Salih Usar: Mobil iletişimdeki pahalılığa son verilmelidir
KONUK YAZAR / Salih Usar
Mobil iletişimdeki pahalılığa son verilmelidir
Bilindiği üzere, Bakanlığımız döneminde, telefon ve internet kullanım ücretlerinde, 2008 yılından başlayarak, önemli indirimler yapılmıştı. Dünyada iletişimin her geçen günle birlikte çeşitlilik arzettiği, ayrıca ucuzladığı bir gerçekliktir.
Bakanlığımız döneminde yapılan çalışmalar sonucu, 2008 yılında, Ağustos ayından başlamak üzere uluslararası aramalarda %25 oranında indirim yapılmıştı.
Bu çalışmanın bir devamı olarak, 2009 yılı başlarında uluslararası aramalarda %37 ile %82 arasında değişen çok ciddi oranlarda yeniden indirime gidilmiş ve yurttaşlarımızın bu hizmetten çok daha ucuz bedeller ödeyerek yararlanmasına olanak sağlanmıştı. Yapılan bu düzenlemelerle, Güney Kıbrıstaki tarifeler yakalanmış, hatta bazı aramalarda, biz daha ucuz hale gelmiştik. Bu uygulama, CTP-BG Hükümetinin halkımıza sunduğu önemli bir hizmetti.
Bakanlığımız döneminde, Türk Telekomünikasyon AŞ ile imzalanan yeni arabağlantı sözleşmesi ile, Türkiyedeki gerek sabit hatları, gerekse mobil hatları aramada, yaklaşık %20 ile %38 dolayında indirime gidilmiş, böylece uluslararası aramalardan sonra, çalışmamızın ikinci bacağı olarak, Türkiye’ye dönük sabit ve mobil aramalarda da önemli oranlarda indirim gerçekleştirilmişti.
Telefon tarifelerinden sonra internet tarifelerinde de ciddi oranlarda indirim yapılmış, böylece internet kullanımının ülkemizde daha da yaygınlaştırılması doğrultusunda önemli adımlar atılmıştı.
Arabağlantı Ücretleri Düşürülmelidir
Annan belgesinin referanduma sunulacağı dönemde, Güney Kıbrısta iki, Kuzey Kıbrısta da iki olmak suretiyle dört şebekeye lisans verilmesi gündeme gelmiş ve bu doğrultuda çalışmalar başlatılmıştı. Güney Kıbrısta Cyta’nın yanısıra ikinci bir mobil işletmeye lisans verilmiş ve güneyde lisanslı yaşama geçilmişti.
Bizde de lisans verilmesi o dönemdeki Bakanlar Kurulu tarafından uygun bulunmuş ve Kıbrısın Kuzeyinde de lisans verilerek, lisanslı yaşama geçilmişti. Lisans sözleşmelerinin imzalandığı dönemde, arabağlantı tarifeleri belirlenirken, Türkiyedeki durum gözönünde bulundurulmuştu. O dönemde Türkiyede uygulanan tarifeler şöyle idi:
Sabitten, mobile: 13.6 Krş/Dak.
Mobilden, sabite: 2.5 Krş/Dak.
İşte Türkiyedeki bu tarifeler gözönünde bulundurularak, Yine aşağıdaki tarifeler uygulamaya konmuştu:
Sabitten, mobile: 13.0 Krş/Dak.
Mobilden, sabite: 2.6 Krş/Dak.
Arabağlantı sözleşmesinin imzalandığı dönemde Türkiye’deki 13.6 Kuruş olan arabağlantı ücreti çeşitli tarihlerde düşürülerek, günümüzde 2 kuruşlar düzeyine indirilmiştir. Türkiye’deki arabağlantı ücretleri şöyle bir seyir takibetmiştir:
Tablodan da görüldüğü üzere arabağlantı ücretleri, süreç içinde 13.6 kuruştan, 2 kuruşlara inmiştir. Bizler hükümette iken GSM operatörlerini toplantıya çağırmış ve bir uzlaşı sağlanamaması durumunda sadece arabağlantı değil, bütün tarifeleri belirleyip Telefon Hizmetleri Ücretler Tüzüğünü değiştireceğimizi, itirazlarının olması durumunda mahkemeye başvurabileceklerini söylemiştik. Bunu söylerken de gücümüzü, lisans sözleşmesinden alıyorduk.
Lisans sözleşmelerinin 12. Maddesinde aynen şöyle bir düzenleme vardır:
“İşletmeci, sürekli verilen hizmetlerin tarifelerini, azami fiyat sınırları içinde kalmak suretiyle serbestçe belirleyebilecektir”
Görüldüğü gibi tarifeler belirlenirken azami fiyat sınırları içinde kalınması gerektiği öngörülmektedir. Yani operatörler istedikleri, diledikleri tarifeleri uygulayamazlar. Azami fiyat sınırını aşmamak zorunluğundadırlar.
Peki, azami fiyat sınırını kim belirlemektedir? Bunun yanıtı, yine lisans sözleşmesinin içinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Sözkonusu düzenleme şöyledir:
“Bakanlık GSM ve IMT2000/UMTS Hizmeti için azami fiyatı, İşletmecinin de görüşünü almak suretiyle, yurtdışında benzer hizmetler için uygulanan tarifeleri de dikkate alarak, ilgisine göre Yeni Türk Lirası ve ABD Doları olarak belirleyecek ve onaylayacaktır.”
Lisans sözleşmesindeki düzenleme, herhangi bir şüpheye yer vermeyecek şekilde, azami fiyatların, bakanlık yani Bayındırlık ve ulaştırma Bakanlığı tarafından belirleneceği şeklindedir. İşletmelerin yani KKTCell ile Telsim Vodafone’nun sadece görüşü alınacaktır. Alınan görüş olumsuz olsa bile, Bakanlık, yetkisini kullanarak, azami fiyatları belirlemek ve işletmecilere uygulatmak yetkisine sahiptir.
UBP hükümetleri döneminde azami fiyatların belirlenmemesi nedeniyle hem yurttaşımızın pahalı hizmet almasına neden olunmuş ve hem de devletin zarara uğratılmasına neden olunmuştur.
Günümüzdeki Bayındırlık ve Ulaştırma bakanı Sayın Kaşif, % 10-15 oranındaki indirimlerden sözetmektedir ki yanlışın sürdürülmesi sözkonusu olmaktadır.
Lisans sözleşmeleri imzalanırken nasıl ki Türkiyedeki arabağlantı tarifeleri gözönünde bulundurulmuş, hatta bu tarifeler devlet lehine değitirilmişti. O halde lisans sözleşmesindeki “…yurtdışında benzer hizmetler için uygulanan tarifeleri de dikkate alarak…” hükmünden hareketle Bakanlık, azami fiyatları belirlemelidir. Bunu yaptıktan sonra gerek yurttaş ve gerekse devlet leyhine olacak yeni tarifeler, Telefon Hizmeti Ücretler Tüzüğünde yayımlanarak, yürürlüğe konmalıdır.
Bu noktada hemen bir hususa daha vurgu yapmak gerekmektedir. Avrupa Birliği normlarına göre gerek roaming yani dolaşım hizmetlerinden, gerekse sonlandırma ücretlerinden kazanç elde edilmemesi gerektiği düzenlenmiş bulunmaktadır.
Yukarıda sıraladığımız görüşler ışığında gerek bakanlık, gerekse düzenleyici kurul, kısa sürede tarifelere ve arabağlantı ücretlerine müdahale etmeli ve yurttaş ile devlet aleyhine olan bugünkü anomalilere son vermelidir.