1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Şahitlerimizin göstermiş olduğu bazı olası gömü yerlerinde inceleme yapıldı…
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Şahitlerimizin göstermiş olduğu bazı olası gömü yerlerinde inceleme yapıldı…

A+A-

Kayıplar Komitesi, bazı olası gömü yerlerinde inceleme yaptı…

Kayıplar Komitesi’nin geçtiğimiz hafta içinde bazı yabancı uzmanlarla birlikte bazı olası gömü yerlerinde bazı incelemelerde bulunduğu öğrenildi.

Edindiğimiz bilgilere göre, Kayıplar Komitesi yetkilileri, Mağusa’da Namık Kemal Lisesi civarında bir şahidimizin tanık olmuş olduğu bir gömme olayıyla ilgili yerinde radar taraması yaptı ve yeraltını gösteren bazı aygıtlarla bölgeyi taradı.

Şahidimiz bize ve Kayıplar Komitesi yetkililerine 24 Ocak 2018 tarihinde bu alanda görgü tanığı olmuş olduğu olayı anlatarak, bölgeyi ve olası gömü yerini göstermişti.

O günlerde bu konuda şöyle yazmıştık:

“Kayıplar Komitesi araştırma görevlilerine, bazı okurlarımızla birlikte bazı olası gömü yerlerini gösterdik, bazı gömü yerleri hakkında bilgi paylaşımında bulunduk…

Mağusa’dan Kufez’e “kayıplar”ın izinde…

24 Ocak 2018 Çarşamba sabahı Kayıplar Komitesi araştırma görevlileri Hristiana Zinonos ve Halil Sayın’la birlikte yollardayız…

Mağusa’ya gidiyoruz, bir okurumuz ve şahitlerimizle buluşmaya…

Namık Kemal Lisesi avlusunda 1993 yılında önemli bir operasyona tanık olmuş olan şahidimiz, bize tam olarak neler görmüş olduğunu anlatacak ve olası bir gömü yeri gösterecek…

Bu şahidimizle buluşuyoruz ve birlikte Namık Kemal Lisesi’nin bulunduğu bölgeye gidiyoruz…

Aslında Kayıplar Komitesi’ne bilgi veren bazı şahitler, okulu çevreleyen duvarların ortalarındaki gancelliden içeri girildiği zaman, ağaçların altını göstererek buraya gömü yapılmış olduğunu anlatmışlardı geçmişte…

Bu şahitlerden bazıları bize de benzer bilgiler vermişlerdi…

Ancak burada Kayıplar Komitesi’nin geçmiş yıllarda yürüttüğü bir kazıda, herhangi bir “kayıp”tan geride kalanlar bulunamamıştı…

Namık Kemal Lisesi, 1940’lı yıllarda eski bir Kıbrıslıtürk mezarlığı üzerine inşa edilmişti… Burada bulunan insan kalıntıları, çok eski zamanlardan kalan kalıntılardı – “kayıplar”la alakası yoktu…

Ancak Namık Kemal Lisesi’nin avlusunda bir noktaya bir gömü yapılmış olduğu bilgisi doğru bir bilgiydi. Bu konuda görgü tanıkları bize konuşmuştu… Bunlardan birisi yıllar önce, NKL’nin karşısındaki hastaneden yapılan operasyonu izlemişti… Bu “operasyon”u tetikleyen şey, Gali Fikirler Dizisi ve Güven Arttırıcı Önlemler Paketi’ydi… 1992 yılında sunulan Gali Fikirler Dizisi ardından dönemin BM Genel Sekreteri bir de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi’ni taraflara sunmuştu… Bu pakette Maraş’ın açılması da öngörülmekteydi… Güven Arttırıcı Önlemler Paketi, 1 Temmuz 1993’te iki toplum liderine sunulmuş ve 30 Mayıs 1994’te de bu konudaki raporunu Güvenlik Konseyi’ne sunmuştu…  Kıbrıslıtürk tarafı Güven Arttırıcı Önlemler Paketi’ni reddederken, Kıbrıslırum tarafı bunları kabul ediyordu ve dönemin BM Genel Sekreteri de dönemin Kıbrıslıtürk liderliğinin tavrı hakkındaki düşkırıklığını 1994’te BM Güvenlik Konseyi’ne sunduğu raporda açıkça belirtiyordu…

(Bu konuda daha ayrıntılı bilgi için: http://www.mfa.gov.cy/mfa/mfa2016.nsf/7AC7348E7EB47711C2257F9C0035767E/$file/Confidence  Building%20Measures%20_30%20May%201994_.pdf)

Maraş’ta toplu mezarların boşaltılması tahminimizce işte bu döneme rastlıyor… Şahidimizin tanık olduğu olay da 1993 yılında meydana gelmiş…

Şahidimiz bizi Namık Kemal Lisesi’nin dış duvarının son bulduğu noktaya kadar götürüyor ve buradaki bahçe kapısından içeriye giriyoruz. Geniş bir alana beton dökülmüş… Bir meyil var… Burasının biraz doldurularak meyilin azıcık azaltılıp üstüne beton dökülmüş olduğunu anlatıyor şahidimiz…

1993 yılında bir akşam bir ses duymuşlar, sesi izlemişler…

Bir kamyon ve bir şironun işte tam bu bölgede çalışma yaptığını görmüşler… Yaklaşıp baktıklarında, birkaç da askeri cip görmüşler…

Şahidimiz, “Burada bir toplu mezar vardı da boşaltıldı diye bir şey olamaz çünkü burası Kıbrıslırumlar’ın eline geçtiydi 1974’te” diye anlatıyor… “Ve az ileride Namık Kemal Lisesi’nın orada öldürülen Kıbrıslıtürkler’in tümü de bulunup defnedilmiştir savaş bittikten sonra Kıbrıslıtürkler tarafından” diye anlatıyor.

Demek ki buraya başka bir yerden getirilenler gömülmüş olabilir… Örneğin Percana’nın Bahçesi’nde öldürülüp topluca gömülmüş olanlar… Yani Maraş’taki bazı toplu mezarlar boşaltılıp buraya taşınmış olabilir… Zaten geçmişten beridir Maraş’ta boşaltılmış olan bazı toplu mezarların, Namık Kemal Lisesi bahçesine taşındığı yönünde yaygın biçimde okurlarımızdan gelen bilgiler vardı…

Bölgeyi inceliyoruz ve şahidimiz bize ve araştırma görevlilerine, hangi noktaya kadar inceleme yapmaları gerektiğini anlatıyor…

Az ileride telle kesilmiş ağaçlık bir bölge başlıyor…

Şahidimiz bu bölgenin de araştırılması gerektiğine işaret ediyor ve nereye kadar gidilmesi gerektiği hakkında araştırma görevlilerine bilgi veriyor…

Ona teşekkür ediyoruz ve birlikte bir kahve içmeye gidiyoruz…”

(YENİDÜZEN – OCAK 2018)

 

TEKKE BAHÇESİ CİVARINDA DA İNCELEME…

Kayıplar Komitesi yetkililerinin birkaç şahitle birlikte kendilerine göstermiş olduğumuz Tekke Bahçesi çevresindeki bazı olası gömü yerlerinde de aynı incelemeyi yaptıkları öğrenildi.

Bu incelemelerin sonuçlarının ileriki dönemde ortaya çıkması bekleniyor…

Kayıplar Komitesi yetkilileri ve tüm görevlilerine “Çok kolay gelsin” diyoruz…


BASINDAN GÜNCEL…

“Ermeni yetimi Ruhi Su  - Razmig Sucuyan…”

1912'de Van'da doğan Ruhi Su bütün ailesini soykırımda kaybetti. Ermeni yetimi Ruhi (Razmig) ilk önce bir Ermeni Yetimhanesi'ne daha sonra da bir aileye evlatlık verildi. Evlatlık verilen ailenin yanında köle gibi çalıştırılan, okula gönderilmeyen ve her gün aile tarafından şiddete maruz kalan Ruhi Su'ya bölgedeki Alevi köylüleri sahip çıktı.

Küçük Ruhi'nin bütün okul masrafları ve harçlıkları yine Alevi köylüleri tarafından karşılandı. Ruhi Su büyüdüğünde Alevilere vefa borcunu ödemek için çokça Alevi deyişi seslendirdi. Eski bir Ermeni binası olan Sansaryan'da ağır işkenceler gören Ruhi Su, cezaevindeki koşullardan dolayı kansere yakalandı. Ruhi Su'ya "Ermeni ve Komünist" olduğu için pasaport verilmedi. Ruhi Su 20 Eylül 1985'te hayata gözlerini yumdu.

(YÜZLEŞME ATÖLYESİ – EYLÜL 2018)

 


“ODTÜ’lülerden, Denizin İki Yakasındaki Mübadillere Dair Lirik Bir Gösteri…”

“Neresi Sıla Bize, Neresi Gurbet: Bir Mübadele Öyküsü…”

Türkiye’de ODTÜ Türk Halk Bilimi Topluluğu Mezunları’nın, Cevdet İnci Eğitim Vakfı, Lozan Mübadilleri Vakfı ve ODTÜ Ege Mezunlar Derneği’nin destekleriyle hazırladığı, Yunanistan ve Türkiye arasında gerçekleşen nüfus mübadelesini anlatan “Neresi Sıla Bize, Neresi Gurbet: Bir Mübadele Öyküsü” gösterisi, ilk kez 6 Ekim 2018’de İzmir’de sahneye konacak. Müzik, dans ve teatral öğeleri bir arada sunan özgün gösteri, anayurtlarından zorunlu bir göç ile ayrılmak zorunda bırakılan milyonlarca Müslüman ve Ortodoks göçmenin hikâyesini anlatıyor.

Gösterinin senaryosunu yazan ve yönetmenliğini üstlenen ve ODTÜlü Levent Balta, gösteriyi sahneye koymaktaki amaçlarını şöyle anlattı: “Bu gösteri, 1923 Nüfus Mübadelesi konusunu Türk ve Yunan halklarının bin yıl süren ve halen devam eden komşuluk ilişkileri üzerinden sunmayı amaçlamaktadır. Siyasal, toplumsal sonuçları olmuş, kültürel ve insani etkileri kuşaktan kuşağa aktarılarak hala devam eden tarihsel bir göçü bir kez daha hatırlarken halkların komşuluğunun geleceğine yönelik umutlarımızı ortaya koymaya çalıştık.”

Yaşanan tarihsel süreci halk müziği ve halkoyunlarıyla birlikte dramatik bir kurguyla anlatmaya çalışan gösteri; İzmir’in ardından Kuşadası, Eskişehir, Ankara ve İstanbul ile mübadeleden etkilenmiş kuşakların yoğun olarak yaşadığı Midilli ve Selanik gibi Yunan şehirlerinde de sergilenecektir. 2018 Temmuz ayında yapılan görüşmede, Midilli Belediye Başkan Yardımcısı Konstantinos Astirakakis “iki yakanın yakınlığını ve kardeşliğini anlatan bu gösterinin Midilli’de gerçekleşmesi için ortaklığa hazırız” şeklinde görüş bildirdi.

“Neresi Sıla Bize, Neresi Gurbet: Bir Mübadele Öyküsü”nün tarih danışmanlığını Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyelerinden ODTÜ mezunu Doç. Dr. Tuncay Ercan Sepetçioğlu yapıyor. Müzik danışmanlığı ile birlikte Türkçe ve Yunanca ortak türkülerden oluşan repertuarın belirlenmesi ve icraya hazırlanmasını ise halkbilimi araştırmacısı ve derlemeci, Türk Rembetiko Takımı üyesi, ODTÜ Mezunu Ali Fuat Aydın üstleniyor.

 (YÜZLEŞME ATÖLYESİ – Eylül 2018)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 2190 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar