Sahih işgal!
Maddeler sıralanmış...
Elektrikte, tarımda, sporda, eğitimde, kültürde işbirlikleri artırılacak falan diyen, onlarca, hatta yüzlerce madde...
Hükümetin ömrü, hepsini yapmaya yeter mi bilemem...
Tartışılabilecek, “mümkün değil olmaz” yorumları yapılabilecek yine onlarca madde var...
-*-*-
Neyden mi bahsediyorum?
Yok, neyden değil zurnadan bahsetmek istiyordum!
Pardon!
Karıştırmayın kafamı yahu!
Şey!
-*-*-
Haaa maddeler arasında, “şey yapılacak” diyen bile var!
Bu “şey”, her “ney”se!
-*-*-
Protokol canım!
Veya “talimatlar dizisi” diyelim...
Şey ya hu; TC ile KKTC arasındaki iş birliği şeyisi...
-*-*-
Her “şey” bir yana, en çok da “şu şey” dikkatimi çekti:
“... toplumun sahih dini bilgisine sahip olması sağlanacak...”
Ben anlamadım!
-*-*-
Yazanların bildiğinden eminim ama imzalayan Faiz Sucuoğlu’nun veya şu anda uygulayacak olan Ünal Üstel’in “sahih” konusunda net olmadıklarından eminim!
Ersin Tatar kesin bilmez!
-*-*-
Daha en başından, “sahih”in anlamı için Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ne hiç bakmaksızın, “Toplumun sahih din bilgisine sahip olması” demek; laikliğin ebesinin tecavüze uğraması demektir!
-*-*-
Ve bakıyoruz...
Sahih ne demek?
Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ne göre “sahih”; “gerçek, doğru, sağın, hakiki” demek!
Demek ki neymiş?
Bundan böyle toplumumuz, bundan önce olduğu gibi sahte, yanlış, gerçek olmayan din bilgisinden kurtulup, gerçeğini, doğrusunu, hakikisini, hatta sağınını öğrenecek!
İnşallah!
Bu mübarek Pazar gününde, laik KKTC devletine, gelin hep birlikte bye bye diyelim!!!
-*-*-
Ve her şeyden vaz geçtim; hiç bir konuya girmiyorum, protokollerle, siyasi darbelerle, kuklacılık meselesiyle, papağan yetiştirilmesi, yalaka üretim çiftliği işleriyle uğraşmıyorum...
Sadece TMT’cilere, kendini baş Atatürkçü kabul edenlere, mücahit emeklilerine ve halen bu görevi ifa edenlere, milliyetçilere, Tahsin abimgillere, Zorlu efendilere; çok basit bir soru sormak istiyorum; sizce Kıbrıs’ın Kuzey coğrafyası, aynı zamanda bir “işgal” coğrafyası mıdır?
-*-*-
Yani, TMT Yemini’nin “Kıbrıs Türkünün yaşayış ve hürriyetine, canına, malına ve her türlü anane ve mukaddesatına...” diye başladığını da hatırlatıp; bu yeminin de ebesinin düm düz edildiğinin farkında mısınız?
-*-*-
Yoksa, “ben makamımda kalayım, ne olursa olsun” mu diyorsunuz?
E siz makamda kalmak için bu seviyede bir taciz ve tecavüze karşı gelemiyorsanız, o zaman siz de def olmak zorundasınız!
-*-*-
Bir soru daha; “... Kıbrıs Türk toplumu, bu güne kadar ‘sahih din bilgisine’ sahip olmadığı için, Ortodoks Rum toplumunun ciddi katliam tehdidi altındaydı; acaba değerli görüşlerinize göre, bundan sonra bu tehdit ortadan kalkmış mı olacak?
-*-*-
Ve en son bir tespit: Sakın yanlış anlamayın... Hakaret etmek maksadıyla yazmıyorum... Doktor, psikiyatrist, psikolog falan da değilim ama merak ediyorum: Hepiniz, ama hepiniz, bila istisna yani istisnasız, geri zekalı mısınız; yoksa en üst seviyede şerefsiz misiniz?
-*-*-
Kıbrıs Türk toplumu, herkesin dini inancına saygılıdır...
Gerektiğinde inancını da yerine getirmektedir...
Ama dibine kadar laiktir...
Ve Kıbrıs Türk toplumunun inancı da inançsızlığı da, ister meyhaneye ister camiye gidiyor olması da, sadece kendini ilgilendirir!
Kıbrıs Türk toplumunun dini inancına, laiklik çerçevesinde bakıp, saygı duymayan, “düzelteceğiz” diye protokol imzalayan ya da imzalatan; işgalci olduğunu da bilecektir ve kendisine “defol” denirse ki denmesine karşıyım; kızmayacaktır!
Bizi bunlar yönetiyor!
Türkiye’deki karanlıklar, bu kez Can Sözer’i ülkeye sokmadı...
Can Sözer!
Evet, muhalif bir sanat insanı...
Yapması gerekeni yapan bir müzik insanı...
Çok güzel bir insan...
Hayatı boyunca şiddeti, hele de terörü onaylamamış bir “Can” insan...
-*-*-
“Türkiye’ye sen de giremezsin” dediler...
Üstelik, Fethiye’ye tatile gidiyordu...
Antalya’da nezarete attılar, ilk uçakla geri gönderdiler...
-*-*-
Sebep ne?
Tek bir sebep var; “korkutmak!”...
-*-*-
Bizi korkutarak yönetmeye, korkutarak biata ve itaata zorlayan bir Ankara var karşımızda!
Yazıklar olsun!
-*-*-
Ve benzine, mazota neredeyse 4 TL zam yapıldı.
Ama dendi ki, bir hafta sonra uygulanacak!
Bu işin mantığını anlamadım!
Dalga mı geçiliyor?
“Kaçın da geliyoruz” mu deniyor?
“Bir haftanız var, ülkeyi terk edin” falan mı arkadaşların felsefesi!
-*-*-
4 TL zam demek, Güney Kıbrıs’tan KKTC’ye mazot ve benzin almak için gelen Kıbrıslı Rum sayısının çok ama çok ciddi oranda azalması demektir...
Benzin ve mazot için gelenler, ufaktan, büyükten alış veriş de yapıyordu...
Bunun hesaplaması yapıldı mı?
Sanmıyorum!
-*-*-
Acı olan mı?
Acı olan şu; bizi bu kafalar yönetiyor!
Duyuru: Hapse girmek istemeyen Kıbrıslı Türkler için “Ersin Tatar Akademi”de kurslar başlamıştır. Kurslarımız şöyledir: Biat, itaat, şükran... Nasıl yalaka olunur? Koltuk aşkı... Gazete taşlama... Gazetecilere hem sanal hem doğrudan linç nasıl uygulanır? Rüşvet alma ve vermenin püf noktaları... Anavatan çok yaşa... Erdoğan sen bizim her şeyimizsin...