1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. SAĞIN CUMHURBAŞKANI ADAYI KİM?
Sami Özuslu

Sami Özuslu

SAĞIN CUMHURBAŞKANI ADAYI KİM?

A+A-

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı nihayet patladı.

Müzakere masasındaki taraflarla yoğun bir pazarlığı sürdürmeye çalışan Akıncı, attığı her adımda ‘mızırlık’ ve ‘müzevirlik’ yapan hükümet ortaklarını ‘kamu vicdanı’na havale etti.

UBP ve DP’ye “Unutmayın, azınlıksınız” mesajı verdi.

Bunları söylerken, Akıncı’nın en büyük dayanağı 2015 Nisan ayında aldığı yüzde 60 küsurluk oydu. Yani halk desteği…

Oysa UBP ve DP’nin halk desteği yok.

2013 erken seçimlerinde CTP yüzde 38 küsurluk oy oranıyla halkın ‘hükümette görmek istediği parti’ydi.

Nitekim CTP önce DP, sonra UBP’yle hükümet kurdu. Ama malum… O iş bitirildi.

Özgürgün-Denktaş koalisyonu ‘dış destekli’, ‘çok parçalı’, ‘eklektik’ bir şekilde kuruldu. Ya da kurduruldu!

Şöyle ya da böyle, hükümet etme erkini ele geçirdiler. Belki demokrasinin -muhtemelen gelişmemiş demokrasinin- cilvelerinden biri bu…

Zaten bu kısmına kadar çok da itiraz edilecek bir durum yok. UBP ve DP, gittiği yere kadar hükümeti sürdürecekler. Sonrası Allah Kerim!

Lakin bu ‘azınlık’ halleriyle icradaki işlerini yapacakları yerde, halkın büyük bir destekle göreve getirdiği Cumhurbaşkanı’na ayak bağı oluyorlar.

Açıktır ki siyasete uzun süre ara veren Akıncı’yı halk ‘karakaşı, kara gözü’ için seçmedi. Akıncı ortaya koyduğu ‘çözüm vizyonu’ ile oy aldı. Bir başka deyişle halkın ‘çözüm talebi’ Saray’dadır.

*  *  *

Halkın oylarıyla Akıncı Cumhurbaşkanı’dır ve yürüttüğü müzakere sürecinde iki sağ partinin, yani koalisyon ortaklarının ‘hedef tahtası’ haline getirilmek isteniyor.

‘Çözümsüzlük çözümdür’ siyasetinin baş aktörü UBP ve DP’nin lider kadrosu, olur olmaz içerik ve üslupla neden Akıncı’ya yükleniyor olabilir acaba?

Başka gerekçeler de sayılabilir, ama akla iki mantıklı neden geliyor.

Birincisi, Akıncı’ya ‘çözüm isteriz’ diyen Ankara, koalisyondakilere de ‘çözümsüzlüğe oynayın da korkmayın’ mesajı vererek ‘ikili’ oynuyor olabilir.

Zaman zaman manzaranın böyle olduğuyla ilgili ciddi şüpheler uyanmıyor değil.

İkinci mantıklı gerekçe ise 2020 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili… UBP ve DP içinde ‘çözümsüzlük koşulları’nın devamı halinde bir sonraki seçimi ‘sağdan bir lider’in kazanacağı inancı yaygın olsa gerek.

Gerek Hüseyin Özgürgün’ün, gerek Serdar Denktaş’ın ve belki de Tahsin Ertuğruloğlu’nun Akıncı ile sık sık ‘karşı karşıya gelme’ merakına kapılmalarının bir sebebi de bu olabilir.

*  *  *

Rauf Denktaş sonrası sağın lideri ve de Cumhurbaşkanı adayı Derviş Eroğlu olmuştu. Tahsin Ertuğruloğlu bunu hazmedememiş, ayrı parti kurup 2010 seçimlerinde aday çıkmıştı. Ama başaramamıştı.

İrsen Küçük, Başbakan olduğu dönemde Eroğlu ile yarışıp bir sonraki seçimde Cumhurbaşkanı adayı olabilmeyi düşündüyse de, fazla dayanamadı, parti başkanlığından da, milletvekilliğinden de oldu.

2015’te Eroğlu şansını bir daha denedi, kaybetti.

Sağda yeni bir ‘münhal’ açıldı.

Bu yarışta Hüseyin Özgürgün ve Serdar Denktaş gibi başka isimler de var. Yoksa da olacak.

Dolayısıyla Kıbrıs sorunuyla ilgili ‘yüksek perdeden’ yapılan bağırmaları bir de bu gözle görmek gerek.

Taktik özetle şu: ‘Çatışarak rakip olmak…’

Akıncı ile laf yarışına giren kazanır mı, kaybeder mi göreceğiz tabii…

Bu yazı toplam 1709 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar