Sahipsiz ayakkabılar
Fotoğraf çok etkileyici...
Bir su birikintisinin önünde dört çift ayakkabı duruyor.
İkisi siyah, biri beyaz, biri mavili-sarılı-grili...
Ayakkabılar öylece duruyor orada...
Sahipsiz.
Oysa su birikintisine bakınca insanın kanı donuyor.
Zira suyun aksettirdiği görüntüde ayakkabılar boş değil.
İçinde vücutlar var!
İnsan vücudu...
O ayakkabıların sahibi dört insanın bulanık görüntüsü suda var, ama normal görüntüde yok.
Korku filmlerindekine benzer bir sahne bu...
**
Fotoğraf korku filmlerinden alınmış değil.
Bu kare, Mülteci Hakları Derneği’nin web sayfasında (mhdkibris.org) kullanılan görsellerden biri...
Filmden alınmış değil ama, bu foto-shop’lu görsel gerçek hayattan alınmış ‘korku’ dolu hikayeleri çok iyi anlatıyor.
Dünya çapında milyonlarca insanın yaşadığı, yaşamakta olduğu çok acı bir gerçeği yüzümüze vuruyor ‘sahipsiz ayakkabılar’...
Doğduğu toprakları hayata tutunabilmek için terkeden, terketmek zorunda kalan ve bunu yaparken ölümün soğuk nefesini sürekli ensesinde hisseden insanların dram hikayesinin bir simgesi o ayakkabılar...
**
Birkaç hafta önce arıza yapan ve kayalara vurup parçalanmaktan son anda kurtulan bir gemi içinde Esenpete açıklarında karşımıza çıkan gemideki insanlarla yüzleşmiştik toplum olarak...
Gemideki 300 kadar Suriyeli ve Iraklı mülteciyi birkaç saat içinde Türkiye’ye yollayıp, kendi gündemimize geri döndük, o insanları unuttuk bile!..
KKTC değildi onların ‘kaçmak’ ve ‘kurtulmak’ istedikleri yer, zira KKTC zaten ‘kaçılacak’ ve ‘kurtulunacak’ bir yer değildi!
Bunu bildiğimiz için olsa gerek, toplum olarak çok üzülsek de gemideki insanların yaşadıklarına, buradan gitmelerini izledik sadece...
İlk kez böylesine ‘insani’ yönüyle hayatımıza girmişti ‘mülteci’ konusu...
**
Oysa ‘mülteci’ sorununun dünyadaki boyutları giderek büyüyor.
Dünyada 51 milyon insanın ‘hareket halinde’ olduğu hesaplanıyor.
Bu hesabı yapan, dünyadaki tek mülteci otoritesi UNHCR, yanni BM Mülteciler Yüksek Komiserliği...
Son dönemin en büyük ‘göç’ veren ülkesi Suriye... Afganistan, Afrika’nın çeşitli ülkeleri, Ortadoğu, Uzak Doğu ‘umut yolculuğu’na en fazla kaynaklık eden ülkeler ve bölgeler arasında...
Kıbrıs coğrafi konumu nedeniyle özellikle Ortadoğu ve Afrika ülkelerinden ‘umut yolculuğu’na çıkanların sık sık geldiği bir ülke...
Ve çoğunlukla da ‘kaza’ eseri ya da ‘kazık’ eseri Kıbrıs’a çıkıyorlar. Mülteci simsarları, binlerce dolar aldıkları insanları İtalya, Yunanistan, İspanya yerine getirip Kıbrıs sahillerine atıyor ve kaçıyorlar.
51 milyon kişilik bir ‘pazar’ var ve bu iş gerçekten korkunç rantlar anlamına geliyor. ‘Mülteci mafyası’ Akdeniz’de de cirit atıyor.
**
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Kıbrıs Temsilciliği verilerine göre Akdeniz’de yılda yaklaşık 3 bin ‘mülteci’ denizde hayatını kaybediyor!
Yılda 3 bin can...
Ortalama hergün 10 kişi can veriyor demek bu...
Ve bu insanlar bizim de yaşadığımız coğrafyada ölüyor.
Cesetleri mavi Akdeniz sularında balıklara yem oluyor.
Kıbrıs’ta da yaşayan mülteciler de var. Kuzey ‘kaçacak’ ve ‘kurtulunacak’ bir yer olmadığı için pek tercih edilmiyor. Buna rağmen şu veya bu nedenle KKTC’de halen 60 kadar ‘mülteci’ yaşıyor.
Güney’deki resmi rakam ise 3 bin civarında... Bir o kadar da ‘mülteci hakkı’ kazanmak için başvuruda bulunmuş, bekleyen insan var. Ayarıca Güney’de binlerce kişinin de ‘kaçak’ olarak yaşamakta olduğu tahmin ediliyor.
Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin Kıbrıs’taki Temsilciliği, 8 kişilik ekiple mültecilere destek olmağa, onlara danışmanlık hizmeti vermeğe çalışıyor.
Kuzey’de ‘tanınma’ sorunundan dolayı Komiserlik yerine, Komiserlik’le birlikte hareket eden Mülteciler Derneği, çoğunlukla da ‘gönüllü’ kişilerin katkılarıyla işleri yürütmeğe çalışıyor.
Dünyanın dengesizliğinden kaynaklanan ve milyonlarca insanın ‘yaşam hakkı’nı tehdit eden bu evrensel sorunla başa çıkabilmek için duyarlılık ve destek gerekiyor.
Birkaç ‘ayakkabı’ daha ‘sahibini’ bulabilsin diye...