“Sağlık kurumlarına güven tam anlamı ile oluşmadı”
Kamuoyunda ‘şüpheli ölümler’, ‘ikinci iş’ ve ‘denetim eksikliği’ tartışmalarıyla gündemden düşmeyen sağlık sektöründe kurumlara yönelik güvenin tam anlamıyla oluşmadığı ifade edildi.
Ayşe GÜLER
Kamuoyunda ‘şüpheli ölümler’, ‘ikinci iş’ ve ‘denetim eksikliği’ tartışmalarıyla gündemden düşmeyen sağlık sektöründe kurumlara yönelik güvenin tam anlamıyla oluşmadığı ifade edildi.
Devlet Planlama Örgütü (DPÖ)’nün yaptığı çalışmada, sağlıktaki sıkıntılar, madde madde ortaya kondu.
Sağlık personelinin çalışma koşullarının yeniden düzenlenmesi gerektiği dile getirildi, otomasyon sisteminin halen kurulamadığına değinildi.
Ayrıca; üst düzey uzmanlaşmayı gerektiren belirli alanlarda sağlık yatırımlarının yetersiz olduğu, bu durumun yurt dışına hasta sevkini zorunlu kıldığı çalışmada yer aldı.
Öte yandan Tabipler Birliği Başkanı Dr. Özlem Gürkut, sağlıkta uzun yıllardır konuşulan sorunların DPÖ raporunda da ortaya konduğunu kaydetti.
Gürkut, sağlık bütçesinin, genel bütçedeki payının artırılması gerektiğine işaret ederek, sağlığın geleceğinin de planlanmasının şart olduğunu belirtti.
2017 Ekonomik ve Sosyal Görünüm Kitabı’ndan;
- Personelin çalışma koşulları yeniden düzenlenmeli.
- Hasta Hakları Yasası’nın henüz yürürlüğe konulamaması bir takım huzursuzluklara ve istenmedik uygulamaların devamına yol açıyor.
- Üst düzey uzmanlaşmayı gerektiren belirli alanlarda sağlık yatırımları yetersiz… Yurt dışına hasta sevki zorunlu hale geliyor.
- Sağlık kurumlarına yönelik güven henüz tam anlamı ile oluşmadı.
- Otomasyon sisteminin kurulamadı.
- Ulusal ilaç politikası bulunmuyor.
- Koruyucu sağlık hizmetlerine yeteri kadar önem verilmiyor.
Hastane ve çalışanlar…
Sağlık sektöründe; ihtisas eğitimi veren 1 eğitim hastanesi, 2 genel hastane, 2 bölge hastanesi, 5 özel dal hastanesinin yanı sıra 17 sağlık merkezi ve 3 sağlık ocağı sağlık hizmeti verdiği çalışmada yer aldı.
Hastane ve sağlık merkezlerinde halen 212 uzman hekim, 32 pratisyen hekim, 23 diş hekimi, 12 eczacı, 740 hemşire, 22 ebe ve çok sayıda yardımcı personel görev yaptığı kaydedildi.
Çalışmada kamu ve özel sağlık kuruluşlarında 1571 yatak mevcut olduğu da belirtildi.
“Personelin çalışma koşulları yeniden düzenlenmeli”
Sağlık personelinin çalışma koşullarını yeniden düzenleyecek yasal değişikliğin henüz hayata geçmemesinin huzursuzluklara neden olduğu belirtildi.
Genel Sağlık Sigortası ve Döner Sermaye yasalarının henüz yürürlüğe konulamaması sağlık harcamalarında dengesizliklere yol açtığı çalışmada yer aldı.
Bu durumun; sağlık hizmetlerinin beklentilere yanıt verecek şekilde, rekabet koşulları içinde hem kamu ve hem özel sektörce sunumunu güçleştirdiği ifade edildi.
“Üst düzey uzmanlaşmayı gerektiren belirli alanlarda sağlık yatırımları yetersiz”
Çalışmada; hastaların sağlık hizmetlerini alırken haklarını koruyacak ve düzenleyecek Hasta Hakları Yasası’nın henüz yürürlüğe konulamaması bir takım huzursuzluklara ve istenmedik uygulamaların devamına yol açtığı vurgulandı.
Ayrıca; üst düzey uzmanlaşmayı gerektiren belirli alanlarda sağlık yatırımlarının yetersiz olduğu, bu durumun yurt dışına hasta sevkini zorunlu kıldığı ifade edildi.
Sağlık kurumlarına yönelik güvenin henüz tam anlamı ile oluşmadığı, söz konusu sıkıntının yurt dışı tedavi taleplerini artırarak önemli maddi giderlere yol açtığı kaydedildi.
Devlet Planlama Örgütü, 2017 yılını resmettiği ‘Ekonomik ve Sosyal Görünüm Kitabı’nda, ‘sağlığı’ da mercek altına aldı… Kamuoyunda ‘şüpheli ölümler’, ‘ikinci iş’ ve ‘denetim eksikliği’ tartışmalarıyla gündemden düşmeyen sağlık sektöründe kurumlara yönelik güvenin tam anlamıyla oluşmadığını kayda geçirdi…
“Otomasyon sistemi yok”
DPÖ, sağlıkta uzun süredir konuşulan otomasyon sisteminin kurulamadığına da değindi.
Bu sistemin hayata geçmesinin çağdaş beklentilere yanıt vereceği, hasta kayıtlarının paylaşımını sağlayacağı, tıbbi ve idari işleri kolaylaştıracağı ve yurttaşların e-sağlık kapsamında sağlıkla ilgili bilgilere ulaşabilecekleri ifade edildi.
Otomasyon sistemindeki sıkıntının sağlık hizmetlerinin sunumunda ciddi sorunlara ve bürokratik güçlüklere yol açtığı kaydedildi.
Çalışmada, resmi nitelikte bir ulusal ilaç politikasının olmadığı, Sağlık Bakanlığı bünyesinde yeterli otomasyona gidilememesinin ilaç yönetiminde beklenen kaliteye ulaşılmasını engellediği, ciddi savurganlıklara yol açtığı dile getirildi.
“Hasta sevk sistemi oluşturulamadı”
Çalışmada; kurumlar ve bölgeler arası hasta sevk sisteminin oluşturulamadığı belirtildi.
Bu durumun hastaların zamanında ve beklentilerine yanıt verecek sağlık hizmeti almalarını engellediği ifade edildi.
İkinci ve üçüncü kademe sağlık merkezlerinin gereksiz kullanılması nedeniyle zaman, malzeme ve emek sarfiyatına neden olduğu belirtildi.
“Koruyucu sağlık hizmetlerine yeteri kadar önem verilmiyor”
Sektörde koruyucu sağlık hizmetlerine yeteri kadar önem verilmediği, bu durumun sağlık harcamalarının yükselmesine yol açtığı, yurttaşların çeşitli hastalıklara maruz kalarak sıkıntı yaşamalarına neden olduğu ifade edildi.
Sağlık sektöründen düzenli ve zamanında veri akışında sıkıntılar yaşandığı da çalışmada yer aldı.
Tabipler Birliği Başkanı Dr. Özlem Gürkut:
“Sağlığa daha çok bütçe ayrılmalı”
Tabipler Birliği Başkanı Dr. Özlem Gürkut, sağlıkta uzun yıllardır konuşulan sorunların DPÖ raporunda da ortaya konduğunu kaydetti.
Gürkut, göreve gelir gelmez hem hükümet hem de Sağlık Bakanlığı ile görüşme yaptıklarını dile getirerek, sağlıktaki sorunların masaya yatırıldığını belirtti.
Sağlık bütçesinin, genel bütçedeki payının artırılması gerektiğine işaret eden Gürkut, otomasyon sistemindeki sıkıntının bütçe yetersizliğinden kaynaklandığını söyledi.
Gürkut, sağlıkta alt yapı, personel eksikliği yaşandığını, bu nedenle de sevklere ciddi paralar ödendiğini dile getirerek, “Zaten, kısıtlı olan bütçeyi özel hastanelere aktarıyoruz. Nüfus artıyor, hastanelerdeki sorunlar nedeniyle de hasta sevki çoğalıyor” dedi.
Tıp alanının geliştiğini, buna bağlı olarak da teknolojik cihazların arttığını ifade eden Gürkut, teknik açıdan özellikli personel açığının da çoğaldığını kaydetti.
Gürkut, sağlıktaki birçok yasada ciddi eksiklik olduğuna da değindi.
Sağlıklı yaşam alanlarının oluşturulmasının şart olduğunu söyleyen Gürkut, bu konuda Eğitim Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı ve medya ile ortak hareket edilmesi gerektiğini belirtti.
Gürkut, sağlığın geleceğinin de planlanması gerektiğini ifade ederek, “Gelecekte kaç hastaneye, hekime ihtiyaç olduğunu hesaplamalıyız. Ülkede ve yurt dışında okuyan öğrencilerin hangi branşlara yönelmesi gerektiğini planlamak lazım…” şeklinde konuştu.
Sektörde denetimlerle ilgili sıkıntılar yaşandığını ifade eden Gürkut, “ Güzellik, zayıflama merkezleri altında tıbbi uygulamalar yapılıyor. Çoğu kişiler ehli değil. Bunlara yasal zemin oluşturmak gerekiyor.” dedi.