‘Şahitlik’ eder misiniz?
Güneyde okuyor oğlum...
Amerikan Akademi’de...
Ve EURO ödüyoruz!
Yine “borç” için banka yolu göründü...
Diyeceksiniz ki, “senin sorunun...”
Haklısınız!
Ama hesaplamıştık...
Koleje göndersek, kuzeyde...
Özel ders ücretiyle aynı gelecekti.
Türk Lirası’nın ruhuna “el fatiha” deneceğini doğrusu tahmin etmemiştik.
* * *
“El fatiha” demişken...
Girne’de dün bir cenaze vardı.
Eski Türk mahallesinde...
İki ya da üç Türk mahallesi varmış, savaştan evvel... Girne henüz küçük bir balıkçı kasabasıyken... Böyle giderse hepsi birkaç Kıbrıslı Türk mahallesi kalacak.
“Evimize bakalım”, “kapımızın önünü temizleyelim” diye diye...
Göremedik ki “ev” falan kalmadı.
Kapı önüne çıkamaz olduk!
Limasol’dan göçün ardından, Girne’nin en güzel senelerini yaşamıştık...
Betonun maviyi yenmediği günler...
Ağaçlar araçlardan fazlaydı...
* * *
Yazıcızade Cami, Girneli bir esnafını daha uğurladı dün... Ahmet Kanat. Hemen caminin yanındaydı işyeri. Girne’nin tek fırını da aynı mahalledeydi. O sokaklar bir başka kokardı. Ekmek kokusu insanın aklını alırdı.
* * *
İmam cenaze namazında sormuş dün:
“Merhumun Müslüman olduğuna şahitlik eder misiniz?”
Kalabalık öfkelenmiş.
İmamın üzerine yürümüş birkaç kişi...
“Yeter” demiş...
“Bu soruyu bir daha sormayacaksın.”
Daha önce de benzer tartışma yaşanmış...
İmam cenaze namazından sonra kötü niyeti olmadığını anlatmış.
Kıbrıslı öfkeli tabii...
Çünkü birileri ha bire “müslümanlık dersi” veriyor.
“Türkleştirme” modası vardı bir zaman... Şimdi “Müslümanlaştırma...”
Ölçü kaçtı!
İnanç vicdandan sokağa taştı.
Din bir “gösteri”ye dönüştü.
* * *
Cenazelerde acımızı yaşar, ölenle vedalaşır, birbirimize sarılırdık, geçmişte... Şimdi “sınava alınmış öğrenci”ye dönüştük... .
Memleketin “Kıbrıs” olduğuna bin şahit istiyoruz şimdi...