“Sağlığımızdan ve geleceğimizden çalıyorsunuz”
CTP Gençlik Örgütü, “UBP-YDP-DP hükümeti ile geçen her gün sağlığımızdan ve geleceğimizden çalınmış bir gündür” dedi, Başbakan Ersan Saner’e ‘erken seçim’ çağrısı yaptı.
CTP Gençlik Örgütü, “UBP-YDP-DP hükümeti ile geçen her gün sağlığımızdan ve geleceğimizden çalınmış bir gündür” dedi, Başbakan Ersan Saner’e ‘erken seçim’ çağrısı yaptı.
Başbakanlık önünde hükümeti protesto eden CTP Gençlik Örgütü, hükümetin “ben bilirim, ben yaparım” tavrından ödün vermediğine işaret etti.
CTP Gençlik Örgütü adına açıklama yapan Başkan Doğukan Akdeniz, “Hükümetin ne bugünümüzü ne yarınımızı planlayacak meşruiyeti kalmamıştır” dedi.
Akdeniz, COVID-19 salgını nedeniyle, ülkenin zor günlerden geçtiğini dile getirerek, en önemli geçim kaynağı olan hizmet sektörünün dibe vurduğunu kaydetti.
Yapılan açıklama şöyle: Tüm Dünya’da olduğu gibi COVID-19 salgını nedeniyle ülkemiz de zor günler geçirmektedir. Ülkemizin bu dönemdeki en büyük şanssızlığı bu dönemi UBP ve türevleri ile geçirmek zorunda kalmış olmasıdır. Dünyanın tüm ülkeleri gerek sağlık sistemleri gerekse ekonomik yaşam alanında COVID-19 etkilerini hissetmekte, fakat ülkemiz hem geçmiş, hem de şimdiki hükümet sayesinde katmerli bir şekilde hissetmektedir. En önemli geçim kaynağımız olan hizmet sektörü dibe vurmuş haldedir. Bu noktada pandemi ortamında turizm geliri beklemek gerçekçi değildir, ancak başta turizm ve ilgili hizmet sektörlerinde istihdamı korumak, yetişmiş personelin başka sektörlere kaymasını, ülkeyi terk etmesini engellemek için adımlar atmak hayal değildir. Bin bir emekle kurulan birçok girişim batmıştır, birçoğu da batmak üzeredir. Fakat bu hükümetin bu işletmelere yardımcı olma yönünde ne isteği ne de niyeti vardır. Yüksek faizle alınan borçları ödeyemeyen esnafa, daha yüksek faiz ile borç teklif edilmektedir. Türk lirasının değer kaybettiği, piyasada pahalılığın arttığı bir dönemde bile asgari ücretin haftalar sonra belirlenebilmesi, belirlenen asgari ücretin mahkemelik olması bu hükümetin acizliğini göstermeye yeterlidir. Özel sektör emekçileri kendi kaderlerine terk edilmiş, bir belirsizliğin içine sürüklenmiştir. Bu hükümetin sorunları yok sayması nedeni ile birçok aile yoksulluk ile burun buruna gelmiş, zaten yoksulluk çekmekte olan birçok aile ise adeta yaşam savaşı verir noktaya gelmiştir. Ekonomide tüm bunlar yaşanırken, ekonomi bakanı parti içi seçim telaşındadır. Başta zeytinyağı ve işlenmiş zeytin olmak üzere, ülkemizde üretilen birçok ürün, beklenenin üzerinde rekolte sağlamıştır. Buna ek olarak hellim sadece Kıbrıs’ta üretilebilecek şekilde tescil edilmiştir. Avrupa Birliği’nin bu ürünlerin ilgili şartları yerine getirmesi halinde Yeşil Hat Tüzüğü vasıtası ile hem Güney Kıbrıs’a hem de Dünya’ya satılabileceği yönünde yeşil ışık yakmasına, olmayacak sevdaya düşen cumhurbaşkanı ve hükümet, “iki devlet fantazisi” ile karşılık vermiştir. İlk ve orta öğretimde eğitim gören öğrenciler derslerini takip edememekte, sınavların ne zaman nasıl yapılacağı, okulların ne zaman ne şartta açılacağı belirsizliğini korumakta, bir nesil gözümüzün önünde erimektedir. Dövizin yükselmesi ile yurtdışında eğitimlerini sürdüren öğrencilere yönelik hiçbir önlem almayan hükümet, öğrencileri de kendi kaderlerine terk etmiştir. Aylardır yatmayan burslar birçok öğrenciyi ciddi mali zorluklar ile karşı karşıya bırakmıştır. Bursları ödeyecek kaynak bulunmamasının sebebi salgın değildir. Kaynak bulunmamasının sebebi Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde yapılan partizanca istihdamlar ve popülist icraatlardır. Tüm bu yaşananlar yetmezmiş gibi, kültür alanında yapılan tüzük değişikliği, zor günler geçiren sanatçıları yardım için bir kişinin iki dudağı arasına bırakmaktadır. Sağlık alanında yaşananlar tüm halkın malumudur. İki ay öncesinde Başbakan tarafından Dünya’nın en iyi sağlık bakanlarından biri olarak ilan edilen kişi, iki ay sonra görevden alınmakta, salgın ortasında siyasi savaşlar yaşanmaktadır. Tüm bunlar olurken ortada halen detaylı bir aşı planı, aşı tedarik planı ve geleceğe yönelik bir öngörü yoktur. Tüm bunlar olurken görevdeki azınlık hükümeti “ben bilirim, ben yaparım” tavrından ödün vermemektedir. Görevdeki azınlık hükümetinin ne bugünümüzü ne yarınımızı planlayacak meşruiyeti kalmamıştır. UBP-YDP-DP hükümeti ile geçen her gün sağlığımızdan ve geleceğimizden çalınmış bir gündür. Başbakanı kendisinin de istediği gibi salgının izin verdiği en kısa zamanda bir erken seçime gitmeye çağırıyoruz. Bu ülke ve Kıbrıs Türk halkı bu şekilde yönetilmeyi hak etmiyor.