1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Sahte devletin acınacak hali!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Sahte devletin acınacak hali!

A+A-

Devlet borçlu olduğu iş insanlarına, müteahhitlere borcunu yıl başından beri ödemiyor…

Ödeyemiyor!

Ve kimse sesini çıkaramıyor!

-*-*-

Çünkü “Anavatan para göndermedi” ya da “Anavatan para gönderemiyor” demekten herkes; ama bila istisna herkes korkuyor!

-*-*-

Ve arkadaşlar bu sisteme, “örnek demokrasi”, “kıskanılacak hoşgörülü bir ülke” falan diyor!

-*-*-

Kardeşim siz salak mısınız, köle misiniz?

İşinizi yapıyorsunuz, hala paranız ödenmiyor!

-*-*-

Bakın, dün sabah serbest piyasada dolar 34,1, euro 38,1, İngiliz Sterlini 45,05 TL’den işlem görüyordu…

Yani sekiz ay öncesine göre sizin “alacağınız” olan TL cinsinden para, sürekli değer kaybediyor…

Geçen sene Ağustos ayı başında 1 Amerikan doları 26 TL’ydi…

Dün 34 TL oldu!

1 Ocak 2024’te aynı Amerikan doları 29 TL’ydi…

Nereden baksanız, her bir dolarda 5 TL kaybınız var demektir…

-*-*-

1 Ocak 2024’te 10 milyon TL 345 bin dolara denk geliyordu…

Dün sabah 10 milyon TL 293 bin dolardı…

Yani sekiz aylık sürede, örneğin 10 milyon TL’lik alacağını tahsil edemeyen bir iş insanı, bir müteahhidin kaybı, 50 bin dolara yakındır!

-*-*-

Bu arada belirtelim, parasını alamayan müteahhitler arasında, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın anıt mezarını tamamlamaya çalışan şirket de var!

İnsanlar iş yapamıyor!

-*-*-

Hükümet?

Maliye Bakanı?

Uyumaya devam!

-*-*-

KEİ Ofisi’ni arayıp sorabilen var mı?

Yoktur!

Peki KEİ Ofisi’nden birileri arayıp, Türkiye’den paranın neden gelmediğini soran – sorabilen var mı?

Yine yoktur!

-*-*-

Neden?

Çünkü herkes korkuyor!

-*-*-

Haaa, ben de korkuyorum!

“Erdoğan’dan korkuyorlar” gerçeğini yazmaya çekiniyorum!

-*-*-

Ersin Tatar mı?

O gariban da cumhurbaşkanı olduğu şeyin, bırakın devlet olmamasını; egemen ve eşit – bağımsız bir devlet olduğunu söylüyor!

Acın da genne ama n’apacan!

-*-*-

Eşit ve egemen devlet ama parasını isteyemiyor!

“TBMM onayladı, göndersenize parayı, müteahhidimizi, hizmet satın aldığımız insanları ödeyemedik, herkes mağdur, TL sürekli değer kaybediyor” diyebilen tek kişi yok!

Koyun sürüsü müyüz, yoksa toptan köle miyiz bilemedim!


Başrolde Almanya var!

Almanya, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, önümüzdeki günlerde gerçekleşecek AB Dışişleri Bakanları Toplantısı’na katılmasına öncülük etti…

-*-*-

Bununla ilgili, bir önceki toplantıda Kıbrıs Cumhuriyeti “vetosu” vardı!

Bu “veto” kalktı!

-*-*-

Güney Kıbrıs’ta, Nikos başkanın destekçisi EDEK ve DİKO gibi “şahincikler” ya da tam adıyla “giksicikler”; caaak caaak ciiik ciiik vyaaak diye ötemeye başladı ve “neden taviz verdik?” sorularını sormaya başladı.

-*-*-

Peki, akıl var mantık var; Kıbrıs Cumhuriyeti, Fidan vetosunu “sıfır karşılıkla” mı verdi?

Yani Kıbrıs Cumhuriyeti, hiç bir şey istemedi ve “Macaristan davet etti, Türk Bakan da onun için katılıyor”du!

Kesinlikle öyle değil!

-*-*-

Almanya, şu anda AB’nin en ağır abisi olarak, Türkiye’nin bu birlikten uzaklaşmaması için İngiltere’den görevi devralmış durumdadır…

-*-*-

Haliyle, türkiye’nin AB’den uzaklaşmamasının yollarından biri, Kıbrıs çıkmazı ile de bağlantılıdır!

Bu çıkmazın, bir şekilde uygun bir yolla bağlanması ve trafiğin akması gerekiyor…

-*-*-

Almanya, AB adına, Kıbrıs’ta çözüm müzakerelerinin yeniden balanması için şu anda en aktif ülke durumundadır…

-*-*-

Ve Almanya ile AB; Türkiye ile ilişkileri düzeltmek adına, gerek Angela holguin gerekse Antonio Guterres’e hem çağrılar, hem baskılar yapmaktadır…

-*-*-

Almanya’ya göre, Eylül ayı içerisinde, beki sonlarına doğru, kesinlikle “üçlü bir görüşme” gerçekleştirilecektir…

Almanya bunun onayını Türkiye Dışişleri’nden almış durumdadır!

-*-*-

Almamış olsa, Hakan Fidan Dışişleri Bakanlar Toplantısı’na katılamazdı!

Bilmem anlatabildim mi?


osman-003.jpg

Abubakar Utham’a sahip çıkmak insanlık görevidir

Mehmet Ekin Vaiz “Hukuk ile Adalet her zaman aynı şey değildir. Yasal olan ile meşru olanın aynı olmadığı gibi” dedi…

Neyle ilgili olarak söyledi bunu?

Anlatayım!

-*-*-

Lefkoşa’da herkesin kesinlikle bir şekilde rastladığı “eksantrik” bir adam var…

Gana kökenliymiş…

Adı da Abubakar Utham’mış!

Polis, ülkede kaçak olduğu için tutmuş ve mahkemeye çıkarmış, asıl adını oradan öğrendik!

-*-*-

Eksantrik ne demektir?

“Başkalarından farklı olan” demek!

-*-*-

Bir çok kişinin adını “Osman” olarak bildiği bu kişi, giydiği kıyafetler, taşıdığı naylon poşetler, yırtık ayakkabıları ve boşluğa bakarmış gibi tavrı nedeniyle, kesinlikle başkalarından farklıdır.

-*-*-

Geçenlerde bizim evin karşısındaki apartmanın gölgesinde yaklaşık 3 saat ayakta bekledi, sonra yürüdü gitti!

Hiç konuşmadı, kimseye seslenmedi, kimseyi rahatsız eden bir tavrı da yoktu ama eksantrikti!

-*-*-

Ortada bir gariplik vardı tabii ki!

Ayrıca, her kim olursa olsun, bu kişinin “devlete” ihtiyacı vardı!

-*-*-

Davranışları, sokakta yaşamaya çalışıyor ya da yaşıyor olması çok farklıydı ve evet devletin bir şekilde bu kişiye “sağlık, barınma ve beslenme” gibi hizmeti olmalıydı!

-*-*-

Polis görevini mi yaptı?

Bilemem!

Polis, alıp mahkemeye çıkarmak yerine, keşke hastaneye teslim etseydi!

-*-*-

Bu kişiyi iki gün hapse atmak, çare mi?

Veya “sınır dışı” etmek insanlık mı?

-*-*-

İşte Mehmet Ekin Vaiz’in kısa açıklaması, bu konuyla alakalıdır…

Adalet ve hukuk aynı şey değildir!

Ve Abubakar Utham’a sahip çıkmak insanlık görevidir…

Ayrıca “Devlet” diye nara atmakla “devlet” olunmaz…

Bu yazı toplam 1903 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar