"Salgında erken genel seçim zor"
Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, salgın döneminde erken genel seçimin "zor hatta imkansız" olduğunu söyledi.
Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, salgın döneminde erken genel seçimin "zor hatta imkansız" olduğunu söyledi.
Şefik, mevcut yasa ile seçimin yapılmasının mümkün olduğunu ancak "pandemi koşullarında alınacak tedbirlerin tartışılır olduğunu" kaydetti.
Oyların cetvellere yansıtılmasının büyük sorun olduğunu ve çalışanların uzun saatler çalışmasına yol açtığını anlatan Şefik, Seçim Halk Oylaması Yasası’nın Meclis Genel Kurulu’nda yeniden gözden geçirmesi gerektiğini söyledi.
Mahkemelerin iş yüküne de dikkati çeken Şefik, 2017 yılında Mahkemeler Yasası’nın tadil edilerek yargıç atayabildiklerini ancak "oda sıkıntısı yaşandığını" ifade etti.
Merkezi Cezaevi ile ilgili de konuşan Narin Ferdi Şefik, ülkedeki siyasi sorunlardan sonra ele alınması gereken önemli olan konulardan birinin de yeni cezaevi inşaatının tamamlanması olduğunu söyledi.
Yüksek Mahkeme'de de yaşanan sıkıntıları dile getiren Şefik, Yargıtay Mahkemesi'nde çok sayıda hukuk dosyası olduğunu, davaları Yargıtay Hukuk ve Yargıtay Ceza diye ayırmak zorunda kaldıklarını kaydetti.
“Mevcut yasa ile genel seçim zor”
“Seçim Halk Oylaması Yasası Meclis Genel Kurulu’nda yeniden gözden geçirilmeli”
“Her sandıkta 300’e yakın seçmen var, köylerde ise bu rakam 400’e çıkıyor. Sandıklar kapandıktan sonra İlçe Seçim Kurulu’nda bilgilerin bilgisayara aktarılması salgın sürecinde kalabalık oluşma riski ortaya çıkaracak”
“Yargıç atama, oda ve duruşma salonu olmadığı için zor”
“Yeni Merkezi Cezaevi’ne geçilememesi üzücü”
"Cezaevi şartları bilinmediği zaman birine hapis cezası vermek kolay. Ancak oradaki konumu gördükten sonra muhakememizi yaparken, daha geniş çaplı düşünüyoruz"
“Çarşaf sisteminde seçim yapmak çok zor”
Mevcut yasa ile yeni bir seçime gitmenin çok zor hatta imkânsız olduğunu anlatan Yüksek Mahkeme Başkanı ve Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Narin Ferdi Şefik, “Son yaşadığımız genel seçimin ardından bu yasa ile yeniden bir seçime gidilmesi bu salgın koşullarında tartışılır” dedi.
Daha öncede bunu izah ettiklerini kaydeden Şefik, oy pusulasının cetvellere dökümünün 17 dakika aldığını kaydetti.
“Salgın gölgesinde ‘genel seçim’ zor”
Her sandıkta 300’e yakın seçmen olduğunu, köylerde ise bu rakamın 400’e çıktığını kaydeden Şefik, sandıklar kapandıktan sonra İlçe Seçim Kurulu’nda bilgilerin bilgisayara aktarılmasının salgın sürecinde kalabalık oluşmasının risk ortaya çıkaracağını ifade etti.
Son yapılan genel seçimi anımsatan Şefik, “Genel seçimlerde basın bu perişanlığı görüntülemişti” dedi.
Genel seçimlerin hem mevcut yasa hem de pandemi koşullarında yapılmasının çok zor olduğuna işaret eden Şefik, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tüm kuralların harfiyen uygulanıp, bu kurallara uyulduğunu söyledi.
“Seçim ve Halk Oylaması Yasası gözden geçirilsin”
Seçim Halk Oylaması Yasası'nın tekrar Meclis tarafından gözden geçirilmesi gerektiğini de ifade eden Şefik, “Biz çok kez izah ettik. Bizim çalışmamız açısından sistemin kolaylaşması, sürenin kısaltılması için çarşaf sisteminden vazgeçilmesi gerekir. Yahut hem karma, hem tercih uygulamasından vazgeçilmesi gerekir. Üçüncü alternatif en azından karma ve tercih kullanımında ilçeler arasındaki kısıtlamaların kaldırılması gerekir. Bütün bunlar bizim açımızdan zamanı kısaltır. Bunlar bizim siyasi bir tercihimiz değildir. YSK olarak zamanı kısaltmaktır tek derdimiz. Siyasi bir tercih yoktur.”
Sandıklarda otomasyon sistem…
Oy kullanmanın en iyi alternatiflerinden birinin otomasyon takibi olabileceğine de değinen Şefik, bilgisayar sistemi üzerinden oy vermenin hatalı oy vermeyi de ortadan kaldırabildiğini kaydetti. Bu sistemin hazırlanabilmesi için 1 yıllık bir süre gerektiğini kaydeden Narin Ferdi Şefik, önemli bir maddi külfeti de olduğunu söyledi.
Şefik sözlerine şöyle devam etti;
“O maddi külfetin de olup olmadığının cevabı bende değil. Maddi kaynak bulunduğu takdirde 1 yılda yapılabileceği söylenmişti. Bu yapıldığı takdirde, seçimlerde netice çok kısalır. Ada çapında ciddi bir internet sağlayıcısı da gerekli bunların yapılabilmesi için maddi kaynak var mı? Cevabı bende değil.”
Mahkemelerin iş yükü, Yargıç sayısı…
“Yargıç odası ve duruşma salonu sıkıntısı var”
Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, kaza mahkemelerinde yargıç sayısının arttırılmasının mümkün olduğunu belirtti.
2017 yılında Mahkemeler Yasası’nın tadil edildiğini yasada kıdemli ve kıdemsiz yargıç atama olanağı sağlandığını ifade eden Şefik şunları söyledi: “Yargıç atamadan önce atayacağımız Yargıcın odası, duruşma salonu olması gerekir. Bu aşamada mevcut alt yapıda yargıç atayabileceğimiz tek yer İskele’dir. İskele’de yeni bir bina var ve boş odalar vardır. Hali hazırda iki yargıç var, ancak şuanda dava sayısı İskele Kaza Mahkemesi’ne üç veya dördüncü bir yargıç atanmasına neden değil. İskele gelişen bir bölge olduğu için ileriki yıllarda, gerekli olduğunda yer var. Girne Mahkemesi'nde genişleme olanağımız yok. Girne Kaza Mahkemesi kullanımına bir yer tahsis edilmiştir, ancak o tahsisten sonra daha önce birilerinin kullanımına verildiği için onlar YİM’de dava açtı ve dava sonucu beklenir. Davaya ilgili taraf değiliz. Girne’de daha fazla yargıç barındıracak bir ortam yoktur. Güzelyurt’ta da öyle bir olanak yoktur. Güzelyurt ve Lefke yargıçları dönüşümlü olarak Girne’ye gittikleri için o şekilde oda ve salon paylaşımı sorunu yaşanmamakta. Dava sayıları bunu gerektirecek bir durumda değil” dedi.
“Lefke Mahkemesi için çok uğraş verdik”
Lefke Mahkemesi’ne de dikkati çeken Şefik, oradaki durumu çok kez izah ettiklerini 2014 yılından bu yana ihaleye çıkılması için ciddi uğraş verdiklerini söyledi.
Şefik, “Herhangi bir netice elde edilmedi, bu süreçten sonra netice elde edilir mi bilmiyorum” dedi.
Mağusa Kaza Mahkemesi’nde de bina sıkıntısı nedeniyle yargıç atanamadığını kaydeden Şefik, bina yapılması halinde sayının arttırılabileceğine dikkati çekti.
Eski Polis binası 5 yıldır sonuçlanmadı…
Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde de yeni yargıç odalarının oluşturulması için tek çarenin eski polis binaları olduğunu kaydeden Şefik, 5 yıldır hala bir sonuç alınamadığını ne zaman bitirileceği konusunda da bilgileri olmadığını kaydetti.
“Yüksek Mahkeme tıkandı”
Yüksek Mahkeme’nin de iş yoğunluğuna değinen Narin Ferdi Şefik, iş yoğunluğu nedeniyle bazı konuların ötelendiğini söyledi. Yüksek Mahkeme’de 8 Yargıcın olduğuna işaret eden Şefik, iki salonu ayırdıklarını, bir salonun Yüksek İdare Mahkemesi bir salonun da Yargıtay Ceza olduğunu kaydetti.
Salonlarda farklı heyetlerin dava gördüğünü de belirten Şefik, “Bazen ara emri tek yargıçlı davalarda dinleniyor. Dava dinlemek için yargıçlar sıraya girmekte. Yüksek Mahkeme’de de sıkışıklık oldukça var. Yargıtay’ın çok müthiş bir hukuk dosyaları var. Yargıtay’ı rahatlatmak için hukuk ve ceza olarak ayırdık. Ceza davalarının bekleme olanağı yoktur, bu defa Yargıtay dediğimiz üç yargıç cezaya ağırlık verdiği durumda hukuk davaları kalacak. Yargıtay ceza heyetinin üyesi hali hazırda Yargıtay hukuk üyesidir. Üçüncü üye Yüksek İdare Mahkemesinde oturum yapandır. Bu koşullarda en büyük sorunu Yargıtay ceza yaşıyor. Bu sıkışıklıkta, Ceza davasını istinaf eden bir kişi o istinafını erken gördürmesi çok zor. Kısa sürede dinlenemediği takdirde o kişi cezasını bitirir ve istinafı çok sonra görülebilir bunun da pratikte hiçbir değeri yoktur. Toplum açısından da böyle bir zararı mevcuttur” dedi.
“Yeni cezaevine hala geçilememesi üzücü”
Artan suçlarla birlikte Merkezi Cezaevi’ne de dikkati çeken Şefik, yapımı süren yeni cezaevine geçilememesinin oldukça üzücü olduğunu söyledi.
Pandemi döneminde en fazla üzerinde durdukları konulardan biri olduğunu kaydeden Şefik, “Cezaevine, Ağır Cezaya atandığım zaman o dönemin başkanı ile gittim. Cezaevi şartları bilinmediği zaman birine hapis cezası vermek kolay. Ancak oradaki konumu gördükten sonra muhakememizi yaparken, daha geniş çaplı düşünüyoruz. Oranın koşulları insani koşullarda olması gerekir. Pandemi dönemi en fazla üzerinde durduğumuz hükümsüz tutukluların dava müracaatlarının bir an önce ele alınmasıydı. Binaya hala geçilmemesi oldukça üzücü bir gelişme, umarım siyasi olarak ortam rahatladıktan sonra bu acil konular birer birer ele alınır.”
Pandemi ve önlemler…
Pandemi nedeniyle pek çok dava için “tehir talebi” olduğunu ifade eden Şefik, pek çok dosyanın bu nedenle ertelendiğini belirtti. İnsanların salgın nedeniyle mahkemeye gelmeye çekindiklerini de anlatan Şefik şunları söyledi: “Kaza Mahkemelerinde en son verdiğimiz bir direktif vardı, yapabileceklerinizi yapın tehir talepleri geldiğinde onu zorlamamak gerek, çünkü pandemi koşullarında sağlığın nereye gidileceğini kestirmek mümkün değil. Makul ise erteleme verilmesi gerekir. Pandemi koşullarının rahatlamasını dilerken, sayıların artmasını görmek istemiyoruz Kıbrıs’ın güneyindeki vakalar bizi korkutuyor. Ülkemiz küçük tanınmamış ekonomik sorunları olan bir ülke”