Sağlıklı beslenme karnemiz
Sağlıklı beslenme karnemiz
Dilara Topcan
Bir Ağustos ayını daha geride bırakıyoruz. Yeni seneye daha ‘yeni’ girdik derken neredeyse seneyi sonlandırmak üzereyiz. Peki bunca zaman zarfında sağlığımız adına ne yaptık ve ne kadar başarılı olduk dersiniz? Bunun cevabını bulmak için ilk önce aşağıdaki soruları dürüstçe cevaplamamız gerekiyor...
1-Soğuk kış aylarında akşamlarımızı bolca çikolata ve türlü atıştırmalıklar tüketerek mi geçirdik? Yoksa iştahımızın en açık olduğu soğuk aylarda yine de kendimizi kontrol altında tutmayı başarabildik mi?
2-Yaza girişte bikini diyetleri mi yoksa sağlık diyetleri mi uyguladık?
3-Sürekli olarak dengesiz bir kilo örüntüsü içerisinde miydik? Yani bir ay beş kilo az, diğer ay üç kilo fazla, öteki ay dört kilo az şeklinde iniş çıkışlarla dolu bir kilo grafiğine mi sahiptik? Yoksa sağlıklı kiloda stabil olarak kalmayı başarabildik mi?(unutmayın sürekli olarak kilo alıp vermek de vücut sistemi açısından son derece sağlıksızdır).
4-Kilomuzu korusak bile beslenme düzenimiz yine de son derece sağlıksız mıydı? Ya da kilomuzu sağlıklı beslenerek mi korumayı başardık? (unutmayın her zaman aynı kiloyu muhafaze edebiliyor olmak sağlıklı besleniyor olduğumuza ve sistemimizin sağlıkla çalışıyor olduğuna işaret etmiyor)
5-Yoksa bu sekiz aylık süreçte sağlıklı beslenme konusunda bildiğimizi sandıklarımızın yanlış olduğunu ya da sağlıklı yaşam ve sağlıklı beslenme konusunda yeterince doğru bilgiye sahip olmadığımızı mı farkettik?
Evet, esasında sadece kiloyu koruyor olmak ne yazık ki sağlıklı yaşam ve sağlıklı beslenme adına doğru bilgilere sahip olduğumuzu göstermek adına yeterli değil. Bunun yanısıra sağlıklı bir beslenme düzeni olmaksızın diyet yapmak da vücuda yapılacak en büyük kötülüklerden bir tanesi. Özellikle de diyet konusunu popülarize ederek yalan yanlış yöntemlerle bundan kazanç sağlamak da kocaman bir yanlış, hatta bana göre büyük vicdansızlık. Fakat en büyük yanlış da sunulan bu sağlıksız alternatiflere inanarak bireyin kendi sağlığını elleriyle ateşe atıyor olması...
Şu anda kendi öğretmeniniz sizsiniz ve kendi karnenizi kendiniz yazarak sağlığınızı gözden geçirip değerlendirmeyi denemelisiniz. Şimdi yukarıdaki sorular ışığında kendinizi ve sağlığınızı kısaca sorgulayın. Sonucunda da kendi sağlık karnenizi kendiniz yazın. Bakalım karne ortalamanız zayıf mı, orta mı, iyi mi yoksa pek iyi mi çıkacak…
SÜREKLİ KARŞILAŞTIĞIMIZ DURUMLARDAN BAZILARI...
Klinikte sürekli olarak karşılaştığımız başlıca problemlerin başında diyeti hakkını vererek uygulamayıp kilo vermiş olmayı ummaya devam etme durumu geliyor… Bunun akabinde ise diyete uyduğunu zanneden ama esasında uymayan bireylerin sayısı da hayli fazla olabiliyor. Örneğin ara öğünleri atlamak, öğün saatlerini aksatmak, diyette yazılan besin gruplarını yazılan miktarlar dışında daha az ya da daha fazla tüketmek gibi durumlar da ne yazık ki yine yazılan diyete uyulmadığını gösteriyor. Fakat bu noktada kişiler çoğunlukla diyete uyduklarını zannedebiliyorlar… Sonrasında da kilo kontrol gününde istenilen sonuca varamayınca üzülebiliyorlar… Ayrıca diyet sürecinde kişilerin bilinçsizce spor yapıyor olmaları, spor öncesi ve sonrası nasıl beslenmeleri gerektiğini bilmemeleri de yine vücut kompozisyonunun negatif yönde etkilenmesine neden olabiliyor… Kısacası bunlar ve bunlara benzeyen daha birçok hata kişinin diyetten verimli sonuç alamamasına neden oluyor…. Ne yazık ki bu bahsettiğimiz tüm bu durumlar dersimize yeterince çalışmadan, doğrusunu öğrenmeden ve soruları doğru cevaplamadan sınavlardan ya da karnemizden yüksek notlar beklemeye benziyor…
KARNENİZ ‘ZAYIF’ OLSA DA ÜZÜLMEYİN...
Karnede totalde zayıf not almış olmanız üzülmenizi gerektiren bir durum değil. Bu noktada önemli olan şey durumun ‘ne kadar farkında’ olduğunuzdur… Eğer neden zayıf aldığınızın farkındaysanız yanlışlarınızı düzeltme şansını yakalarsınız. Kısacası ilk etapta hatalarınızı farketmek ve sonraki aşamada onları düzeltme yoluna girmek bile büyük başarıdır…
EYLÜL-EKİM-KASIM’DA ‘SAĞLIKLI YAŞAM OYUNU’ OYNAYIN
Önümüzdeki üç aylık dönem içerisinde kendinizi sanki de sağlıklı yaşam okuluna kaydolmuşsunuz gibi düşünün. Bu okulun bireysel ve size özgü bir okul olduğunu varsayın. Bu okul sizin tercih edeceğiniz sağlıklı beslenme, spor, sağlıklı düşünce biçimi geliştirme ve sağlık adına aklınıza gelebilecek ne varsa içeriyor. Bu üç aylık dönem içerisinde sürekli olarak sağlığınızı korumak ve geliştirmek adına adımlar atın. Mesela diyete başlayın, spor salonuna ya da herhangi bir spor seansına yazılın, yiyecekleri daha sağlıklı yöntemlerle pişirmeye başlayın, doğada daha fazla vakit geçirin, gerek duyuyorsanız bir terapistle görüşün ya da kişisel gelişim kurslarına katılın ve ruhunuzu beslemek adına çeşitli sanatsal aktivitelerle uğraşmayı deneyin... Tüm bu adımlar sayesinde üç aylık süreç sonunda daha sağlıklı ve daha mutlu olacağınızı hissedeceksiniz…
DÜŞÜNCE BİÇİMİNİZLE KONTROLÜ ELE ALABİLİRSİNİZ!
Doğru düşünce biçimini geliştirerek yaşamınızın ve tabii ki sağlığınızın kontrolünü elinize alabilirsiniz. Sağlığınız ve ne yiyip içtiğiniz yalnızca ‘size’ bağlıdır unutmayın. Ne eşiniz, ne çocuklarınız, ne aileniz ne de arkadaşlarınızın bu konu üzerinde olumsuz bir etkisi olamaz, olmamalı! Bunu etkileşim kabul etmeyin ve ediyorsanız da bu durumdan bir an önce vazgeçin. Kendinize olan saygınızı artırın ve sağlığınızı korumak adına elinizden gelen her şeyi yapın…
Hepimiz için güzelliklerle dolu bir gün olsun... Sevgiyle kalın...