Sağlık Bakanı’na ‘bayram’ mektubu
Bayram bayram ‘sebaptır’...
“Ne yazsam” diye kendime söylenmeler yaparken, “sağlık olsun” dedim...
***
Yine bir doktorumuz var sağlığın başında, yine bir dostumuz.
Yine bin umuduz...
Sayın Bakan!.
Bu yeni dönemde, öyle ‘sağlık sistemini yeniden yapılandıracağız’ diye kalabalıklarda boğulmayınız.
Birkaç ayda ‘reform’ falan olmaz!..
Onlarca sene de olmadı.
Ancak birkaç ayda, örneğin, ülkenin ‘merkez’ hastanesi kendine gelebilir...
***
Hiç ‘ironi’ falan yapmıyorum, şaka da değil düşlerim, oldukça ciddi.
Siz göreve Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde başlayınız.
Doktor gibi değil ‘hasta’ gibi...
Sabah sabah gidiniz!
Üç ay, her sabah, gün boyu.
O dökülmüş tavanları, o havasız odaları, o kirli çarşafları, pis perdeleri, canına dişine takan hekimleri, saatinde gelmeyen ve erkenden tüyenleri, yan gelip yatanları, çaresizlikle kıvrananları, tezgah kuran bakıcıları, kahreden hastaları yerinde izleyiniz...
***
Üç ay her sabah gidiniz!..
Bakanlıktaki kabulleri, hoşgeldinleri, güle güle oturunları varsın, üç ay başkası yapsın...
Müdür de var, müsteşar da...
Çok dert de değil, inanınız ki!..
On yıllardır bu işleri yapanlar var, ne oldu?
Oysa üç ay, sadece üç ay, her sabah hastanede olsanız, tam mesai, göreceksiniz ‘imrenilecek yer’ olur Nalbantoğlu...
***
İş Bankası gibi Ziraat gibi TEB gibi dünya mevduatı toplayan bankalar var, gidiniz müdürlerine, deyiniz ki, “Perde istiyoruz...”
“Klima istiyoruz” deyiniz...
İnanıyorum ki reddetmezler...
Park yerinden aciline, asansöründen polikliniğe, yataklarından tuvaletlerine ‘mis gibi’ bir hastane yaratınız...
Mesele sağlık oldu mu, bu ülke insanı acımaz paraya, yardım eder...
Üç ay sadece, yeter ki, her sabah ve tam gün mesainiz bu olsun; ofisiniz hastane bir süre...
Üç ay!..
Siz ‘farklı’ başlayınız, ne olur.
Sonra gider ‘reform’ yaparsınız...
Bakanlık kaçmaz, sizi bekler...
Makam orada durur, nasılsa...