Şahali: ‘Yavaş ilerliyoruz, çok ağır sorunlar var’
“Hükümet çalışmaları beklediğimizden daha yavaş gidiyor aslında… Öncelikle bunu söylemek lazım ancak ortada dört yıldır biriken çok ağır sorunlar var…”
CTP-BG Mağusa Milletvekili Erkut Şahali:
‘Yavaş ilerliyoruz, çok ağır sorunlar var’
Meltem SONAY
Cumhuriyet Meclisi’nin yeni ve genç milletvekillerinden, CTP-BG Mağusa Milletvekili Erkut Şahali, Hükümet çalışmaları, hedefler, sıkıntılar ve CTP’de yaşanan gelişmelerle ilgili YENİDÜZEN’in sorularını yanıtladı.
• YENİDÜZEN: Hükümet çalışmaları nasıl gidiyor? CTP/BG – DP/UG ne kadar uyumlu?
• ŞAHALİ: Hükümet çalışmaları beklediğimizden daha yavaş gidiyor aslında… Öncelikle bunu söylemek lazım ancak ortada dört yıldır biriken çok ağır sorunlar var. UBP Hükümet döneminin devletinin her alanında yarattığı ciddi bir deformasyon var. O yüzden, evet şu anda görevde bulunan bir reform hükümetidir ancak bu reformların sağlıklı bir zeminde yaşam bulması için de mevcudun net bir şekilde analiz edilmesi lazım. Şu an devam eden çalışmalar da daha ziyade bir durum tespiti ve bu duruma halkı en kısa sürede, en olumlu şekilde etkileyecek yasal ve yapısal değişikliklerin neler olacağı konusunda bir karar aşamasındadır hükümet… O yüzden, evet beklenen hızda değildir ancak çok ciddi bir zemin etüdü yapılmaktadır. Öyle zannediyorum ki bütçe görüşmelerinden önce ciddi bir yoğunluk başlayacak yasa çalışmalarında. En azından şimdi aldığımız Komite davetleri o doğrultudadır. Ancak esas görünür yasa üretimi, muhtemelen yeni yılın ardından, bütçe görüşmeleri sonrasına sarkmış olacak.
DP-CTP uyumu açısından şu an için bir uyumsuzluk söz konusu değildir. Ortaklarımızla mümkün mertebe uzlaşarak, anlaşarak ve istişareyi her zaman için ön planda tutarak bir çalışma devam ediyor. Ancak bunun net olarak tespit edileceği nokta, yasaların net olarak üretileceği aşamada ortaya çıkacak.
• YENİDÜZEN: En önemli sıkıntı olarak ne görüyorsunuz?
• ŞAHALİ: Kanımca en ciddi sıkıntı devletin devlet gibi çalışması, yurttaşın da sağlıklı hizmet almasında yaşanıyor. Şu an benim bir milletvekili olarak yaptığım tespit şudur ki, standartları belirlenmemiş bir yönetim anlayışı söz konusudur. Dolayısıyla her şey pazarlığa açık bir vaziyettedir. Devletin hangi birimine başvurduğunuzda, ne gibi bir prosedürle karşı karışa kalacağınız ve bu prosedürlerinin sonuçlarının neler olacağı maalesef net değildir, hepsi müzakereye açıktır, pazarlık payı olan unsurlardır. Dolayısıyla, standart dışı bir sonuç ortaya çıkabiliyor. Sizin için başka bir sonuç, benim için başka bir sonuç üretebiliyor aynı işlem… Bu nedenle ben en ciddi sorun olarak standartları belirlenmemiş bir yapının şu anda ülkenin bütününe hakim olduğunu görüyorum. Yapılacak çalışmalarda ve reformlarda, günün sonunda hedeflenmesi gereken şey, önceden sonuçlarının öngörülebileceği işlemlerin ve mekanizmanın oluşturulmasıdır. Kişilere ve konulara endeksli sonuçlar üretilmesin, her işlemin net bir sonucu olsun ve kişilerden bağımsız bir sonuç ortaya çıksın.
• YENİDÜZEN: ‘Mutlaka başarmalıyız’ dediğiniz hedefiniz nedir?
• ŞAHALİ: Hedef kesinlikle yurttaşların hem ekonomik olarak, hem sosyal anlamda kendilerini çok daha güvende hissedecekleri bir ortama ulaşmaktır. Bunun için elbette ekonominin olmazsa olmaz bir dönüşüm yaşaması gerekir. Ekonomik anlamda yurttaşlara yansıyacak refah veya gelir artışı, günün sonunda diğer alanlara da sirayet edecek bir huzur ve güven anlamına gelecek. O yüzden benim açımdan, bir milletvekili olarak söylemek zorundayım ki, ekonomi ve ekonomi ile birlikte sosyal yaşama yapılacak katkılar, devletin yurttaş için var olduğunun net olarak ortaya çıkması ve en nihai hedef olarak da Avrupa Birliği’ne uyumlu bir standardın ülkede egemen olması…
Bu sadece yönetim, ekonomik anlamında değildir… Altyapıyla alakalıdır, eğitimle, sağlıkla alakalıdır. Dolayısıyla çağdaş yaşam standardının tutturulabilmesi temel hedef olmalı. Yurttaşın mutluluğu ancak bu şekilde belirgin bir biçimde etkilenecek.
***
“Dün dündür, bugün bugün” çok yanlış
• YENİDÜZEN: Muhalefette farklı, hükümette farklı davrandığınız durumlar var mı?
• ŞAHALİ: Elbette söylem olarak muhalefette farklı, iktidardayken farklı davranırsınız ama sonuçlar bakımından söylediklerinizin sorumluluğunu taşımakla yükümlüsünüz. Yani muhalefet partisine mensup bir siyasetçi olarak söylediklerinizin, hükümete mensup bir siyasetçi haline geldiğiniz zaman sonuçlarını yaratmak gibi bir yükümlülüğünüz var. O yüzden, ‘Dün, dündür, bugün bu gündür’ anlayışı siyasette maalesef egemen olmuş ancak çok yanlış olan bir anlayıştır. Bugünün siyaseti bunu dışlar ve seçmen bunun farkındadır. Seçmenin geldiği düzey son derece bilinçli ve olgun bir düzeydir, o nedenle seçmenin yanıltıldığı nokta aslında siyasetçi açısından bedelin ortaya çıktığı noktadır. Ancak bu bedel keşke sadece siyasetçiyle sınırlı kalsa… Bu bedel sonuçta toplumun zaman kaybetmesi, kaynak israf etmesi ve yurttaşların hayatından çalınan bir zaman olarak ifadesini bulur. Siyasette ‘Dün dündür, bugün bugündür’ anlayışına yer olmamalı, muhalefet sorumluluğu hükümete gelme ihtimalini gözeterek veya öngörerek yerine getirilmeli.
Biz kendi adımıza bunu yapma gayreti içerisindeyiz. Seçim bildirgemizde yer alanların önemli bir kısmının, koalisyon hükümeti olmasına rağmen, yer alması in gayret sarf ettik. Şu anki çabamız da hükümet programımızın, parti programında öngörüldüğü biçimiyle hayata geçirilmesi ve yurttaşa doğrudan yansımasını sağlamak olmalı.
***
‘Parti içinde yaşananlar: Arıza”
• YENİDÜZEN: CTP’deki gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz?
• ŞAHALİ: Hassas bir noktada duruyoruz… Sadece CTP için değil, aslında hiçbir siyasi parti için iç işleyin gazete sayfalarında, günlük yazı dizisi şeklinde yazılmış olmaması gerekir. O yüzden belli bir rahatsızlık duyduğumu net olarak ifade etmem lazım. Bu rahatsızlığı, yanlışları görüp düzeltme gayreti olarak değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Evet, her partinin şeffaflığı esas olmalı, yurttaştan gizlisi saklısı olmamalı, ancak kendi iç düzenini sağlamaya çalışırken yaşadığı belli başlı tartışmaların veya sancıların da yurttaşın gözü önünde halledilmesine gayret göstermek, yurttaşın bütün detaylardan haberdar olacağı bir biçimde davranmanın sonuç almada bir dezavantaj olacağını düşünüyorum. Özellikle son süreçte yaşadığımız şudur, bir soruşturma yürütülmekteydi, seçim döneminde yaşandığı iddia edilen olaylarla ilgili…
Bu soruşturmanın selameti açısından, soruşturmanın ve sonrasındaki süreçlerin müdahaleye maruz kalmaksızın hiçbir ara gelişme yaşanmaksızın devam etmesi gerekirdi ama maalesef o noktaya ulaşamadık çünkü tüzüğümüze göre bu soruşturma komitesinin hazırladığı rapor aslında disiplin mekanizmasının yani yüksek onur kurulunun yürüteceği çalışmalara bir zemin oluşturacak bir rapordu. Bu raporun henüz partinin ilgili birimlerinde ele alınmadan, ilgili birimlerinin belki de bilgisine dahi gelmeden kamuoyuna yansımış olması, hem sürecin yönetimi bakımından, hem de sağlıklı sonuçlara ulaşmak bakımından ciddi bir dezavantajdır.
Evet, partimiz toplum için ve kendi geleceği bakımından en doğruyu, en uygun olanı bulacak kapasitededir. Hem yönetim organizasyonu bakımından, hem de geleneksel disiplinimiz bakımından buna elverişli olduğumuzu düşünüyorum ancak son dönemde yaşadıklarımız bizim açımızdan yeni bir durumdur. Alışkanlık yapmaması gereken bir durum, giderilmesi gereken bir arızadır.