1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Sahil Güvenlik neredeydi?”
“Sahil Güvenlik neredeydi?”

“Sahil Güvenlik neredeydi?”

Aralarında çocukların da bulunduğu kalabalığı taşıyan küçük bir tekneye ateş etmenin vicdana sığmaz yanı bir tarafa, ‘hukuk ihlalleri’ de tartışıldı.

A+A-

Devrim DEMİR

Yayla sahiline 30 mülteciyi taşıyan tekneye polisin açtığı ateş, vicdanları sızlattı, ‘nedeni’ sorgulattı.

Savaş ve zulümden kaçan, aralarında çocukların da bulunduğu insanlara açılan ateş üzerine polis,  önceki gün içinde 2 farklı açıklama yapmış, en son teknenin durmasını sağlamak amacıyla motora ateş edildiği bilgisini paylaşmıştı.

Aralarında çocukların da bulunduğu kalabalığı taşıyan küçük bir tekneye ateş etmenin vicdana sığmaz yanı bir tarafa, ‘hukuk ihlalleri’ de tartışıldı.

Sahil Güvenliğin sorumluluk alanındaki denizde gerçekleşen bir olaya karadan polisin müdahalesi sorgulanırken, Sahil Güvenliğin ‘neden’ dahil olmadığı da anlaşılmadı.

 

GKK Basın Subaylığı’na ulaşılmadı…

Polis Basın Subaylığı’nın operasyonu Sahil Güvenlik ve Polisin ortak yaptığı açıklamasının üzerine, Sahil Güvenlik'in 'operasyondaki rolü'ne ilişkin Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı basın subayından bilgi verilmedi.

YENİDÜZEN’in ulaşmaya çalıştığı basın subaylığı konu ile ilgili herhangi bir açıklama yapmadı.

 

Avukat Aslı Murat:

“Ateş etmek en son çaredir”

asli-002.jpg

Avukat Aslı Murat, “Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasası”na dikkati çekti ve polisin görev ve yetkilerine değindi.

Yayla köyünde önceki gün meydana gelen olayın tartışılabileceğine değinen Murat, “İlgili maddede, KKTC kara suları veya hudut kapılarından yasaya aykırı bir şekilde giriş ve çıkış yapmak isteyen ve bu esnada yapılan dur emrine uymayarak kaçan kişilerin ele geçirilmesine veya yakalanmalarına başka türlü olanak yoksa diye belirtilmiştir. Tabi ki bu durum da yeterli değildir.  Ayrıca 87. maddeye göre söz konusu şahısların silahsız olması durumunda (ki bizim örneğimizde de öyle)  karşı koymanın derecesine göre (orantılı) karşı koymaya maruz kalan polis gerekli uyarmayı yaparak silah kullanılacağını ihtar eder. Bu ihtara riayet edilmezse bunu sağlayacak dereceden başlamak üzere silah kullanır” ve son olarak 88. Maddeye göre ise “Silah çeşitlerine göre, etkili olabilecek şekilde kullanılır. Silah kullanma mutlaka ateş etme değildir. Ateş etmek en son çaredir, önce havaya ihtar ateşi yapılır, sonra ayağa doğru ateş edilir. Kişi veya topluluğun eylemleri buna rağmen tehlikeli biçimde devam ederse hedef gözetmeksizin ateş edilir.” diyerek bir çerçeve çizdi.

 

 “Sahil güvenlik neredeydi?”

Avukat Aslı Murat, savaş ve zulümden kaçan ve mülteciliğin doğasında olan “yasa dışı ülkeye giriş yapma” üzerinden suç işlediği söylenen şahısların ne gibi bir tehlikesi olabileceğinin de sorgulanması gerektiğine değindi. Murat, “Eğer mültecilere ek olarak teknede ceza yasamıza göre suç sayılan “insan kaçakçılığı suçunun” işlendiği şüphesi varsa da, şüphelilerin tutulması için çoluk çocuk kalabalık bir grubun içinde olduğu küçük bir tekneye ateş etmek, hukuki ihlaller yanında akla mantığa vicdana sığmaz. Ayrıca Sahil Güvenlik işin içindeyse ki polis ilk açıklamasında bunu belirtti, tekne niye sahil güvenlikçe yakalanmadı ve denizde yetkisi olmayan polis ateş etti?

Mevcut koşullar değerlendirildiğinde, polis tarafından vurulan kişilere karşı orantısız güç kullanılmıştır.”

 

“Sığınma sistemi hala bu ülkede yok”

Polisin ateş etmek yerine, başka yöntemler kullanabileceğine de dikkati çeken Murat şöyle devam etti: “Meselenin en vahim noktası ise dur ihtarı ve silah kullanacağının bildirilmesidir.  Yapılacak olan araştırmada, bu kişilere yönelik hangi dilde bu zorunlu kuralın yerine getirildiği önemlidir. Eğer Türkçe ve şahıslar Türkçe anlamıyorsa, üzgünüm ama hiçbir işe yaramamış ve polis yasaya uygun hareket etmemiştir. Tüm belirtmeye çalıştığım noktalar, yapılacak olan soruşturma neticesinde ortaya çıkacaktır. Silah kullanma yetkisi olan bir polis, bu hakkı dilediği gibi kullanamayacağını bilmeli ve her kullandığı zaman da bunun yasal izahını kanıtlamak zorundadır. Siyasi iradeye düşen görev, bu konuyu Polis Teşkilatı’nın iç soruşturması noktasından çıkarmak, Meclis’te buna yönelik araştırma komite kurmak ve konunun açık - sivil bir şekilde soruşturulması için somut adım atmaktır. İnsan haklarına ve demokrasiye inanan bir anlayış da bunu gerektirir.  Son olarak bir hatırlatma da yapmak gerekir. Bu ülkede hala bir sığınma sistemi kurulmamış, savaş ve zulümden kaçan insanların haklarına yönelik hiçbir yasal ilerleme sağlanmamıştır. Eğer böyle bir sistemimiz olsaydı, bugün yakalanan kişilerin girişi yasa dışı olmayacak, hakları korunan bireyler olacaklardı. Ayrıca uluslararası insan hakları uygulamalarına bakıldığında, mültecilerin suçlu gibi tanımlanması da hak ihlalidir.  Ülkemize sığınmaya çalışan mültecilerin devletin polisi tarafından vurulması, utancımızı katbekat arttırmıştır.”


Mülteci Hakları Derneği Proje Koordinatörü Fezile Osum:

“Mültecilerin vurulması dehşet vericidir”

fezile,.jpg

Mülteci Hakları Derneği Proje Koordinatörü Fezile Osum, mültecilerin muhaceret kurallarına uygun olmayan girişlerinin (düzensiz girişler) uluslararası hukuk prensipleri altında cezalandırılamayacağına dikkati çekti.

Osum, “Uluslararası insan hakları hukuku, günümüze kadar gelen insan hakları ilkeleri ışığında savaş ve zulümden kaçan sığınmacıların düzensiz girişleri nedeniyle cezalandırılamayacağını söylemektedir. Kıbrıs'ın kuzeyinde senelerdir mültecilere yönelik sistematik hak ihlalleri yaşanmakta ve çok hayati iki uluslararası hukuk ilkesi yok sayılmaktadır; geri gönderilmeme yasağı ve cezalandırmama ilkesi. Yıllardır sistematik ihlallerden vazgeçilmesi gerektiğini, bunların insanların hayatlarına mal olduğunu ve kapsamlı bir uluslararası koruma yasasının oluşturulması gerektiğini insan hakları savunucuları olarak dile getiriyoruz. Bütün bunlar varken ve durum zaten ülkemizde mülteciler açısından oldukça zor iken, iki Suriyelinin polis tarafından vurulması, üstelik bunun daha sonra yaptıkları bir açıklamayla söylendiği gibi tekneye ateş etmek suretiyle olması dehşet vericidir.” diye konuştu. 

 

“Polis silahsız kişilere ateş açtı”

Fezile Osum, polisin silahı kullanmasının son çare olabileceğini kaydetti.

Osum şunları söyledi:  “Polisin silah kullanma yetkisini değerlendirirken orantılılık ilkesi ışığında hareket edilmelidir. Yasaya göre, silahsız olan kişilere ancak karşı koymanın derecesine göre kuvvet kullanması gerekir. Bu yasal çerçeveyi iki mültecinin vurulması bağlamında değerlendirdiğimizde ise, öncelikle kişiler dillerini bilmedikleri bir ülkeye muhaceret kurallarına uygun olmayan şekilde giriş yaptılar. Dillerini bilmedikleri polis memurları tarafından kendilerine dur ihtarı yapıldı ve kadın ve çocukların bulunduğu tekne durmadı. Teknedekilerin polise saldırması bir yana, polislerin yakınında bile değildiler. Buna karşılık polis, silahsız ve savaştan kaçan kişilerin teknelerine ateş açtı. Polis ceza adaletinin önemli bir parçasıdır, kamu düzeni ve kamu faydası adına görevini yürüten bir kurumdur. Polisin görev ve yetkileri, başına buyruk bir şekilde değil, yasalarla bir çerçeveye kavuşturulmuştur. Bunun yanında her kurum gibi uymaları gereken insan hakları ilkeleri vardır. Bunları yok sayan bir biçimde, sivillerin üzerine ateş açılmasının orantılılık ilkesi ile bağdaşmadığına inanıyorum. Bu kişilerin vurularak ele geçirilmesindeki kamu faydası ile o kişilerin hayatlarını riske atan silahlı ateşin arasında nasıl bir denge vardır? Bunu toplum olarak kamu vicdanı adına değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum. İlgili polis memurları hakkında bir an önce soruşturma açılmalı ve milletvekilleri, siyasi partiler ve sivil toplum bunun takipçisi olmalıdır.”

 

CTP Milletvekili Derya:

“Savaştan kaçan insanlara ateş açıldı”

Yayla kıyı sahilinde önceki gün yaşanan ateş açma olayına da dikkati çeken CTP Milletvekili Doğuş Derya, savaştan kaçan insanlara hangi gerekçe ile ateş açıldığının soruşturulması gerektiğine dikkati çekti.

Milletvekili Doğuş Derya, olay yerinde içinde 30 kişinin bulunduğu tekneye açılan ateşle ilgili polisin görevinde ihmal veya görevi kötüye kullanmanın mutlaka araştırılması gerektiğine dikkati çekti.

Bu haber toplam 3467 defa okunmuştur
İlgili Haberler