CTP Milletvekili Erkut Şahali  Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Mağusa Limanı’nın durumuna dikkat çekti. Şahali, “Mağusa Limanı’nın ve diğer limanların akıbetinin ne olacağına ilişkin birden çok senaryo söz konusudur” dedi.

Şahali, “Kentin temel direği Mağusa Limanı’dır. Mağusa’da her ne kadar üniversitenin de yol açtığını bir ekonomik potansiyel söz konusuysa da geleneksel olarak Mağusa bir liman kentidir ve Mağusa limandan ibaret olduğu için hala ayakta durabiliyor. Limanın akıbetinin ne olacağı Mağusa’nın akıbetiyle doğrudan alakalıdır” diyerek, çok ciddi bir ekonomik örgütlenme limana dayalı iken Mağusa’da limanın Mağusa sınırları dışına çıkmasının kentte yaşatacağı ekonomik farklılaşmanın ciddiyetle ele alınması gerektiğini söyledi.

İşte Şahali’nin konuşmasından öne çıkanlar:

“Geçen hafta bu yasayla ilgili ivedilik oylaması sırasında Sayın Bakanın çok net ifadelerle aslında yasayla tasarıyla talep edilen bir yıllık sürenin bile fazlasıyla yeterli olacağına ilişkin bir ifadesi söz konusu oldu. Yasanın komitede görüşüldüğü Çarşamba veya Perşembe günü aniden 68’e ilişkin bir Bakanlık görüşünün ortaya çıkması gerçekten de ciddi bir merak konusudur. Hali hazırda özellikle liman işçileri şirketinin yola çıkarken 285 ortakla ilk güne uyandığı ve ardından yıllar itibariyle yaşı gelenin ayrılması sonucu şu an itibariyle 4 veya 5 ortağa kalmış olması ciddi bir anomalidir. Ancak unutulmamalıdır ki 285’ten 5’e erişinceye kadar yıllar itibariyle 65 yaş sınırına ulaşıldığı noktada ayrılmak bir zorunluluktu. Şu anda 65’i 68’e taşımak da ortaklar arasında gayrı adil bir uygulamaya yol açacak. Eğer özelleştirme maksatları bakımından bir yıllık süre yeterli olacaksa pazartesinden perşembeye hangi koşulda bir değişim oldu ki iki yıllık ek süre daha getirildi? Nasıl bir olağanüstü gelişme olabilir ki iki yıl daha uzatıldı? Veya ortada bir hesap yanlışlığı mı var? Bunların hiçbiri devlet ciddiyetiyle bağdaşmıyor. Pazartesi günkü ivedilik oylamasıyla perşembe günkü komite oylaması arasında yaşanmaması gereken şeylerdi. Fazlasıyla rahatsız edici bir durum söz konusudur.”

Limanların akıbetiyle ilgili birçok senaryo mevcut

“Mağusa Limanı’nın ve diğer limanların akıbetinin ne olacağına ilişkin birden çok senaryo söz konusudur. Bunların bir kısmı daha geniş bir uzlaşı içerisinde ele alınırken bir kısmı hiçbir şekilde uzlaşılmayacak konuları içerir ama hükümetin öngörüsü her ne ise bunu samimiyet ve şeffaflıkla kamuoyuyla ilgili çevrelerle ve elbette halkın meclisiyle paylaşılmasına gerek vardır. Çünkü Mağusa hakkında ciddiyetle konuşulması gereken önemli bir kentimizdir. Bu önemli kentimizin temel direği Mağusa Limanı’dır. Mağusa’da her ne kadar üniversitenin de yol açtığını bir ekonomik potansiyel söz konusuysa da geleneksel olarak Mağusa bir liman kentidir ve Mağusa limandan ibaret olduğu için hala ayakta durabiliyor. Limanın akıbetinin ne olacağı Mağusa’nın akıbetiyle doğrudan alakalıdır. Çok ciddi bir ekonomik örgütlenme limana dayalı iken Mağusa’da limanın Mağusa sınırları dışına çıkmasının kentte yaşatacağı ekonomik farklılaşma ciddiyetle ele alınmalıdır. Siyaset üstü bir konu olarak değerlendirilmeli ve ona göre bir yaklaşım ortaya konmalıdır. Limana bağlı sektörler liman içerisinde yer almasa dahi limana bağlı sektörlerin böylesi bir değişiklikte nasıl etkileneceği, bu etkinin telafisiyle ilgili nasıl bir senaryonun hazırlanacağı yine hükümetin kendi kapasitesi dahilinde değerlendiremeyeceği kadar büyük çaplı ve etkileri asırlar sonraya uzanabilecek bir durum söz konusu olur.”

Ülkedeki limancılığı bütünlüklü konuşmak gerekiyor

“Daha ciddi daha fazla veriye dayalı bir hazırlıkla bu konunun meclis gündemine taşınmış olması gerekiyordu. Geçen hafta genel kurulda ortaya konan tavırla komite toplantısında ortaya çıkan şekillenme arasında çok ciddi bir gayrı ciddi duruşun olduğuna inanmaktayız. Ve bu gayrı ciddi duruşun Mağusa’nın akıbetiyle ilgili içinde bulunduğumuz şüpheyi daha da derinleştiren bir etkisi olduğunun altını çizmek istiyorum. Liman işçileri şirketinin Mağusa Limanı’ndaki rolü ve önemi çok büyüktür. Kurulduğu gün itibariyle aslında ihtiyaca bütünüyle cevap veren ancak yıllar içerisinde bu statik yapının korunması nedeniyle Mağusa Limanı’ndaki çöküşün temel sebeplerinden biri haline gelmesinden bir başka vakadır. Çünkü limanda ortaya çıkan artı değerin limanın ihtiyaçları doğrultusunda kullanılmaması nedeniyle bugünkü hacmi karşılayabilecek bir mobilite maalesef liman işçileri şirketinde kalmamıştır. Bugünün teknolojisinin gerektirdiği araç ve ekipmanın kullanılamaması tek başına liman işçileri şirketinin bir sorunu değildir. Bu limanda oluşan idari bir zafiyetin aslında dayattığı bir sonuçtur. Bu konuyu ele alırken salt Mağusa Limanı’ndaki bugün ortaya çıkan bir ihtiyacın palyatif bir biçimde aşılmasını değil bu ülkedeki limancılığın bütününü konuşma ihtiyacımız vardır. Liman işçileri şirketiyle bugün ortaya çıkan değişiklik ihtiyacı yine palyatif bir biçimde 1 yıllık ek süreyi 3 yıla çıkarmak şeklinde hükümet tarafından ele alınmış gibi duruyor. Bu doğrultuda elbette verilecek izaha itibar göstereceğiz ancak yapılması gereken çalışanın eksik olduğu görüşünden hareketle Parti olarak görüşümüz bu yasa tasarısı hakkında olumsuz olacaktır.”