeyen, şeffaf ve doğru vizyonla bütün halkı peşinden sürükleyecek yönetimlerin bir gün Kuzey Kıbrıs’ı gerçek potansiyeline taşıyacağı ümidini koruduğunu söylüyor.
“İyi yönetimden çok şans ile ayakta kalabildiğimiz, günü kurtardığımız ama geleceğin en azından şu an için bir tünelin sonu gibi bilinmez göründüğü bir dönemden geçiyoruz” diyen Mete Özmerter, “Ali’nin külahını Veli’ye giydirerek, Devlet olarak ortaya bir kaynak koyamadan, sektörlerin birbirine düşürüldüğü bir dönemden geçtik” şeklinde konuşuyor.
Bu hafta İktisatbank Yönetim Kurulu Başkanı Mete Özmerter ile siyasetin ekonomi, sağlık ve vatandaş üzerindeki etkisini konuştuk.
- YENİDÜZEN: Bir süreçten geçiyoruz. Ekonomik krizin etkilerini yeni yeni yaşayacağımız ifade ediliyor. Sizin gördüğünü tablo nedir?
- Mete ÖZMERTER: Hizmet ve mala talebin ciddi bir şekilde azaldığı dönemden geçiyoruz. Düne kadar var olan birçok iş alanı aniden yok oldu, birçok işletme büyük oradan küçülmek zorunda kaldı. Pandemi döneminde çok kısa sürede 60 bin üzerine kişi Türkiye’ye dönüş yaptı, turist sayılarında ciddi bir azalma oldu, kaç yüksek öğrenim öğrencisinin geri döneceğini görmek gerek. Daire kiralayan, marketlerden alışveriş yapan, özetle talep yaratan kişi sayısında ciddi bir azalma var. Azalan taleple birlikte, kapanan işyerleri yanı sıra, açık olan işyerlerinde ise ciddi bir ciro düşüşü var. Buraya kadar olanlar tüm dünyada olanlarla paralel, üzücü ama beklenen bir sonuç. Diğer ülkelerden ayrıldığımız nokta bunlara karşı alınan daha doğrusu alınmayan tedbirler. Ekonomi yönetilmedi.
- YENİDÜZEN: Nedir bundan kastettiğiniz, siyasiler tarafından yapılan uygulamalar mı?
- Mete ÖZMERTER: ‘Oy getirdiğine inanılan bazı tabulara odaklanıldığını görüyoruz. Mesela kamu çalışanlarının maaşları mutlaka bir tamam ödenmesi, ayrıcalıklı istihdamların yapılması, maksada hizmet etmese bile faizle ilgili bir yasacık yapma gibi. Yaptık mı yaptık. Oldu mu? Olmadı.’ ‘Bütün dünyada belki de hiçbir zaman yok olmayacak bir virüs vakasının bitmesinin başarı olarak ilan edilmesi ile, tekrar bulaşın artmasının başarısızlık olarak görülmesinin zemini hazırlandı. Özellikle yüksek risk grubunda olanları korurken, bu virüsün aramızda dolaşacağı gerçeğinden ne yazık ki kaçamayacağız. Son vakayı alkışlamak bir başarı olmadığı gibi yeni vakaların çıkması da bir başarısızlık değildir, içinde yaşadığımız zamanın doğal bir sonucudur, her ülkede vardır burada da olacaktır. Virüs testi yapma altyapısının daha da erken sonuç vermesi için yatırım yapılması, kendini izole etme cezasının ağır ve caydırıcı hale getirilmesi de ek fayda sağlayacaktır’ !..
“Mevcut ekonomik düzen sürdürülebilir değil”
“Kamu kaynaklarının insan sağlığı, can güvenliği ve sosyal adalet için yeniden yapılanacağı bir döneme ihtiyaç var ”
- YENİDÜZEN: Devlette ekonomiyi canlandıracak kaynak var mı?
- Mete ÖZMERTER: ’Ekonominin canlanması için, çarkların yeniden dönmesini sağlamak için ya da dar zamanlarda ayağa kalkabilmemiz için gereken can suyu, Devlet’in gücü ise bunu gerçekleştirecek insanlara ihtiyaç varken, doğruyu söyleyen siyasetçiyi siyasetten menfaat sahibi olan dar kitleler tarafından dokuz köyden kovulmuştur.’ ‘Örneğin; vergilerin ertelenmesi, azaltılması, KDV oranlarının düşürülmesi, kira stopajlarının azaltılması gibi rahatlatıcı tedbirler için hep kaynağa ihtiyaç vardır.’ ‘Ülke bir seçimden öbür seçime koştururken ne yazık ki seçim ekonomi politikasızlığından yakamızı silkemedik. Yediğimiz gıdanın sağlık kontrollerinden tutun, düzgün bir sağlık altyapısı kuramadığımıza, araba sürdüğümüz yolların can güvenliğine kadar her konuda bedel ödüyoruz. Kaynak yok demek yerine kaynak yaratmayı başaramadık demek daha doğru bir söylem olur.’
- YENİDÜZEN: Bankalar bu dönemi nasıl yaşıyor. Birçok imkan vatandaşa sunuldu. Sizin yapılarınız ne durumda? Zararda mısınız, karda mısınız? Belirsizlikte misiniz?
- Mete ÖZMERTER: ‘Bankalar bir kişinin birikimini başka bir kişiye geçici olarak kullandıran ekonominin aynalarıdır. O anlamda bankaların genel olarak ekonominin bu kadar kötü gittiğini, işsizliğin arttığını, kapanan şirketlerin olduğu bir zamanda bankaların anlamlı bir kar yazmasını beklemek gerçekçi olmaz. Özellikle çalışmayan sektörlerle ilgili kredilerde ertelemeler yapıldığı için, bu sektörlerin ileride canlanması ile beraber sorun ve çözümü da ilerideki senelere erteleniyor. İleride sorun olmaması için sektörlerin tümünün yeniden ayağa kalkması gerekiyor. Önemli olan karlı olup, olmamak değil. Bankalarımızın ayaklarının üzerinde, güçlü durabilmeleri ve sorunlarımıza sorun katmamaları yeteri kadar başarıdır, kar bugün olmaz yarın olur, önemli olan sağlıklı bir şekilde ayakta durabilmektir.’ !..
“Devlet dolarize”
“Belediye ruhsatlarında araç otopark parası, Elektrik Kurumu’nun aldığı trafo katkı payı gibi birçok kalem sterlin olarak ifade edilirken, artan kurlarla ilgili alınan tedbirler yetersiz kalıyor”
- YENİDÜZEN: Vatandaşın şuan ki endişelerinin büyük bir bölümü ekonomik kaygılar... Dövizdeki tırmanış... Borçlar... Dövizdeki tırmanış devam ederse sizin tavsiyeniz nedir?
- Mete ÖZMERTER: ’Her şey ekonomimizin güçlü olmasından geçiyor. Tüm dünyada petrol fiyatları neredeyse sıfıra yakın hale gelecek kadar düştüğü zamanlarda bile yakıt fiyatlarını düşürmek yerine artıran, elektrik fiyatlarını düşürmeyen bir düzenden döviz kurları artışı karşısında fayda beklememek gerekir. Her şey ekonomimizin güçlenmesi ve Devletin kendi gelir ve giderlerini dengelemesinden geçiyor. ‘Devletin maddi gücü sınırlı olduğu sürece dövizdeki artış konusunda yapılabilecek çok fazla bir şey yoktur. Bırakın faydayı, Elektrik Kurumu trafo katkı payları ve belediyelerin inşaat otopark ruhsatları bile sterlin cinsindendir. İlk önce resmi kurumların dolarize olmaması, örnek olması, kendi ayaklarının üstünde durması gerekir. Borçlanmalarda altın kural ise, hangi para biriminden geliriniz var ise, o para biriminden borçlanılmasıdır.’
- YENİDÜZEN: Şuan tamamen seçime odaklanmış bir hükümet var ve var olan kaynaklar da seçim için mi kullanılıyor? Çıkış yolumuz nedir? Türkiye’den mi isteyeceğiz? İç borçlanma mı yapılacak?
- Mete ÖZMERTER: ’İç borçlanma mümkün değildir. Marifet borcu almak değil, ödeyebilmektir. Mevcut siyasi düzen içinde İç borçlanma şu an için alternatif değildir çünkü alınmış geçmiş kredilerin geri ödeme performansı sorunludur. Türkiye kaynakları ise dipsiz bir kuyu değildir, yıllardır verilen sözlerimizi yerine getirmiyoruz, inandırıcılığımızı yitirdik. O nedenle de bu çerçevede kaynak Türkiye’den de gelmiyor. Sevdiğim bir profesör arkadaşım Hasan Güngör bana demişti ki ‘ekonomi lenger değildir, dibi yoktur’. Bunu şöyle bu konuya bağlamak istiyorum, kendi ekonomik disiplinimizi kurmak ve yönetmek zorundayız, yoksa da daha dibini göreceğiz, bu işin dibi yoktur.’
İktisatbank Yönetim Kurulu Başkanı Mete Özmerter önceki aylarda kendi özel uçağı ile birçok defa Türkiye’ye gidip, ülkeye tıbbi malzeme getirmişti.