Sahi Kıbrıslı Türkleri yok etmeyi hedefleyen planın adı neydi?
İnce av devam ediyor…
Dün ben de ava gidermiş gibi yaptım!
“Gidermiş gibi yapmak” mı?
“KKTC varmış gibi” bir şey!
-*-*-
Av ruhsatım yok!
Haliyle ava gitmek yasak!
Zaten 2008’den beri tek bir kuş vurmuşluğum da yok ama yine dün “sahte PCR”lı Bülent Ersoy gibi, bir dolandım!
-*-*-
Ayıptır söylemesi, “tüfeksiz” ava gittim!
-*-*-
Hatırı sayılır miktarda avcı vardı!
“Vurduk abi” diyenler oldu…
-*-*-
Hava çok güzel…
Esinti muhteşem…
Gölgede otur, Kıbrıs’ın keyfi bambaşka…
-*-*-
Ama ülke perişan!
Ovalar kupkuru!
Ve ekilmemiş!
-*-*-
Zeytinler yüklü ama bakımsız!
Harnup tükenmiş!
-*-*-
Zeytinde görünüşe bakılırsa çok iyi bir mevsime girmekteyiz ama muhteşem bir sezon olsa ne yazar?
Kime satacağız?
Zeytin de zeytin yağı da, ucuz olursa Rum meraklılara satılacak!
İhracat mı?
Hikaye!
-*-*-
Harnup ağaçları perişan!
1974’te 30 bin tonlarda harnup üretimimiz vardı, binli tonlara düşürdük!
Ama egemen eşit devlette ısrarcıyız!
Bravo, helal olsun diyorum!
Ne diyeyim ki!
Bravo yerine “brüyo” çeksem ne olacak ki!
-*-*-
Narenciye çaresiz.
Nar ise harnup gibi fareye teslim olmuş!
-*-*-
Ve tarihi eserler gördüm dün gezerken…
Yıkık!
Bakımsız!
Ot içinde!
-*-*-
Ve ayıptır söylemesi, bu gibi durumlarda hep aklıma “1974” gelir!
Sahi biz kazanmamış mıydık o savaşı?
Kazanmıştık!
Dönümlerce narenciye, on binlerce harnup ağacı, yüz binlerce zeytin ağacı kalmamış mıydı bize?
-*-*-
Hepsini tükettik!
Yedik, yuttuk, çaldık, çırptık ve her şeyi Türkiye’ye teslim edip, aval aval seyrediyoruz!
Bilmem farkında mısınız?
-*-*-
Hatta 1950’lerden 1974’e verdiğimiz mücadele bile unutuldu!
Hiç yokmuşuz gibi davranıyorlar!
Hep yazıyorum, ne idüğü belirsiz kişilere, ülkeyi teslim etmişiz!
Yani hep UBP’ye yükleniyorum ama lütfen müsaade etmeyin; yazıktır, günahtır, bu adanın Kıbrıslı Türk toplumunu bu kadar ucuza satmayın!
Yazıktır yahu!
TMT’cilere bile günah işliyorsunuz!
Bunu da yazacağım hiç aklıma gelmezdi ama resmen öyle!
-*-*-
Hamasetle, aldatmacalarla bulunduğumuz noktadayız!
Kimsesiz!
-*-*-
Haaa suçun büyüğü mü?
Suçun büyüğü bizdedir!
Ve artık uyanmalıyız!
Ya uyanacağız, hem ülkemize hem toplumsal varlığımıza sahip çıkacağız, ya da hep söylerim; son kaçan ışıkları söndürmeyi unutmasın!
-*-*-
UBP’deki Uzun sülalesinin önemli isimlerinden Gürsel Uzun dün sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı…
Evet, UBP’li Gürsel Uzun…
Alkışlıyorum, selamlıyorum…
Daha önce uyardığım, “bizim müftümüz olması için vatandaşlık verildiği” bilinen kişinin icraatlarını anlatıyor!
Umarım söyledikleri doğru değildir!
Yok eğer doğruysa ve gidişat buysa, üzgünüm ama “Taliban hoş geldin”!
-*-*-
Herkesin dinine, inancına saygımız sonsuz ama eğer bu Din İşleri Başkanı sıfatlı kişi, UBP’li Gürsel Uzun’un bahsettiği “herkes sakal bırakmalı, alafranga tuvalete gidilmemeli” gibi inançları olan biriyse ve dairedeki tüm tuvaletleri, günahtır diye alaturkaya çevirmişse; herkesin, ama en başta tavla teslim Ersin tatar’ın ve Ersan Saner’in “uyanması” lazım!
-*-*-
Kimse kusura bakmasın ama “Kıbrıslı”, bu değildir!
-*-*-
Yalakalığın da bir sınırı olmalıdır…
Yağcılığın bir “durulması” gereken noktası olmalıdır…
İyi güzel de, yaşamını 1958’den 1974’e mevzilerde geçirenlere sormak istiyorum; bunca insanımız bu günler için mi şehit oldu?
Siz, bu günler için mi savaştınız?
Eğer cevabınız “evetse; sizlere de yuh yuh yuh!
-*-*-
Sahi, Kıbrıslı Türkleri bir gecede yok etmeyi hedefleyen planın adı neydi?
“Akritas” mıydı?
Şu andaki plan, “10 x Akritas” değilse, benim de adım “Tayyip” olsun!
________________________
Psefot klefto cratos!
Girne Hastanesi ne oldu?
İhalesi iptal edilmişti, yeniden açıldı!
Aralık 2020’de bitecekti; yeni ihale tamamlanırsa, belki Aralık 2022’de bitişini görürüz!
Ama belki!
Neden belki?
Çünkü, 2020’nin ortalarındaki fiyatlarla yeniden ihaleye çıkıldı.
Oysa döviz o günden bu güne çok yükseldi!
Yani, 60 milyon, 65 milyon TL’ye bitirilmesi imkansız!
-*-*-
Şimdi ne olacak?
50 milyon TL’ye bile teklif atan müteahhit olacak tabii ki!
Neden mi?
-*-*-
Çünkü, 50 milyon TL teklif atan büyük olasılıkla ihaleyi alacak!
Diyelim ki 50 milyona biri aldı!
25 milyon TL, alan şirkete anında verilecek!
Alan şirket, büyük olasılıkla borçlarının bir kısmını bu parayla kapatacak; sonra yeni borçlar takacak ama ne acıdır, dövizdeki artışa bağlı demir ve çimento gibi girdileri karşılamakta zorlanacağı için, bu ihale bitmeyecek!
-*-*-
Siz, “bitecek” mi diyorsunuz?
Ben de “döviz kurları, matematik” diyorum ve ekliyorum:
“Girne Hastanesi bitirilemeyecek!”…
-*-*-
Egemen eşit devlet mi demiştiniz?
“Hadi oradan” diyorum, başka bir şey de demiyorum!
-*-*-
Girne Hastanesi, Güzelyurt Hastanesi gibi yarım kalacak…
Ve Lefkoşa Çevre Yolu gibi…
Ve Lefke – Doğancı yolu gibi…
Ve tüm diğerleri gibi…
-*-*-
Psefto Cratos mu?
Keşke sadece psefto cratos olsaydı!
Bizimkisi hem psefto hem klefto cratos!
Psefto klefto cratos!
-*-*-
Türkçesi mi?
“Egemen, eşit ve de bağımsız devlet” canlarım benim!
Yeyin da gorkmayın!
______________________
Çamlıbel – Yılmazköy arasındaki bölgedeydim dün… Bir ara, büyük bir “sürü” önümden geçti… Merak ettim, Başbakan’ın beklediği sürü mü diye… Çoban’ı bulamadım ama bölgedeki birkaç köylüye sordum, “küfretmediler” ama küfredermiş gibi baktılar… Bu bakış bana mıydı yoksa 5 bin koyunla alakalı ilginç açıklamayı yapan Başbakan’a mıydı, pek anlamadım ama fotoğraf güzeldi!