“Sağlığımı ve enerjimi sürekli çalışmaya borçluyum…”
1975 yılında Türkiye’den Kıbrıs’a gelen ve o yıldan beridir de Beyarmudu Belediyesi’ne bağlı Güvercinlik Köyü’nde yaşam süren 75 yaşındaki Hürü Erdevir, sağlığı ve pozitif yaşam enerjisinin sırlarını ADRES okuyucularıyla paylaşıyor…
Fehime ALASYA
Elleri bulaşık teknesinden çıkmıyor, canının her istediğini anında yapıp yiyor, çocuklarının bir dediğini iki etmiyor, seviyor, seviliyor, olumlu düşünerek, hiçbir şeyi kafasına takmıyor, 75 yaşındaki Hürü Erdevir, bu yaşa sağlıklı, sıhhatli gelmesinin sırlarını ADRES okuyucuları ile paylaşıyor…
1975 yılında Türkiye’den Kıbrıs’a gelen ve o yıldan beridir de Beyarmudu Belediyesi’ne bağlı Güvercinlik Köyü’nde yaşam süren Hürü Erdevir, “Her işi tutardım, halen daha da tutuyorum, oturamıyorum…” diyor.
75 yaşında, dokuz çocuk onlarca da torun sahibi olan Erdevir, çocuklarını okutmanın ve mürvetlerini görmenin mutluluğu içerisinde…
“GÜNDÜZLERİ HİÇ DURMAM”
Evinin yanındaki yardımcı odada pide yaparken rastladığımız Hürü Erdevir, günlük tükettiği ekmeğini de kendisinin yaptığını anlatıyor.
Gün boyu evinin temizliği ve yemekler ile uğraştığını ifade eden Erdevir, saçlarına da kendisi kına yakıyor… Kırmızı kınasını saçlarından hiç eksik etmeyen Erdevir, kendini seviyor ve bakımlı olmanın her kadına yakışacağını düşünüyor…
Erdevir, “Gündüzleri hiç durmam, ev temizliği yemek, çiçeklerimle uğraşma, biraz da gezme derken gün geçiyor, ben sağlığımı ve enerjimi sürekli çalışmaya borçluyum…” diyor.
Erdevir’in gençlere de bir mesajı var;
“Gençler oturmasın, işlesin, gezsin... O zaman genç kalır” diyor.
“ANNEM GELMEMİ İSTEMEDİ”
Yolunun nasıl Kıbrıs’a düştüğünü sorduğumuz Erdevir, “Önceleri rüyamda gördüm” diyor ve anlatmaya başlıyor:
“Radyodan anons ediyorlar, efendim dedi ki ‘Kıbrıs'a gidek’
Altı çocuğum vardı, gidesim geldi, annem gelmemi istemedi, arkamdan 'inşallah orada ölürsün' diye beddua etmiş, ben de sevdiğim, benimsediğim bu adada ölene dek yaşamaya geldim... Adaya ilk geldiğimizde Alaniçi köyünde yedi ay kaldık, sonra buraya geldik, 1974 yılından beridir bu köyde yaşıyorum.”
MARAŞ’TAN KIBRIS’A UZANAN HİKÂYESİ…
Adaya geldiği ilk yıllarda çok zorluk çektiğini anlatan Erdevir, Kıbrıs’taki adaptasyon sürecinde, en çok da yiyecek-içecek gibi gıdalara alışmakta zorlanmış.
Geçmiş yılları bizimle anımsayan Erdevir şöyle devam ediyor:
“Ben hellim yapıyordum, artık yaşlandım yapamıyorum ama… Kızım molehiya pişiriyor, ben de yiyorum, buranın yemeklerine alıştık alışmasına da önceleri çok zorluk çektik. Çok zorluk çektik. Maraş’ta yaşıyorduk, buraya geldik, orada yediğimiz içtiğimiz şeyleri burada da dürütmeye çalıştık, olmadı. Biz de burada yetişen ağaçları dürütmeye başladık.
Tarlada-bahçede hayvanlarla hayatımızı kazandık, erkek gibiydim, her işi tutardım, çocuklarımı okuttum, büyüttüm, iş sahibi yaptım, üç kızım üniversitede okudu, iki oğlum polis, biri uzman oldu... Eşim rahmetlik olalı 20 sene oldu... Çocuklarım etrafımda fır dönüyor.”