Şaka, şaka
Bir Avrupa Havaalanı’ndayım, Nisan Bir’e çeyrek kala. Pasaportum gereği ayrı bir sıraya giriyorum, E’li U’lu olanına. Yan kuyruğun uzunluğu bir an tereddüt etmeme neden oluyor. Arkamdaki sabırsız delikanlı itekliyor nazikçe, ‘doğru yoldasın bekleme yapma!’ babında. Pasaportumun geldiği ülkeye dayalı VIP muamelesi görüyor olmam bir tek benim aklımı kurcalıyor belli ki. Savaştan kaçarken, denizlerde boğulan Suriyeli mültecilerin konumuzla hiç alakası yok tabii ki.
Afrodit’in adasını herkes duymuş artık, ‘romantik’ uçak kaçırma macerasını soruyor pasaportumu her gören, anlamlı anlamlı gülümsüyor. Yaa diyorum, işte Anastasiades de ‘Her zaman böyle işlerin altında kadın vardır’ dedi. Yok yok 1 Nisan şakası değil, gerçekten dedi. Ve gerçekten buna binler, kadınlar, erkekler, şaka diye güldü. Tam olarak aşağılanan kim anlamadılar bile, bu da şaka değil.
Bavulumu beklerken haberlere göz atıyorum web sitelerinden. Paskalya tatilinde Lunapark’a giden çocukları kim patlatır, niye patlatır diye kafa patlatıyor birileri. Hayır, Bir Nisan değil henüz, gerçekten sırf başka dine ait diye çocukları öldürenler var, ve bu dünyanın ne hale geldiğini bir türlü anlayamayanlar!
Minnacık bir kız çocuğu var karşıma çıkan bir sonraki haberde. Hayatındaki en önemli ‘güvenlik’ figürleri; Babası, amcası, abisi beş yıl boyunca tecavüz ediyorlar. Yavrum yedi yaşından itibaren yıllarca, defalarca tecavüze uğruyor babasının ‘ananı boşayıp, seni alacağım’ dediğini anlatıyor arkadaşlarına. Korkudan kimse ağzına açamıyor. Kız babadan hamile kalınca daha fazla üstü örtülemiyor, ortalığa dökülüyor ‘ailenin iç meselesi’. Mahkeme, sanıkları ‘kızın esneklik nedeni ile kızlık zarı bozulmamıştır’ gerekçesi ile tutuksuz yargılıyor. Ah, ah keşke Nisan Bir yazsa haberin sonunda, yazmıyor ki, gerçek!
UBP Koalisyon Hükümetini ‘CTP özelleştirmeye karşı çıkıyor’ diye bozmuş söylentileri çalınıyor kulağıma, özellikle de Kıb-tek konusunda. Vallahi şaka değil!
Lefkoşa Belediye Başkanı gururla açıklıyor, 1 Nisan şakası olmadığının altını çiziyor; ‘Yaklaşık 6 yıldır personelimizin yatmayan Sosyal Sigorta, İhtiyat Sandığı ve vergi yatırımlarını 2 aydır eksiksiz yatırdığımızı belirtmek isterim.’ 6 yıldır bu Devlet’in bir kurumu kendi yasalarını göz göre göre çiğniyor. Hiç birşey olmuyor, yasaya uymak övünç kaynağına dönüşüyor. Belediye emekçisi maaşını alamadığı günleri de tanıyor, haliyle buna şükrediyor. Ölüm, sıtma hikayesi bu, yapacak bir şey yok.
‘Baf’ın Belediye Başkanı hapiste, Kıbrıslı Rumlarla birleşince ne değişecek sanıyorsunuz?’ diyenler de var! Şaka mı, gerçek mi anlamadığım cümleler bunlar. Doğru, Larnaka Belediye Başkanı da yolsuzluktan yargılanıyor. Eski Lefkoşa Belediye Başkanı veya Ombudsperson’un raporundan sonra eski Ulaştırma Bakanı hakkında bir tutuklama kararı var da ben mi bilmiyorum yoksa? Yeni kurulacak Hükümet’te görev alırlarsa şaşırır mıyım?!
Üzerinde ‘Enosis’ yazan bir Kıbrıslı Rum genç kız görüntüsü düşüyor sosyal medyaya, yer yerinden oynuyor. Milliyetçilerimiz çığlık çığlığa. Sanki Taksim isteyen kendileri değilmiş gibi, verip veriştiriyorlar. Nedense barışçıl cepheye kapak olmalıymış resim. ‘Ne farkları varmış ki?’ diyorsanız, haklısınız. Şaka olmadığını biliyorsunuz zaten.
Eşini her fırsatta aldatan ve bununla hava atmakta herhangi bir sorun görmeyenlerin ortalıkta dolaşan saçma videolarla alay etmesi de şaka değil. ‘Kimi ne ilgilendirir ki, hem işinden niye istifa etsin, ne alakası var?’ sorusuna gelen cevap ise toptan şaka olmalı diyeceksiniz, değil! ‘Yakalanmayacaktı işte, acemiymiş!’
Her yerde okuduğum haberlerin, duyduğum yorumların topu birer şaka gibi de, bu yılın şaka şampiyonunu ben aşağıdaki cümle ilan ediyorum;
Her birey, cinsiyeti, cinsel yönelimi, sosyal ve kültürel sınıfı, dini, dili ve milliyeti fark etmeksizin eşit ve hür doğar.