'SAHNEDEYKEN SOKAKTA KOŞTURUR GİBİYİM…'
Geleceğin dünya starları arasında yer alacağına yürekten inandığım bir Kıbrıslı sanatçı… Lütfiye Özipek!
Stella Aciman
Henüz 23 yaşında, pırıl pırıl… Karşımda konuşmuyor, adeta bir kuş misali şakıyor. Neşeli ve bir o kadar heyecanlı. Gelecekle ilgili planlarını anlatırken yerinde duramıyor. Gönlünü müziğe vermiş güzel mi güzel bir genç kız… Müthiş bir sesi var; yumuşak, insanın ruhunu okşayan. Geleceğin dünya starları arasında yer alacağına yürekten inandığım bir Kıbrıslı sanatçı… Lütfiye Özipek!
Şarkı, piyano, çello
Müzik geçmişinizden söz eder misiniz?
Ben Lefkoşa’da doğdum, Kıbrıslıyım. Ailem, daha konuşmaya başlamadan şarkı söylemeye başladığımı söyler. İlkokulda müzik öğretmenim keşfetti sesimi, güzel şarkı söylediğimi ve bana, “seni güzel sanatlara yönlendirmemiz lazım!” dedi. Ben de “tamam” dedim, zaten çok istediğim bir şeydi. Bana küçük bir çocukken ne olacağımı sorduklarında cevabım “şarkıcı” olurdu hep. Sonra piyano çalmaya başladım. İlkokuldayken Müzik Dostları Derneği’nde güzel konserler verdik, derneğin korosundaydım. Güzel Sanatlara girdim müzik okumak için; orta okul ve liseyi orada okudum, piyano çaldım, şan eğitimi aldım. 7 yıl boyunca çello çaldım, daha sonra da hep piyano ve çelloyla devam ettim. Daha sonra Güney Kıbrıs’ta üniversitede 2 yıl caz okudum, work shoplara katıldım. Ardından söz yazarlığı ve popüler vokalist okumak için İngiltere’ye gittim
Ne okuyorsunuz şu anda?
Popüler vokalistlik ve söz yazarlığı; alanım bu, pop değil ama popüler dediğimiz bütün dönemleri içine alan bir bölüm ve ayrıca şarkı yazarlığı öğreniyoruz.
Piyano çalmaya devam ediyor musunuz?
Evet, bestelerimi piyanoyla yapıyorum. Piyanoyu seviyorum ama gitar öğrenmek de istiyorum. Çelloyu da ihmal ettim şu sıralar. Çello benim için çok dokunaklı bir alet, çelloyu elime her aldığımda çalabiliyorum yine ama seçim yapmak zorundaydım. Ailem 15 yaşındayken sordu bana “çello mu alalım, piyano mu?” Ben de “piyano“ dedim ama konserlerimde çelloya da yer vermek istiyorum. İlerde bir konserimde çello dinletisi yapacağım mutlaka.
Three pop
Sahnede ne söylüyorsunuz?
Daha fazla Sezen Aksu, Bülent Ortaçgil ve Candan Erçetin’in şarkılarını söylüyorum. Onların şarkılarını çok seviyorum. Ancak bizim müzik tarzımız biraz daha farklı. Three pop tarzı müzik yapıyoruz.
Three pop nedir?
1990’lı yıllarda başlayan güzel bir müzik akımı… Daha yavaş tempoda, hafif depresif, müzik kalitesi minimal kullanılan bir müzik türü.
Türkçe şarkılarda böyle bir örnek var mı?
Yapmaya çalıştığım bu zaten. Türkçe three pop yok ama Türkçe şarkılarda da muhakkak kullanılmıştır. Mesela Candan Erçetin’in, ‘Her aşk biter mi’ şarkısı 90’ların three popu. Temposu, tonları, inanılmaz güzel bir three pop örneğidir ama kimse kalkıp da three poptur diyemiyor çünkü böyle bir bilinç yok. Ben three pop yapıyorum, amacım da bu bilinci yaratmak. Sezen Aksu’nun ‘Düş Bahçeleri’ adlı albümünde de büyük bir three pop saundu var mesela. İngiltere’de yaptığım müzik tarzıyla çok bambaşka bir tarz. Ben bu ikisini harmanlamak istiyorum. İnsanlara bunu anlatmak istiyorum, elektronik müzik yapıyorum ve caz söylüyorum. İnsanlar da bana, “sen caz söyle“ diyorlar. Ben caz söylediğimde sesimin farklı bir tonu var daha gırtlaktan, pop söylediğimde ise çok farklı bir ton var. Sesimi ben de dinlediğimde şaşırıyorum. Sanki başka bir insan söylermiş gibi geliyor.
Caz ve new caz
Sahnede hem çalıp hem söylemeyi denedin mi?
Hayır, ama ilerde olabilir. Klavyem olacak efektleri çalacağım, zaylafon çalacağım. Zaylafon üzerinde demirleri olan, vurularak çalınan bir alet.
Okul bittiğinde ne söylemeyi düşünüyorsunuz?
Caz… Bunu söylemezsem kendime yazık ederim, böyle doğmuşum diye düşünüyorum. Daha çok new caz tercih ediyorum, klasik caz da okudum. İlerde de new caz ve Sezen Aksu şarkıları söylemek istiyorum. Birsen Tezer’den de bir vokalist olarak etkilendiğimi söylemek isterim. Konserine gittim çok etkileyiciydi.
Nerelerde sahneye çıktınız ve ne tarz müzik yaptınız?
İlk konserimizi 17 Temmuz’da Narnia’da yaptık. Hip up soundlu bir konserdi. İngiltere’de de konserimiz oldu. Erkan Erzurumlu, Serhan Candaş, Uğur Güçlü ve Cemal Sönmez bana çaldılar. Grup içinde değişim olabilir, yurt dışı olduğunda bazen herkes gelemiyor. Benim müziğime katkıda bulunan herkesle çalışmak isterim aslında. Profesyonelce bu olaya başladım yani.
Uluslar arası vokalist
Okul bu sene bitiyor mu? Gelecekle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Evet, okul bu yıl bitiyor. Okulum bittiğinde Kıbrıs’ı temsil etmek üzere Amerika’ya gideceğim. Singers of Lands diye bir kuruluş var. Oradaki insanlardan biri birkaç yıl önce tesadüfen internetten karşıma çıktı. O kuruluşun farklı ülkelerden her yıl vokalist aldıklarını öğrendim. 6 aylık bir tur düzenliyorlar ve dört vokalist alıyorlar. Kıbrıs olarak da beni alıyorlar. Bu tura katılmak için ise tek şart üniversiteyi bitirmiş olmak. Bu çok önemli bir organizasyon… ABD’de farklı eyaletler geziliyor ve ben onlara “ben Kıbrıslıyım, Kıbrıs’ta kültür şudur, bunlar var ben cazcıyım” gibi şeyler anlatacağım, tanıtım yapacağım yani. Şu anda benim üniversiteyi bitirmemi bekliyorlar. Bu arada güzel konser planlarımız var, burada olacak konserlerimiz. Mayıs sonu üniversite bitecek ve geleceğim Kıbrıs’a. Yaz boyunca da buradayız, İstanbul’da birkaç konser ihtimalimiz var. Her hangi bir etkinlikte yer alabilirim. Yaz sonu büyük bir sürprizimiz olacak; Sezen Aksu şarkılarından oluşan bir three pop konseri! Bir açık hava konseri olacak bu bütün Kıbrıs için. Benim için de küçük küçük adımlardan sonra büyük bir adım olacak.
Sahneye çıktığında ne hissediyorsunuz?
Sahnede, çırılçıplak sokakta koşturduğumu hissederim genellikle. Kendimi çok kalabalıklarla, çok da yalnız hissederim. Sahnede içimde böyle bir tezat vardır; sevgilerimi, dostluklarımı, ailemi, varlığımı hissederim. Sahneye çıktığım anda bütün hayatım tamamlanmış gibi hissederim. Benim için sahnede olmak çok büyük bir şey; düşününce bile heyecanlanırım, tüylerim kalkar. Sahne, benim olmam yaşamam gereken yer gibidir.
Ben Kıbrıslı’yım… Bana AB sahip çıktı
Burada mı yaşamayı düşünüyorsunuz?
Evet, ben göç etmem, burada yaşayıp konserler vereceğim. Bir de albüm hayalim var, maddi manevi birikim yapmam lazım, ama öncesinde Avrupa ve ABD’de şansımı denemek istiyorum, bir çığır açmak istiyorum, çünkü birazcık three pop ölmüş bir döneminde. Kıbrıs’ta bu müziği yapan hiç genç yok. O yüzden Avrupa’da bir yolum olabileceğini düşünüyorum ve sonrasında da Amerika’da. Ben vatanseverim, burası benim doğduğum yer ve burada yaşamayı düşünüyorum. Ben vatanımı çok severim; kokusunu, çiçeğini, annemin yemeğini, evimi, köpeğimi, kedimi, ailemi çok fazla severim. Buradan giderken de çok ağlayarak gittim, her gideceğimde de ağlarım. İngiltere’de yapayalnızım ama orada bestelerimi yazmak, okuluma gitmek zorundayım, yalnız kalıp acı çekmek zorundayım, bu güzel enerji veriyor.
Bestelerin var mı?
Evet.
ABD’de katılacağın çalışmaya Kıbrıs olarak katılmak seni rahatsız etmiyor mu?
Evet, orada bu konunun altını çizeceğim, Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında katılacağım ama tabii ki anlatacağım buradaki durumu. Benim Cumhurbaşkanımın, Bakanımın benden haberi yok ama bana AB sahip çıktı. Ben bir Kıbrıslı Türküm, Türkçe konuşuyorum tabii ki bunu saklayamam. Orada Kıbrıs’ın yüzü olacağım.