ŞAHİNLERİN ZAMANI
Tahsin Ertuğruloğlu'nun çözümsüzlük yanlılarının bile aşırı bulduğu peş peşe çıkışları, şahin siyasetin yakın geleceğe dair ipuçlarını taşıyor.
Zemin mükemmel:
Müzakere süreci çöktü.
Liderler karşılıklı suçlama oyununa girdi.
Güney'de seçim var.
2018'de kuzeyde de iki seçim birden var.
Türkiye'de Erdoğan'ın tek hedefi 2019'da seçimi kaybetmemek.
Türkiye Suriye'deki ve Irak'taki gelişmelerden endişeli.
Birleşik Krallık Brexit'le AB'ye sırtını döndü.
Katalonya bağımsızlık ilan etti.
Kuzey Kore Batı'nın en büyük sorunu haline geldi.
Yani?
Yani Kıbrıs dünyanın 'acil' konuları arasında değil.
Hatta Ortadoğu bile bu dönemde çok ciddi bir 'sorun' algısı yaratmıyor!
Yok ki Kıbrıs yaratacak.
* * *
Konjonktür 'şahinler'in istediği kıvama geldi.
Tahsin Bey bu işin 'bir numarası' değildir muhtemelen ama belki de o numarayı kapmak için öne fırlamıştır.
Fırsatçılık da olsa, Kıbrıs Türk siyasetinde 'şahinlik' bu dönemde prim yapabilir.
Hiç şüpheniz olmasın ki Türkiye'de de yapıyor ve yapacak.
AKP'nin bu dönemde 'güvercin' olabilme ihtimali, devenin hendek atlayabilme ihtimalinden daha düşüktür.
Zaten Crans Montana'da noktalanan süreç boyunca 'bizimkiler'in anlayamadığı da buydu.
Şimdi 2019'a giden süreçte çok daha katı bir Erdoğan ve AKP göreceğiz.
* * *
Peki ama bu olumsuz koşullar altında ne yapılabilinir?
Çözüm isteyenler 'şahinlerin zamanı'nı kabullenip sahayı terk mi etmeli?
'Müzakereler çöktüğüne, Akıncı da 'bizim neslin son denemesiydi' dediğine göre, umudu tümden kesmeli mi?
Eve kapanıp Osmanlı dizisi mi seyretmeli?
KKTC'yi tanıtma, iki ayrı yapıyı ilerletme, Türkiye'nin özerk toprağı gibi bir statüyü mü savunmalı?
Yoksa mangal başında yeme içmeye vurup Kıbrıs sorununu unutmayı mı denemeli?
* * *
Şahinler ilk kez ayağa kalkmıyor. Onlar hiç oturmadı zaten.
Ne Türkçe konuşanlar, ne de Rumca.
Konjonktür birkaç dönem dışında hiç çözümcülerden yana olmadı.
Rüzgar genelde ters ve sert esti barış teknesine.
Ama yelkenleri şişti hep yüreklerden üflenen rüzgarla.
Siz hiç duydunuz mu, bedel ödemeden hedefe ulaşıldığını?
Altın tepside gelmeyecek önümüze barış.
Emekle, terle, bilimle, sevgiyle, sabırla kurulacak.
Bir bunu unutuyoruz bazen.
Bir de 'yapabiliriz' demeyi...