“Kapanalım.”
Sağlığımız için gerekliyse hiç tereddütsüz bu kararın alınması gerekiyor.
Tartışması bile olmaz.

*  *  *

“Kapanalım.”
Evet.
Ancak bu karar bir başına alınamaz.
O zaman yalnızca Sağlık Bakanı yeter bir ülkeye!

*  *  *

“Kapanalım.”
Olağanüstü koşullarda tüm kararlar da olağanüstü olmalıdır.
Hani, “kapatalım” diyen bakan on sekiz bin lira maaşını alacak ama tezgahtar kız evinde beş parasız oturacak.
Öyle bir “pandemi” olmaz.
O zaman…
Koşullar kimine “olağan”, kimine “olağanüstü” yaşanmaz.

*  *  *

“Serbest piyasa” koşulları da ortadan kalkıyor çünkü...
Otorite “müdahale” ediyor ve “yasak” diyor, “çalışamazsın ve kazanamazsın.”
Haklı…
Çünkü öncelik sağlık…
Ama bunun bir karşılığı olmalı…

*  *  *

Biliyor musunuz, aslında, ortada çok zor bir hesap yok.
Kasım ayına göre mahalli yani yerel gelirlerimizin toplamı 564 milyon 845 bin lira.
Ada yarısında hepimiz, ortak kasamıza, bir ayda, 564.8 milyon Türk lirası gelir toplamışız.
Maliye’den yaklaşık 42 bin insan ödeniyor.
Mahalli gelirin 378 milyon lirası öyle gidiyor.
Memuru, öğretmeni, hekimi, işçisi, sözleşmelisi, geçicisi, belediye emeklisi, emekli memuru, askeri, hepsi için bir ayda 378.913.239 TL maliyet var.
Sigortalarda en son çalışan sayısı da 117 binlerden 95 binlere kadar geriledi.
41 bin de sosyal sigorta emeklisini not edelim.
5 bin de belediye çalışanı var dersek… - ki resmi veriler 3 bin 361 gibi bir rakam gösteriyor ama pek inandırıcı gelmiyor bana…-


*  *  *

Günün sonunda en az 183 bin aktif ve kayıtlı çalışan ayrıca emekli var.
564 milyon lira da yerel gelir.
“Olağanüstü” koşullarda, eğer, bir ay kapansak örneğin ve ortak gelirimiz paylaşılsa, herkese 3 bin lira bir ödeme düşer.
Asgari ücrete yakın…

*  *  *

Bence, hele de kapalıyken, bu parayla aç kalınmaz…
(Öyle olsa asgari ücretli yaşayamaz.)
Hiç şaka yapmıyorum, toplumsal bir seferberlik ve duyarlılık öneriyorum, yalnızca, bir aylığına… 
Sağlığımız için…
Olağanüstü koşullarda…
Tam bir paylaşımla…