1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Sahte ilişkiler…
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Sahte ilişkiler…

A+A-

İlişkilerin de artık sadece çıkar ilişkisi konumuna indirgenmiş halini yaşıyor olduk. İnsanlar birbirine yaklaşırken “acaba bu insandan, bu ilişkiden ne çıkar elde edebilirim” düşüncesi hâkim oluyor öncelikle…

Sevgiler, dostluklar, paylaşımlar geri planda…

Bir şey paylaşmaya gelince bitiverir zaten hemen o ilişki…

Çünkü o birliktelikte ne sevgi vardır, ne de gerçek anlamda dostluk.

Sadece bir şey beklenir.

Nemalanma beklentisidir o ilişkinin kurulma amacı…

Tek taraflı hem de; ‘o versin, ben alayım.’

Öyle olduğu sürece bir sorun yoktur, sürer gider o sahte ilişki eğer karşıdaki de çok saf veya çok verici olursa…

***

Küçük bir fikir ayrılığında bitmeye mahkûmdur.

Zaten ortada paylaşılacak, tartışılacak fikir de yoktur.

Sadece somut bir beklenti vardır, o insan bana iş kapısı açar mı, kurduğum ilişki bana kredi sağlar mı, cebimdeki paraya para katar mı veya en azından cebimdeki para cebimde kalır mı, ondan bir faydam olur mu, kapılar bana açılır mı gibi beklentiler bir süre o ilişkinin sürmesini sağlayabilir.

Ancak o ilişkinin getirisi olmadığı görüldüğünde bir anda başlayan ilişki yine bir anda biter.

‘Fikir’ de burada ortaya çıkmış olur. Senin düşüncen benim düşünceme uymuyor gibi söylenir, oysa ortada karşılanmayan beklentinin ortaya çıkışından başka bir şey yoktur. ‘Fikir çatışması’ diye konulur bunun adı. 

***

Geçmiş zamanda çok var mıydı bilemem, çok hatırlamıyorum ama şimdiki zamanda o kadar sahte sevgiler var ki!..

Veya ‘sahte sevgi gösterileri’ demek daha doğru olur sanırım.

Yüze gülmeler, sahte sevgi sözcükleri ve özellikle sosyal medyadan paylaşılan sevgi emojileri, öptümler, kalpler ve “herkesi ayırımsız çok seviyorum” anlayışı yaratılmasını isteyen paylaşımlar.

Oysa aynı kişi hemen aşağıda nefret söylemleri de geliştirebilen bir özelliğe sahiptir. Eleştiri adı altında yerden yere vuran, çamura batırıp çıkaran bir yazı stili vardır ama hemen ardından da başka birilerine “Ne kadar hoşgörülüyüm, ne kadar seviyorum insanları” diyebilecek kadar da ikiyüzlüdür.

***

Hayat şartları o kadar zorlayıcıdır ki getirisi olmayan bir ilişki, ilişki değildir. Böyle bir birlikteliğe gerek yoktur. Banka faizlerinin çok yüksek olduğu dönemlerdeki gibi bir koyup üç almayı hedefler insan, kurulacak ilişkiden… Hatta hiçbirşey koymadan fazla alınabilirse çok daha iyi olur.

Yine de iyimserlik yaparak bu konuda hatanın insanlarda olduğunu düşünmek istemiyorum. Bu duruma itilecek kadar kötü bir sistemin içinde yaşıyor olmanın insana verdiği bir kurtuluş biçimi olarak görüyorum. Asılacak bir dal, dayanacak bir duvar. Düşüldüğünde tutunacak bir el arıyor çoğu zaman insan olmanın verdiği çaresizlik duygusu…

Bu sahte ilişkiler belki uzun vadede olabilecek şekilde herkesin huzurlu, mutlu, yeterli bir gelirin olduğu, demokrasisi gelişmiş bir düzende son bulabilir. Önemli olan bu uzun vadeyi kısaya dönüştürebilmek.     


Reynar başladı

Kıdemli Yargıç Tacan Reynar görevinden istifa ederken yaptığı açıklamalarla çok dikkat çekti. Bundan sonrası için de biriktirmişlikleri yazmak istediğini söylemişti. Tacan Reynar, bu biriktirmişlikleri Yenidüzen’de yazacak. Daha önce 11 Temmuz olarak açıklanan bu tarih, 11 Haziran’a çekilerek bugün itibarıyla aramıza katıldı. Reynar’a ‘hoşgeldin’ diyoruz. Yazacaklarını herkes merakla bekliyor. Dün gazetemizde Cenk Mutluyakalı’ya anlattıkları vardı; “Bu düzen bizim fanusumuzdur, dışına çıkmaya bir türlü cesaret edemediğimiz, çokça eleştirdiğimiz ama eleştirdikçe daha çok savunur olduğumuz bir düzen. Bu düzen bizi içine hapsediyor” diye açıklıyor içinde yaşadığımız sistemi Reynar. Bir de yargının eleştirilebilecek olmasından söz ediyor. “Eleştirilemez” denmesinin çağdaş olmadığını belirtiyor ve bunun da yasak olmadığını, yasada sadece dava süreciyle ilgili bilgi vermek konusunda bazı düzenlemelerin olduğunu hatırlatıyor Reynar ki, bence de yargının aldığı kararlar konusunda mahkemeleri yıpratıcı olmayan bazı eleştirilerin yapılması zarar yerine yarar getirecektir diye düşünüyorum.  


Kayıt sırası

Önceleri hastane polikliniklerinde sabahın erken saatlerinde sıra numarası almak için neredeyse akşamdan orada uyuyan insanların olduğunu biliyorduk. Şimdi bu durum okullarda kayıt için başladı. Girne’de 23 Nisan İlkokulu’nda geçen yıl yer kalmadığı için okula alınamayan çocukların olduğunu hatırlarsınız. Buna önlem olarak aileler bu yıl sabahın erken saatlerinde okulda sıra numarası almak için nöbet tutar oldular. Neredeyse sahura kalkan okula gider oldu. Sayın Bakan’ın dikkatine!


Kim uygulatacak?

Hani Mahkeme,  özelde Escape Plajı için karar almıştı. Yasada öyle yazdığı için komik olan bir rakam da belirlemişti hizmet karşılığı olarak… Ama karar orada kaldı galiba… Uygulatacak otorite yok gibi! Duyduğuma göre vatandaşın biri nasıl olduysa sızmış! ve plaja girip yıkanmaya başlamış. Görevliler onu denizin kenarında çıkması ve bilet kesmeleri için uzun süre beklemişler.

 


 

En İyi yananlar, eski odunlar; en güvenilen kimseler, eski dostlar; en rahat okunanlar da eski yazarlardır.

BACON   

Bu yazı toplam 3052 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar